En azından…
Geçmişteki büyüklerimize saygısızlık etmeyelim.
Sıfat olmayacak davranışları, erdem olarak göstermeyelim.
Yine de, “benim başka sermayem yok” diyen varsa…
Bırakalım ipini; kendi tavında, havasında dolaşsın.
***
“Çalmadım, çaldırmadım.”
Adama sormazlar mı?
Senin böyle hakkın var mı?
Çalmaya da, çaldırmaya da.
“Adilim, dürüstüm.”
Adama sormazlar mı?
Kime, neye göre…
“Doğruyum, çalışkanım.”
Adama sormazlar mı?
Ne zaman, hangi uğraşta…
***
Bu söylemlerle, dalaşma yaratmayacaksın.
Kendini tatmin etmek istiyorsan, sabah kapıdan çıkışta…
Aynaya söyleyeceksin.
Baktın yüzün kızarıyor, bir daha…
Tekrarlamayacaksın!
Bunun takdiri; kişinin tasarrufunda, içinde, aklında, ruhunda değil,
sokakta karşıdan gelen vatandaşın göz pırıltısında, baş selamındadır.
***
Şimdi seçim zamanı yaklaşıyor ya…
Şeker kâğıdındaki maniler gibi elden ele dolaşır, dillerde adeta milli marşı olur.
“Doğruyum, çalışkanım, Müslüman’ım.”
Sanki karşındakiler; eğri, tembel, dinsiz.
Peki, “Bu mantığı kim yaratmış?” derseniz;
Yanıtı; ucuz sermayeciler…
Kim mi kullanır?
Kendine güvensizler…
***
Bazıları der ki;
“En kötü karar, kararsızlıktan iyidir.”
Teknik adamlar bunu kendi dillerine çevirir;
“En kötü plan, plansızlıktan iyidir.”
Ama…
Bu konuda böyle değil.
Hiç konuşmamak, konuşmaktan çok iyidir.
Bırak başkaları konuşsun.
Onların ağzı, senin radyon olsun
Hem namın yürüsün. hem de şanın…
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.