Baz istasyonları ve Vali Kıraç

İzmir Valisi Cahit Kıraç’ın, işini iyi yapan deneyimli bir bürokrat olduğunu biliyorum.
Kendisinin insan sağlığı konusunda duyarlılık göstereceği bilinci ile; Yakın Plan okurlarının kendisine iletmemi istediği bir konuya değinmek istiyorum.
‘Baz istasyonları’
Gazetemize ciddi anlamda şikayetler gelmekte.
Bu konuda tepkiler büyük.
Şikayetlerin ortak noktası; “İzmirli için ‘baz istasyonları” sıkıntısı, isyan noktasına gelmiştir.
İzmirli, Sayın Cahit Kıraç’tan, radyasyon yayan ‘baz istasyonları’ için ne tür önlemler alındığı konusunda açıklama yapmasını beklemektedirler.
Önceleri apartmanların çatı katlarına konan ‘baz istasyonlarının’ belediyelerin girişimleri ile belli ölçülerde önlenmeye çalışıldığı, alınan bu önlemlerin de ‘kamufle’ yöntemi ile aşılmaya çalışıldığı üzüntüyle gözlenmekte.
Şikayetlerin bir çoğu; kurulan baz istasyonlarının son zamanlarda, kamu kurumlarının çatılarına yerleştirilmeye başlandığı şeklinde.
Örneğin camiler ve Telekom binaları örnek olarak gösterilmektedir.
Bu konuda en son Çiğli Evka-2 de ‘radyasyona hayır’ ‘kanser olmak istemiyoruz’ kampanyası yapılmıştır.
Çoğunluğu yabancı sermayeye ait olan bu şirketlerin halkın sağlığı ile oynanmasına ‘dur’ demek isteyen İzmirli, ne yazık ki sesini duyuramamıştır”
Tek dayanaklarının; halkın sağlığına karşı duyarlı olduğunu bildikleri ve gerekli girişimleri yapacağına inandıkları İzmir Valisi Cahit Kıraç.

İşleri zor

Kemal Karataş’ın CHP İl Başkanlığı adaylığını açıkladığı basın toplantısına katıldım.
Öncelikle resim çekilirken yüzlerdeki ifade çok ilgimi çekti.
Sert, tebessüm etmekten kaçınan yüz ifadeleri.
Karataş; “adayım” dedi.
Ancak; ayrıntısını da koydu; “Genel Merkezin istemiyle bu göreve geldim. Yine bu göreve talibim”
Açıklamasında ayrıntı yok muydu?
Vardı.
“Ben en geniş katılımla il başkanı olmak istiyorum. İlçe Başkanlarımız İl Delegeleri ile toplantılarını yapsınlar, bunları imza altına alsınlar. Benim bu bireysel talebim, örgütün talebine dönüşmeli”
Bence; “Örgütün talebine dönüşmeli” sözünün altı çizilmesi gerekir.
Örgütün talebi var mıdır?
Eğer var ise; böyle bir açıklamaya neden gerek duyulmuştur.
Öncelikle Enver Öktem’in geçen haftaki tespitlerinin iyi okunması gerekmektedir.
Enver Öktem; “ben adayım demiyorum. Ancak; örgütün Kemal Karataş’a karşı ciddi kaygıları vardır. Ben var olan bu kuşkuları ve sıkıntıları dile getirmek adına bu açıklamaları yaptım” sözlerinin arkasındaki gerçek şudur; ne kadar gizlerseniz gizleyin örgüt il başkanlığı için aday ismi bir kez daha gözden geçirmektedir.
Enver Öktem burada bir durum tespiti yapmış, üzeri örtülmek istenen sıkıntıların üzerindeki sır perdesini kaldırmıştır.
Perde kaldırılmıştır ancak; bugüne kadar genel merkez ile birlikte siyaset yapan ilçe başkanlarının birçoğunun aday konusunda sıkıntıları olabilir.
Bu doğrudur.
Ancak; Karataş ismi, Deniz Baykal ve Önder Sav görüş birlikteliğinden sonra netleşmiş ise; ilçe başkanlarının da elleri kolları bağlanmıştır.
Hatta, ilçe başkanlarının işlerini daha da zorlaşmıştır.
“Kerhen de olsa destek” kaçınılmazdır.
İlçe Başkanlarının kendi aralarından çıkaracakları bir adayın; Önder Sav, Deniz Baykal çekişmesi gibi algılanabileceği gerçeğini net olarak görmektedirler.
Kemal Karataş dışında kendi içlerinde çıkarılacak aday kim olursa olsun; “Önder Sav’ın adayı” şeklinde algılanacak; belki de bu sıkıntının kurultaya kadar yansıması muhtemel olacak.
Daha önce yaşanan Eşref Erdem, Deniz Baykal ayrışmasının çıkış noktasının Ekrem Bulgun – Selçuk Ayhan adaylık sürecinde başlandığı bilincindedirler.
Eşref Erdem ve Deniz Baykal arasındaki bugünkü durum ortadır.
Bence bu durum ilçe başkanlarını, bazı milletvekillerini, belediye başkanlarını sıkıntıya sokmuştur.

Related Images:

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın