Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ni ya da Bursa Nutku’nu falan okumaya kalksanız; yandınız.
“Terör Örgütü” üyeliğinden gecenin bir vakti polis baskınlarıyla teslim alınabilirsiniz.
Yaşınız 83 bile olsa…
Evinizin yeri, gazetedeki köşeniz, iki polis korumanız yanınızda bile olsa.
Gece yarısı operasyonuyla alınabilirsiniz merkeze.
“Fethullah Hoca” namlı şahısla ilgili, bir küçük “muhalif” cümle kursanız; “Atatürk’ü Koruma Kanunu”nun “hoca”ya uyarlanmış ve yazılı olmayan gizli hükümleri çerçevesinde sonunuz gelebilir.
Kodesi boylayabilirsiniz.
Özel konuşmalarınız, “derin dünyanın yeni elemanlarınca” kamuoyunun gündemine düşebilir.
Örneğin o malum partinin belediye başkanı olup da, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yer alan bir yerini “Türkiye Kürdistanı” diye tanımlarsanız; elinizi kolunuzu sallayıp dolaşırsınız.
Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, şıhlar, hocalar, üfürükçüler, bölücüler ülkesi mi yapılıyor?
Görünen o ki, gidiş o gidiş…
Gözaltına alındığı gün;
***
“RTE KENDİNİ 14 Louis mi sanıyor” diye yazmıştı Cumhuriyet’in Penceresi’nde İlhan Selçuk…
Bu konuda benim de benzer sorularım vardı.
Her konuya aynı bakmak mümkün değil tabii ki.
CHP’nin MHP ile ittifak yapıp bir iktidar alternatifi olabileceği görüşünün savunucu olamam.
İlhan Selçuk, savunmuştu.
Saygım var.
Onun görüşlerini savunma hakkını savunurum.
Benimsemediğim yönleri bugün geldiğimiz noktada hiç önemli değil.
Yılların “kalem emekçisi”, gecenin bir vakti evinden alınıyor.
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu ile birlikte…
Ergenekon isimli bir dava kapsamında…
Bir çeteye yardımcıymış bu isimler …
Sonuçta yargı aşamasındaydı konu ve sorgulanıyorlardı
Üstelik İlhan Selçuk, “Örgüte üye olmaksızın, örgüt amaçlarını bilerek vazife yüklendiği” gerekçesiyle gözaltına alınmıştı.
Sadece bu gerekçe bile, bir başka davanın iddianamesine kaynaklık eder.
***
Toplumu bölme konusunda müthiş gidiyor kimileri.
Dün Van’da-Hakkari’de, izinsiz Nevruz provokasyonunda “devlet”i aradı gözler.
Şanlıurfa’daki sözüm ona Nevruz kutlamasında Abdullah Öcalan’ın ablası Fatma Öcalan’ın elini öpmek için sıraya girenler, neredeyse izdihama neden oluyorlardı.
Bolu Milli Eğitim Müdürü Recep Sezer’e, Risale-i Nur Enstitüsü’nün Bolu’daki “Meşrutiyetin 100. Yılında Türkiye’de Demokrasi Serüveni” etkinliğinde; Saidi Nursi’nin öğrencisi Mustafa Sungur’un elini öpme kuyruğunda rastlandı.
Ama İlhan Selçuk tek tehlikeydi, bu ülke demokrasisi ve birliği için.
Fenerbahçe Chelsea’ye yenilirse; Aziz Yıldırım ve Zico’yu da alırlar mı Ergenekon’dan?
Olur mu olur diyenler var, İzmir’in kahvelerindeki sohbetlerde!.
Gökberk Ergenekon’u, sanatçı Nilüfer’i, Türkiye Jokey Kulübü Yarışları’nı sunan sunucu kız Hilal Ergenekon’u “çeteci” diye alırlar mıydı?
Vallahi bu geceyi görelim!
Kesin bir şey söylemeyelim.
Kesin olan şu:
HEPİMİZ İLHAN SELÇUK’UZ…
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.