İzmir’de seçim nasıl alınır?

AKP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili F. S. Nükhet Hotar Göksel  “İzmir’e tepeden bakıyoruz. Mevcut durumun fotoğrafını çekip, bu durumu nasıl geliştirebileceğimizi düşünüyoruz” diyor.
Yerel seçim öncesi ellerinde somut projeler olacağını ve bu çalışmalarla seçim stratejilerini oluşturacaklarını söylüyor.
Gördüğünüz gibi AKP, Başbakan R.T.Erdoğan’ın “İzmir’i istiyorum” talimatını yerine getirmek için yoğun bir çalışma içine girmiş durumda.
Aynı şekilde İzmir’de üye sayısını 250 binlere çıkarmanın hesapları ve oluşturulan “ikna timleri” ile şimdiden propaganda yapılıyor.
Devletin olanakları kullanılarak, özellikle “Öteki İzmir’de yaşayanlar” için erzak paketleri ve benzeri yardımlar dağıtılıyor.
Halkın parası (Halkbank ve Vakıfbank kredileri) ile gazeteler, televizyonlar satın alınıyor.
“Besleme basın” yaratılmak isteniyor.
Hedefe varmak, İzmir’i kazanmak için her türlü yöntem kullanılıyor.
Adeta “Her yol mübah” görülüyor.
Ve seçim kazanmak için harıl harıl çalışılıyor.
Oysa…
Bu ülkenin işçisi, memuru, çiftçisi, esnafı, emeklisi kısacası dar gelirli bütün kesimleri inim inim inliyor.
Ücretliler ayın sonunu getiremediklerini, esnaf ise işyerini siftah yapmadan kapatıp borç sarmalı içinde kıvrandıklarını söylüyor.
Hal böyle olunca “Elim kırılsaydı da oy vermeseydim” diyenlerin sayısı her geçen gün artıyor.
Ama…
Pek çok insan şayet yarın sandık önüne gelse, gönül rahatlığı ile oy verecek bir partinin olmadığını da söylemeden edemiyor.
İşte bu nedenle yerel seçimlerde partinin yanı sıra adayın profili de çok büyük önem kazanacak.
Eğer AKP, tıpkı Antalya’da olduğu gibi projelerle desteklediği, vizyon sahibi, çağdaş bir ismi İzmir’den aday gösterirse pek çok kişi bu kez “Ben partiye değil, adaya oy veriyorum” diyerek dengeleri değiştirebilir.
Aynı şey CHP için de söz konusu.
Şayet CHP, İzmir’deki oyuna güvenip “Kimi aday gösterirsem kazanır” mantığı içinde olursa sonuç hüsran olur.
İzmir kalesi yıkılır.
Nitekim İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kimsenin oyunun çantada keklik olmadığını söylüyor.
Bu nedenle kamuoyunda, İzmir’in vizyonuna uygun, en az bir kaç yabancı dil bilen, dünyayı tanıyan, herkesle barışık, kimseyle kavga etmeyen, dinamik bir adayla seçimin kazanabileceği görüşü oldukça yaygın.
Umarım, CHP’nin tavanındakiler ve tabanındakiler bunun bilincindedir.
Aksi takdirde CHP, Antalya gibi İzmir’i de kaybederse hiç sürpriz olmaz.

CHP’de geç kalan genelge

CHP İzmir İl Başkanı Kemal Karataş, hafta içinde örgüte yayınladığı genelgede, “İlimizde ve ilçelerimizde bulunan yerel, ulusal basın ve yayın organlarına (gazete, televizyon, dergi, radyo, ajans vb) il başkanlığımızın bilgisi dışında, partimizi ilgilendirecek herhangi bir konu hakkında röportaj veya demeç verilmemesi, bu kuruluşlardan gelecek isteklerin il başkanlığımıza bilgi verildikten sonra değerlendirilmesi hususunun; gereğini önemle rica ederim” diyerek talimat verdi.
İl Başkanı Karataş, tanımadıkları kişilerin parti adına düşüncelerini aktardığını, bilgi verdiğini söyledi. İl başkanının bu talimatına bazı ilçe başkanları ise tepki gösterdi.
Ancak…
Her kafadan bir sesin çıktığı, parmakların koparılıp, kanların akıtıldığı bir yerde böyle bir genelge yayınlamak için geç bile kalındı.
Öyle ki sağa sola partinin adı kullanılarak, “CHP haberleri” adı altında gönderilen elektronik postalarla çeşitli senaryolar, çekişmeler, kavgalar duyuruluyor.
Hatta henüz daha kurulmayan yeni ilçelere (Karabağlar ve Bayraklı) başkan ve yöneticiler atanıyor.
Kimi köşe yazarları ve internet siteleri de bu gönderilen postaları ciddiye alıp yayınlıyor. Sonra da tekzip yiyor.
Neyse…
İzmir’de yaşananlar, bu yaz siyaset kazanının oldukça fazla kaynayacağını gösteriyor.

AKP’nin demokrasi anlayışı

İzmir’in Narlıdere İlçesi’nde tam dokuz yıldır ‘Çiçek ve Gençlik Festivali’ düzenleniyor.
Bu festivalde çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Çiçek üreticileri arasında ‘en iyi çiçek’ yarışması yapılıyor.
Paneller, konferanslar düzenleniyor.
Birbirinden değerli sanatçılar konserler veriyor.
Bugüne kadar en küçük bir tatsızlık yaşanmadığı festivalde her şey dostluk, dayanışma ve paylaşım için…
Ama bu yıl AKP İlçe Başkanlığı Narlıderelilere bunu çok gördü ve festivale gölge düşürdü.
Festival kortej yürüyüşü ile birlikte her yıl Gençlik Haftası kapsamında ortaöğretim kurumları öğrencilerinin katıldığı “Yurtta birlik, dünyada barış için gençlik yürüyüşü” bu yıl yapılamadı.
Çünkü…
AKP ilçe yöneticileri, her zaman olduğu gibi yine demokrasiyi sadece kendilerine göre yorumladı.
Demokrasiyi sadece “türban”a endeksleyen AKP yöneticileri, geçen yıl katılımcıların haykırdığı laiklik, bağımsızlık yanlısı ve hükümet karşıtı sloganlardan rahatsız oldukları için kaymakamlığa başvurarak öğrencilerin, öğretmenlerin ve yöneticilerin korteje katılmamasını istedi. Devletin memuru olan sevgili Kaymakam Hasan Gürsoy ise haritadan kendisine yer beğenmemek için “Hay hay efendim, emriniz olur” diyerek AKP İlçe Başkanı Hamdi Ünal hazretlerinin dilekçesinin gereğini yaptı.
İlçe binasının önüne “Demokrasinin kalesi İzmir” yazılı dev poster asarak demokratlığa soyunanlar yarın, 19 Mayıs, 23 Nisan veya 29 Ekim kutlamaları sırasında insanların seslerini kısmak için dilekçe verirse hiç şaşırmayın.
Böyle giderse işin sonu oraya kadar varacak.

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın