Sokaklar beni çağırıyor, ne yapayım?

16 Ocak’ta tam 9 ay olacak “hareketi” bırakalı…
Kemeraltı’nda, Balçova’da, Narlıdere’de, Karşıyaka’da, Eşrefpaşa’da, Varyant’ta, Havra Sokağı’nda, Bornova’da, Konak’ta dolaşmayalı…
Vapura, otobüse, metroya binmeyeli…
Vatandaşların çayını içmeyeli… Onların dertleriyle dertlenmeyeli, mutluluklarıyla sevinmeyeli…
Hatta çocuklarla oynamayalı, parklarda oturmayalı, “birileriyle” sokak kavgası yapmayalı, belediye başkanlarını “rahatsız” etmeyeli…
Neredeyse 9 ay olmuş yahu…
Önce “Sabah Resimleri” kurban oldu “efendilerin öfkesine”…
Sonra YENİGÜN’deki köşem “Son Kurşun” ve “Halk Meclisi”…

Oysa ne programımda ne de yazarlığımda kimseyle “kanlı” olmamıştım…
En “acımasız” eleştirdiğim “Rahmetli Piriştina” bile “kellem” üzerine “bahse girmemişti”…

Kalemi de “satamadım” ruhumu da… Allah korudu belki de…
Halkım beni sevdi, ben halkımı…
Kaç bebeğin adı “Hasan Tahsin” konmuştu, biliyor musunuz?
Kaç “nişan” yüzüğü takmıştım, hatırlıyor musunuz?
Kaç yoksul sevindirmiştim, tabii bilmiyorsunuz!
Ali Büge’yi, Üzeyir Sever’i, Fatih Yıldırım’ı özlüyorum.
Süleyman Gencel’le atışmalarımı…
Macit Sefiloğlu’yla ittifaklarımı özlüyorum.
Lakin çok sıkıntılıydı, cepte para yoktu ama yüreğim rahattı “o zamanlar”…
Hoş şimdi de zengin falan değilim ama yüreğim rahat değil…

İzmir’i dolaştım da bugün, buna bir kez daha inandım dostlar!

Sabahları ekranda “msn’den” selamlaştığım, yüzünü bile görmediğim, sesini bile duymadığım izleyenlerimi özledim.
Yazılarıma bazen kızıp, bazen de takdir edip e-posta yollayan okurlarımı özledim.
Bugün İzmir’i dolaştım da, bunu bir kez daha hissettim.
Bir rahatsızlık meselesiyle alakalı, sokaklardaydım bugün. Vapura bindim Karşıyaka’ya gittim. Bornova’da dolaştım, Konak Meydanı’nda Saat Kulesi’yle selamlaştım.

Ama en çok neye mutlu oldum biliyor musunuz?
Halkım beni “unutmamış”…
Halkım “Sabah Resimlerini” benden çok özlemiş…
Öyle bir, iki yurttaş değil yahu…
Bir vapur dolusu, bir körüklü otobüs dolusu belki…


Vapurda mesela, “vapurların eskiliğinden” dert yandı yurttaşlar… Öyle ya, ne kadar eskimiş. “İhsan Alyanak” adlı bir vapura bindim bugün. Vapur çalışanları çay ikram ettiler. Karşıyakalılarla hem Cevat Durak’ın hem de Aziz Kocaoğlu’nun “kulaklarını çınlattık” bugün..
Sonra 63 numaralı bir otobüste gençlerle söyleştim.
Ne güzel, hepsi “Son kurşun’u” takip ediyormuş. Liseliler ne zaman yazacak diye sordular. Ben de “hemen” dedim…
Sonra esnaflarla konuştum, çaylarını içtim.  
Ben bugün İzmir’i dolaştım az da olsa… Hem de çok sıkıntılı dolaştım.
Geçmişi çok özlediğimi haykırıyorum.
Ve bir kez daha “meydan boş kalmış” lakin “doldurulamıyor…
Efendilere kurban olan emeklerimi ve sizin sevginizi koruyamadığım için özür diliyorum. Keşke zamanı geriye çevirmek mümkün olabilseydi.
Ne dersiniz dostlarım? 

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın