“Demokratlığınla” bin yaşa İlhan Selçuk…

Öyle bir döktürmüş ki, “vay anasını” diyorsunuz, demek o darbe dönemleri olmasaymış biz hiçbir işi başaramayacakmışız. “…tarihsel yazgımızın alın yazısında askeri demokrasi gerçeği okunuyor…”muş. Başlık da çarpıcı tabii; siviller askeri aşamamışlar.

İlhan Selçuk “28 Şubat”ın yıldönümünde yine yapmış yapacağını…

İşkencecilerini affetmesi kendi sorunuydu, ama demokrasi hepimizin sorunu.

Dinci-entel takımı 28 Şubat’a karşıymış, çünkü askere karşıymışlar…

İnsanın gülesi geliyor.

Asker kim?

Resmi kıyafet giymiş bizim evlatlarımız değil mi?

Evlatlarımıza niye karşı olalım ki?

Karşı olunan, her şeyin dayatıldığı, demokrasinin lafta kaldığı dikta dönemleri olmasın.

Rastlantıya bakınız ki aynı günlerde Cumhuriyet Yazarı Oral Çalışlar da Londra’da katıldığı toplantıda demokrasi tanımı yapıyor. Tabii İlhan Selçuk’la taban tabana zıt:

“Eski solcularımız 1950 için karşı devrim yılı derlerdi. Bu belirlemenin üzerine sol içinde askeri darbeyi olumlayan bir anlayış oturtuldu. Ama hayat gösterdi ki parlamenter rejimin varlığı yine de kendimizi ifade etmek için en uygun olandır. Ortadan kaldırıldığında yerine geçen silahlı gücün dedikleri yapılıyor. Bunca yıllık deneyimimle söylüyorum: en kötü demokrasi, en iyi askeri rejimden daha iyidir. Bunu kimseyle tartışmam.”

Aman İlhan Selçuk duymasın.

Türkiye’de demokrasinin asker eliyle mayalandığını öne süren İlhan Selçuk, yazısının son bölümünde aynen şu görüşlere yer veriyor:
“Zorunlu eğitim -uygar ülkelerde olduğu gibi- neden 12 yıla çıkarılamıyor?.. Yoksa bu işi yapması için yine askeri mi bekliyoruz?.. Türban sorunu bu sorunun içindedir!..”
Biz İlhan Selçuk’a sorsak ayıp mı etmiş oluruz acaba?
“Siz her güzellikte askeri mi bekliyorsunuz?”
İlhan Selçuk’un yıllarca genel yayın müdürlüğünü yapmış olan Hasan Cemal, “Cumhuriyet’i Çok Sevmiştim” kitabında Selçuk’un demokratlığıyla ilgili bakınız neler demiş. Daha iyisini yazamayacağım için oradan alıntı yapıyorum. Tabii bu görüşlere cani gönülden katıldığım için de:
“Senin aydınlanmacı kafan demokratik değil, totaliter kafadır… Senin aydınlanmacılığın demokrasiye götürmez insanı. Senin aydınlanmacı kafan, asıl Aydınlanma fikrini çarpıtan kafadır… Senin Aydınlanman faşizmdir! Senin Kemalizmin faşizmdir! Senin milliyetçiliğin faşizmdir! Evet öyle, İlhan Selçuk…” (age, 506-507)
Gerçekten öyle, aynen öyle İlhan Selçuk…

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın