AKP, kömür ve erzaktan sonra ev mi dağıtıyor?

BAŞBAKANLIK Toplu Konut İdaresi (TOKİ), aralarında İzmir’in de bulunduğu çeşitli il ve ilçelerde toplu konut yapıyor.

İlk kez merhum Turgut Özal’ın başbakanlığı döneminde kurulan bu idare, her iktidar döneminde olanaklar ölçüsünde toplu konut üretti. Nitekim, geçtiğimiz günlerde İzmir’e gelen TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, 2011 sonuna kadar Ege’ye 50 bin konut yapacaklarını açıkladı.

Ege’nin sekiz ilinde toplam 25 ayrı yerdeki TOKİ şantiyesini gezen Bayraktar, bu konutların 20 binini İzmir’de inşa edeceklerini söyledi.

Buraya kadar her şey normal.

Çünkü… Kurumun başında olan insanın yaptıklarını ve yapacaklarını anlatması kadar doğal bir şey olamaz.

Ama…

Normal olmayan şey, bir kamu kurumunun icraatı hakkında, kamuoyuna bilgi vermesi gereken kişi devletin memuru (Vali, kaymakam veya ilgili bürokrat) olması gerekirken, geçtiğimiz hafta AKP’nin Buca İlçe Başkanı Beytullah Salman, bu kurumun temsilcisi gibi açıklama yapması dikkat çekti. Salman, Buca Tınaztepe’de inşaatı tamamlanan 714 konut için 11 bin 600 başvurunun yapıldığını ve 3 Temmuz günü kura çekiminin gerçekleşeceğini duyurdu. Buca’da özellikle alt gelir grubu vatandaşlar için yapılan bu konutlardan edinmek için başvuran 11 bin 600 kişi büyük bir umutla kura gününü bekliyor.

Kuraya katılacak olan kimi vatandaşlar, “Umarız, İzmir torbası olarak adlandırılan çifte kura yapılmaz. Yani, öncelik partililere verilmez. Şayet öyle bir uygulama olursa, TOKİ’nin icraatları büyük yara alır. Güvenimiz zedelenir” diyor. Başvuruların, AKP’li Buca Belediyesi’ne, açıklamaların da AKP İlçe Başkanlığı’nca yapıldığı bir yerde, yuva sahibi olmak isteyen dar gelirli vatandaşların endişelerine hak vermemek elde değil.

TOKİ yetkililerinin bilgisine sunulur.

Dua ile gelen, beddua ile gider


AKARYAKITA ve elektriğe peş peşe yapılan zamlar…

Başta ekmek olmak üzere gıda maddelerindeki fiyat artışları…

İşçinin, memurun, çiftçinin, emeklinin, esnafın, kısacası toplumun tüm kesimlerinin durumu ortada.

Üretici malını satamıyor.

Esnaf siftah yapamıyor.

İşçi, memur, emekli ayın sonunu zor getiriyor.

Herkes “Artık bıçak, kemiğe dayandı” diyor.

Ama…

Herhangi bir tepki göstermiyor..

Çünkü…

Toplum örgütsüz…

Milli maç sonrası sokağa dökülüp, tek vücut olmayı bilen ‘yurdum insanı’ nedense yapılan bu zamlar karşısında sessiz kalıyor.

Koskoca ana muhalefet partisi, kitlesel miting veya yürüyüş yapmak yerine küçük bir ilçede üç – beş kişi ile göstermelik protestolarla yetiniyor.

Neyse…

Toplumsal tepki yerine, uhrevi yanımızın ağır bastığını çok iyi bilen AKP’li bir vekilin söylediği şu söz, malumun ilanından başka bir şey olmasa gerek:

“Dua ile iktidara geldik, şimdi beddualar başladı.”

Siyaseti sulandıranlara halk güvenmiyor


GEÇEN hafta bu sütunlarda İzmir’deki ‘arsenikli su tartışması’ndan söz ederken, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile zirve yapan siyasilerin ‘Sudan siyaset yapmayacağız’ sözünü anımsatarak, seçim sathına girildiğinde bu sözlerin tutulmayacağını söylemiştik.

Ne yazık ki, siyasilerimizin öyle seçim sathına girene kadar değil, daha verdikleri sözün mürekkebi kurumadan tutamadıklarına tanık olduk.

Sonra da ‘Halk siyasilere güvenmiyor’, ‘Halkın siyasilere güveni azalıyor’ diye yakınıyoruz.

Böyle siyasiler olduğu sürece halk siyasete güven duymaz, siyasetçiye inanmaz.

Yazıklar olsun!


* * *


SÖZ siyasetten, siyasetçiden açılmışken, İzmir’in arsenikli suyu yüzünden ‘istifalı’ iddiaya giren CHP milletvekili Bülent Baratalı’ya, bazı kesimler “Bakın İzmir’in suyu arsenikli çıktı, ne zaman istifa edeceksiniz?” diye soruyor. Baratalı, konuya şu şekilde açıklık getiriyor:

“Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, kendi işini bırakıp,  ‘İzmir’in içme suyunda Ankara’dakinin 4 katı arsenik’ olduğunu iddia etti. Benim tepkim bu iddiaya karşı oldu. ‘Melih Gökçek İzmir’deki arsenik oranının Ankara’dan 4 katı fazla olduğunu ispat etsin, ben istifa edeyim, eğer edemezse kendisi istifa etsin’ demişimdir. Evet, arsenik hemen hemen her yerde bulunmaktadır. Ülkemizin doğal yapısı gereği su kaynaklarının yüzde 70- 80’inde değişen oranlarda arsenik vardır. İzmir’de, Ankara’daki oranın 4 katı arsenik olduğunu iddia etmek abesle iştigaldir. Ayrıca ben ne söylediğimi çok iyi biliyorum ve sözlerimin arkasındayım. Bugüne kadar bulunduğum mevkilerde ve üstlendiğim görevlerde ‘istifa’ kavramının ne anlama geldiğini bilecek kültüre haizim.”

CHP’li meclis üyesine hapis cezası


VE söz CHP’den açılmışken, bugünlerde örgütte Büyükşehir Belediyesi’nin bir meclis üyesinin aldığı hapis cezası konuşuluyor.

Usulsüzlükler yaptığı ve zimmetine para geçirdiği iddiasıyla yaklaşık dört yıldır yargılanan bu üye hakkında İzmir 6 Ağır Ceza Mahkemesi, 6 yıl 15 gün hapis cezası verdi.

Yargıtay’a giden karar onaylanırsa, aynı zamanda esnaf temsilcisi olan bu meclis üyesine cezaevi yolu görünecek.

Oturdukları koltukları, rant ve çıkar için kullananlar, kamu malını kendi malıymış gibi görenler olduğu sürece, mahkemelerimizden bu tür kararlar daha çok çıkar.

Adalet ağır işlese de, gün gelip tecelli etmesi, bu tür konularda ‘yapanın yanına kar kalır’ diye düşünenler için büyük bir ders olsa gerek.

Çoğumuz ‘geç gelen adalet, adalet değil’ desek de şunu da unutmamalıyız.

Geç gelmesi, hiç gelmemesinden iyidir.

Çünkü…

Günümüz dünyasında hiçbir şey gizli kalmıyor ve o banka reklamında olduğu gibi “İyiler mutlaka kazanıyor.”

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın