Neden “bizim” trenlerimiz kaza yapıyor?


“Çıktık açık alınla on yılda her savaştan;
On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan;
Başta bütün dünyanın saydığı başkumandan,
Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan.”


Böyle diyordu “bizim” marşımız. Çünkü “ilerleme” demiryolundaydı…
Demiryolu “ulaşmaktı” ulaşılamayan her yere…
Demiryolu başı dik, alnı açık, laik ve de bağımsız Cumhuriyetimizin adeta simgesiydi…
Kapitülasyon sömürgecilerinin elinden alınmıştı “demir ağlar” !
Demiryolu, Cumhuriyet için “bölünmüşlükleri, ayrılıkları” birleştirmekti…
Ama her şey 10 Kasım 1938 saat 9’u 6 geçe bitti…
İnanır mısınız millet, şu son “kazadan” sonra iyice emin oldum ben…
Atatürk’ten sonra “yaşananları” masaya yatırmadığımız için devriliyor vagonlar…
10. Yıl Marşı’nı “popça” söylüyoruz ama inanmıyoruz, bilmiyoruz, anlamıyoruz…
Biraz “robotça” biraz da “cahilce” savuruyoruz “Atatürkçüyüz” laflarını…
Oysa Atatürk’ün halis düşüncesi, Atatürk öldüğünde belki de, yemişti ilk ve büyük “darbeyi”.. Ne malum?
Bizim trenlerimiz kaza yapıyor üst üste millet…
Bizim trenlerimiz kaza yapmamalıydı millet…
Bizim devrilen o trenlerimiz, belki de “devrilen” ama bir türlü “devrildiğini” fark edemediğimiz, “fark edemediğimiz” için de “kaldıramadığımız” bir büyük düşünceyi “işaret” ediyor..
Olamaz mı yani?
O zaman lütfen zahmet buyurun da, aşağıdaki satırları da okuyun. Bakın sizlerin “duymadığı” kulislerde neler konuşuluyor:


* Türkiye’de demiryolu yerine Karayolu taşımacılığının tercih edilmesinin, ABD’nin yaptığı Marshall yardımının bir şartı (kriteri) olduğu,
* Türkiye’de yüzde 95 olan karayolu taşımacılığının payının; ABD’de yüzde 43 olduğu,
* Türkiye’nin ulaşım ana planı olmadığı,
* Japon uzmanların yaptığı çalışmaya göre, 2050 yılında, Ankara İstanbul arasında yılda 60 milyon yolcu taşınacağı,
* Mevcut durumdaki, Ankara-İstanbul demiryolu hattının Abdülhamit zamanında 725 kilometre olarak yapılmış olduğu,
* Abdülhamit zamanında yapılan demiryolunun, yolu yapan yabancı şirketler tarafından, demiryolunun geçtiği yerlerdeki maden imtiyazı hakkından yararlanmak için bilinçli olarak uzatıldığını, Atatürk’ün 1936 yılında bu yolun düzeltilmesini istediği,
* İstanbul-Ankara arasında elektrikli tren projesinin 1959 yılında hazırlandığı,
* 1976 yılında Demirel tarafından 411 kilometre olarak ihalesi yapılan Ankara-İstanbul hızlı tren hattının yüzde 40’ının tamamlandığını, ancak bunun bitirilmesinin engellendiğini, Mesut Yılmaz’ın “bu hattı tamamlamayacağız” diye bir açıklaması olduğunu ve iktidar olduğu yıllarda da bu hattın tamamlanması için çalışma yaptırmadığı,
* 8 Haziran 2003 tarihinde AKP’nin Ankara-İstanbul hızlı tren hattını tamamlamak yerine, Abdülhamit zamanından kalan 725 kilometre lik hattı modernize edecek şekilde Alarko ile ortak İspanyol şirketiyle bir anlaşma imzaladığı,
* Bu hattın Ankara-Eskişehir arası için 600 milyon dolarlık bir harcama yapılacağını ve bu projenin hızlı tren ile bir ilgisi olmadığını aksine hızlı treni engellemek için bir aldatmaca olduğu,
* Ankara-İstanbul arasında, Prof. Dr İlyas Yılmazer’in bir elektrikli demiryolu projesi hazırlamış olduğunu. Bu projeye göre 395 kilometre olacak demiryolunun, boru tipi türbin ile Mudurnu çayından elde edilecek elektrikle bedava enerji ile çalışacağını ve bu bedava enerji ile günde 96 sefer yapılabileceği,
* Atatürk zamanında 4075 kilometre demiryolu yapıldığını, bundan sonraki 65 yılda ise sadece 1510 kilometre demiryolu yapılabildiği,
* 1950 yılında yüzde 50 oranında olan demiryolu taşımacılığının, 2003 yılında yüzde 5 e düştüğü,
* Tokyo’da yüksek hızlı trenlerin (200 kilometre/saat), 1964 yılında çalışmaya başladığını ve bugüne kadar bu trenlerin hiç kaza yapmadığı,
* İzmir-Denizli arasının (300 kilometre) 27 yıl önce otobüs ile 5, Trenle 6 saat, günümüzde ise bu mesafenin otobüsle 3.5 saat, trenle yine 6 saat (ortalama hız 50 kilometre /saat) olduğu,
* ABD, Fransa ve Japonya’da 450 kilometre/saat hız yapan trenlerin hava yolu taşımacılığı ile rekabet ettikleri,
* 600 kilometre/saat hız yapan elektrikli trenlerin artık kullanılmaya başlandığını, 800 kilometre/saat hız yapan elektrikli trenlerin ise deneme aşamasında olduğu,
* Taşımacılığını yüzde 95 oranında karayolu ile yapan Türkiye’nin, kaza sayısında 195 ülke arasında 12. olduğu,
* Türkiye’de yılda 10–12 bin kişinin karayollarındaki trafik kazalarında öldüğü,
* Türkiye’de yüzde 7’si trenle yapılan taşımacılığın, elektrikli trenle yüzde 30’a çıkarılması durumunda, yıllık 36 milyar dolar tasarruf edileceği (Prof. Dr. Atıf Ural),
* AKP’nin acil eylem planında söz konusu olan 15 bin kilometre yolun, yapılabilirlik (fizibilite) çalışmasının, jeolojik ve jeofizik etütlerinin, şehir içi geçiş planlarının, bilimsel değerlendirmesinin olmadığı (Prof. Dr. Atıf Ural),
* Tarsus-Adana-Gaziantep arasında yapılan yolun, keşif bedelinin, 360 milyon dolar, keşif uzunluğunun 243 kilometre, öngörülen bitiş tarihinin 1991 yılı olduğunu, ancak bu yolun 258 kilometre olarak, 2001 yılında 4,2 milyar dolara bitirildiği (Prof. Dr. İlyas Yılmazer),
* Otoyolların geçtiği alanların, on kilometre sağ ve on kilometre solunun, kirlilik nedeniyle tarım alanı olmaktan çıktığı,
* Türkiye’nin en verimli ovalarından biri olan İzmir Menemen ovasının ortasından, otoyol geçirmek için proje hazırlandığını, otoyolun ovanın 4 bin dönüm arazisini yok edeceği,
* Otoyolların verimli ovalar içinden geçirilmesinin Türk tarımını yok etme planının bir parçası olduğu,
* Ovanın içinden geçen karayolları kenarlarındaki bağlardan ihraç edilen üzümlerin, zararlı madde bulunduruyor olmaları nedeniyle iade edildiği,
* Yüksek hızlı demiryolunun kilometre maliyetinin 1.4 milyon dolar ömrünün 30 yıl, bölünmüş yolun kilometre maliyetinin 1.5 milyon dolar, ömrünün 15 yıl olduğunu (Prof. Dr. İlyas Yılmazer),
* Ankara-İstanbul arasında yapılan Bolu Tüneli ve viyadüklerine (25 kilometre) harcanan para ile Ankara-İstanbul arasını 1,5 saate indirecek demiryolu yapılabileceğini, bu demiryolunun tüm enerji ihtiyacının, Mudurnu çayından karşılanabileceği (Prof. Dr. İlyas Yılmazer),
* Bolu tünelinin Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde olduğu,
* Türkiye’de Avrupa’daki toplam sayıdan daha fazla, otobüs ve kamyon olduğu,
* Avrupa ülkelerinde, elektrikli trenle yük taşımacılığının en düşük olduğu ülkede, bu oranın yüzde 60, yolcu taşımacılığında ise en düşük oranın yüzde 80 olduğu,
* 1 kilometre karayoluna yapılacak harcama ile 5 kilometre demiryolu yapılacağı,
* Karayolunda 5 ila 10 birim harcanarak taşınan yükün, demir yolunda 1 birim harcanarak taşındığı,
* Batum’dan Hopa’ya bir TIR’ın 3 bin dolar, bir vagonun 2500 dolar taşıma ücreti aldığını, bir vagonun 3 TIR’ın taşıdığı yükü taşıdığı,
* Demiryolu ulaşımının, komünist ülkelerin tercihi olduğunu öne süren Özal’ın, Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı yaptığı,
* Gaziantep-Adana arasında 4 milyar dolara yapılan otoyolun, günde 25 bin araç trafiği için ekonomik olduğunu, ancak bu yolda günde sadece 2.500 araç trafiği olduğu,
* İstanbul-Ankara arasını 3 saat, Ankara-Mersin arasını da 3 saatte alacak olan bir demiryolu yapılsa bunun maliyetinin 4 milyar dolar olacağı,
* Japonların yaptığı araştırmaya göre, karayolu taşımacılığının, denizyoluna göre yüzde 166 daha pahalı olduğu,
* Ülkemizde, denizyolunun yük taşımacılığındaki payının yüzde 0.3 olduğu,
* 300 milyar dolar olan dünya deniz taşımacılığından, Yunanistan 60 milyar dolar pay alırken, bizim ise 2.5 milyar dolar dahi pay alamadığımız,
* Ulaşım, enerji, eğitim gibi temel politikaları yanlış olan bir ülkenin kalkınamayacağı KONUŞULUYOR, HİÇ DUYMADINIZ MI?

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın