Meğerse Taş Devri başlamış.
Fred Çakmaktaş, Yüksel Demirsoy’un yanında tabii ki daha sevimli.
Ancak Gaziemir’den “Aday” olma niyetindeki Hüseyin Şahin’in düştüğü hale bakılırsa, daha “yontma taş”a çok var CHP’de…
Aynı zamanda CHP İl Delegesi olan Şahin’in parmağı kesildi…
Yüksel Demirsoy’un eline 11 dikiş atıldı…
Serhan Sayhan’ın eline 4 dikiş atıldı…
Aday falan olamazlarsa üzülmesinler; artık hiç olmazsa “Ören Bayan” reklamında oynama şansları var!
Yüksel Demirsoy’un “taş”a özel ilgisi katıldığı eylemlerden belli.
Özdere Klaros Antik Kenti yakınlarında kurulacak taş ocaklarının zararlarını anlatmak isteyen Ahmetbeyli ve Çileme halkının düzenlediği, Milletvekili Ahmet Ersin’in de destek verip basın açıklamasına katılmış Demirsoy.
Sanıyorum kafa göz dağılmadan önce yapılmış bu eylem.
Görünürde halkçı olmaya, medeni görünmeye örnek bu eylem.
Her neyse biz kavgamıza dönelim.
Kavgacılar; Deniz Baykal’ı kızdırmışlarmış, lider Kemal Karataş’ı aramışmış, “Bir daha kavga istemiyorum” demişmiş…
Kendi partilisiyle kavgalı, hiçbir muhalif sese tahammülü olmayan bir genel başkan, İzmir’in “Taş Devri CHP”sine uzlaşma dersi verecek de, biz de inanacağız.
Eski Milletvekili Sabri Ergül’ün annesi geçen hafta vefat ettiğinde hangi CHP’li koştu cenazeye?
Bir Başsağlığı çok mu görüldü?
Bu hengamede yine eski Milletvekili Türkan Miçooğulları’nın eşi beyin rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırılırken kim “Geçmiş olsun” deme insanlığı gösterdi partide?
Merak ediyorum…
***
Bana göre bu yaşananlar CHP’nin İzmir’deki geleceği adına “Fevkaladenin fevkinde” bir durumdur.
Hani CHP İl Başkanı Karataş’ın Mehmet Ali Susam’ın İzmir’deki etkinliğinin artması ardından yaptığı açıklamanın aynısından!
Bir de ne buyurmuş Karataş, “Susam, İzmir için tarihi bir şans”mış…
CHP’nin en üst yönetimi olan Merkez Karar Yönetim Kurulu’na seçilen Mehmet Ali Susam’ın, 10 – 15 yıl öncesine gidelim.
Devrimcilik dönemleri ardından dahil olduğu ANAP’ta, Buca’dan aday bile olan; o dönemde partisine unutulmaz hezimet yaşatan bir isim olarak yerel seçimler tarihindeki yerini almıştı Susam.
Bilal Yaşar olsa da anlatsa!
Ama insan “değişiyor” işte. Sevenleri ve sevdikleri artıyor.
Şimdi CHP’nin tepesinde!
Tepeleri seviyor anlaşılan Susam.
Demek ki bizim göremediğimiz oranda partiye emek vermiş!
“Kavga istemeyen Baykal” da onu yüksek tepelere taşımış.
Ne diyor Susam için Karataş, “Kendisi İzmir için yeni bir soluk, yeni bir heyecan. Susam yerel seçimler öncesi İzmir’de örgütü toparlayıcı, bütünleştirici bir rol üstlenecek, partinin için de her türlü çalışmayı yapacak.”
Yani bizim Karataş, partisinin “taş devri”ni yaşadığının farkında.
Kendisinin de bir toparlayan olamayacağının…
“Tekerlek keşfedilmiş”
Yani CHP yerel yönetimde iktidar.
Ama o tekerleğe gereğinden gazla hava basıyor Karataş.
Susam ve Karataş bu gidişle partiyi “Tahin-Pekmez” partisi haline getirirler İzmir’de.
Tadından yenmez!
Bence her kavgadan, kafa göz yarmadan sonra Onuncu Yıl Marşı çalınsın CHP’nin parti içi toplantılarında.
Belki “medeniyetle” tanışmalarına vesile olur.
Siz tüm bunları bir kenara bırakın da, bu hafta annelerinize sarılın.
Yaşıyorlarsa gidin ellerinden öpün, kaybetmişseniz çocukluk günlerinizi aklınıza getirin.
Düşlerinizde kutlayın Anneler Günü’nü onların…
Hepinize iyi haftalar.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.