Doğal varlıkları düşünen yok

Ormanlar; ya zeytin ağaçları, ya üzüm bağları ya da villalara yer açmak için insanlar tarafından kemiriliyor. Hem de herkesin gözü önünde. Bu ülkenin ormanları, bakanı, valisi, kaymakamı, belediye başkanı, muhtarı, sorumlu ve sorumsuz vatandaşları tarafından kapanın elinde kalır mantığı ile bir bir yok ediliyor. Gezilerden döndükten sonra oturup keyifle yazmak varken, böyle bir karanlık bir tablo çizerek giriş yapmak beni üzüyor; ama kimsenin umurunda değil bu ülkenin doğal varlıkları, öyle görünüyor çünkü. Dönelim gezimize…
Yeni güzergah Babadağ

Engin Yavuz’un otomobilinde İsmet Orhon, benim otomobilimde ise Aykut Fırat. Artık eskisi gibi sigara molaları vermiyoruz. Aykut ve Engin sigara ile çoktan vedalaştı. Çay içmek için verilen aralarda ise İsmet Orhon deyim yerindeyse deli danalar gibi sigara içiyor ve boşalan ciğerlerini dumanla doldurarak yollarda geçen süreyi bu şekilde telafi ediyor. İlçelerde, beldelerde ve köylerde kısa aralıklarla molalar veriyoruz, hem çay içiyoruz, hem de sohbet ediyoruz.
Sarayköy istasyonu yenilenmiş

Sarayköy’de alışveriş yaptıktan sonra Babadağ’a ulaştık. Gitmek isteyenlere önemli bir uyarım olacak. Babadağ’da benzin istasyonu yok. Çok zor durumda kalırsanız, marketler litresini 4 YTL 25 Yeni Kuruş’a satıyor. Kazık değil mi?
Babadağ’da evler kayıyor

Babadağ kent meydanında yorgunluk çaylarımızı yudumladıktan sonra, merkezden orman içlerine doğru araçlarımızla ilerlemeye başladık. Onlarca yayla var ve yüzlerce de yapılaşma. Denizli’nin ve Babadağ’ın dokuma zenginleri nasıl olmuşsa bir yolunu bulup lüks villaları dikmişler. Pek talan gibi görünmüyor ama gözü de rahatsız ediyor.
İncihisar Köyü kamp alanı
Bir ara ulu bir kestane ağacının altına çadır kurmayı ve kamp yeri seçmeyi düşündük ancak bu düşünceden vazgeçtik. İyi ki, vazgeçmişiz.

Jandarma temkinli
Tavuklarımızı mangal ateşinde pişirdik, salatımızı yaptık, rakılarımızı yudumlamaya başlamıştık ki, bir minibüs dolusu jandarma muhtar ile birlikte kamp alanına geldi. Kimlikler istendi. Tek tek ne iş yaptığımızdan tutun da, neden buralara geldiğimize kadar sorular yöneltti jandarma astsubayı; biz de yanıtladık. Bizim iyi ki, “kamp kurmadık” dediğimiz Babadağ yaylalarında hemen her gün bir hırsızlık olayı yaşanıyormuş. Bu nedenle jandarma işini sıkı tutuyor.
Ama bizi, gazeteci kimliklerimiz ve açık künyelerimize karşın tavizsiz araştırması ve jandarma erlerini gönderip TC kimlik sorgulaması yaptırması biraz abartılı gibi geldi. Jandarma yaklaşık bir saat yanımızda kaldıktan sonra, sabah kahvesine beklediklerini söyleyip yanımızdan ayrıldılar. Jandarmalar gittikten sonra gece yarısına doğru çadırlarımıza çekildik.
Kuşlar hiç susmadı

Kahvaltımızı ettikten sonra, kamp alanına yakın, tarihi bir kentin üzerine kurulduğu için göçe hazırlanan Hisarköy’e gittik. Hisarköy, yıllar önce iki bine yaklaşan nüfusuyla bölgenin en kalabalık köylerinden biriymiş. Köy meydanında oturduğumuz kahvede yaşlı nüfus ağırlıktaydı.
Devletten önce define avcıları
Hepsi dertliydi, gençler iş nedeniyle çekip gitmiş. Devlet arkeolojik alan üzerinde bulunan köyü taşımaya kararlı. Dokuma işini de Babadağ’a kaptırmışlar. Köyü dolaşırken birkaç evden dokuma tezgahı sesi geliyordu. Arkelojik alan ilan edilmeden önce köye dadanan define avcıları oldukça büyük zararlar vermiş. Mağaralar ortaya çıkmış ama içi boşaltılmış.
Yazının girişinde dediğim gibi ülkemiz bu konuda sahipsiz. Bu tür alanlara devlet girmeden önce yasa dışı çalışan insanlar giriyor. Karacasu’daki Afrodisias kenti kadar büyük ve önemli bir antik kentin çıkarılacağı Hisarköy define avcılarının acımasızca talanına uğramış. Devlet uyanmış, köyü taşımaya karar vermiş. Zararın neresinden dönülse kardır.
En yeşil kent girişleri Aydın’da
Çevrede tamamladığımız gezinin ardından Karacasu yoluyla dönüşe geçtik. Ege’nin en güzel bölgesi olan Aydın-İzmir karayolu Türkiye’nin örnek gösterilecek kent girişleriyle ünlü. Nazilli, Atça, Köşk, Umurlu, İncirliova ve Germencik bu kent merkezlerine giriş yaparken adeta bir çiçek bahçesinde dolaşıyorsunuz. Yol sağlı ve sollu ağaçlar ile kaplı, yine orta refüj yeşil çiçekli bitkilerle donatılmış. Bu güzellikler arasında Aydın’a ulaşıp otoyoldan İzmir’e dönerek yolculuğumuzu tamamladık.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.