“Hasan Bey türban konusunda konuşmayacak mısınız?”
“Hasan Bey başörtüsü konusundaki düşüncelerinizi merak ediyorum.”
“Hasan Bey Türkiye nereye gidiyor, İran mı olacağız?”
“Hasan Bey laiklik elden gitti bir şey yazmayacak mısınız?”
“Hasan Bey Fethullahçılar her yeri ele geçirdi, ne düşünüyorsunuz?”
Soruların devamı var aslında.
Bunlar sadece benim oluşturduğum “özetler”.
Fazla uzun yazmaya niyetim yok.
“Oyun içinde oyun” bu… Hem de “küresel efendilerin” bir oyunu…
Kimse kusura bakmasın ama ben, bugün Türkiye’deki siyasetçilerin ne sağcılığına inanıyorum, ne de solculuğuna…
Türkiye’de adına siyaset denen “şey” tamamen “değerlerin” istismarına endekslenmiş.
Ne “ulusal” bir duruş var doğru düzgün, ne de “ulusal” ve “bağımsız” bir özeleştiri…
Hatta daha da genişletiyorum düşüncemi.
Türkiye’de Atatürk sonrası tüm ama tüm iktidarlar, tüm hükümetler istisnasız “Atatürk düşüncesi” karşıtlıklarına, “şöyle ya da böyle” göz yummadılar mı?
Ha söyleyin bakayım “okuryazar” milletim?
Türkiye’de “bir şeyler” oluyor ama biz “başörtüsüyle” uğraştırılıyoruz…
Mesele eğer gerçekten ATATÜRK düşüncesi ise, şöyle çevrenize daha dikkatli bakın milletim. Size ATATÜRK’Ü çağrıştıran ne kaldı?
Tam bağımsızlık mı?
Ulusal birlik mi?
Ulusal ekonomi mi?
Ulusal eğitim mi?
Ne kaldı? Haydı önce bunu yanıtlayın, sonra ben size “başörtüsü” düşüncemi yazayım!
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.