8 askerimiz Kuzey Irak’ta, haberlere göre PKK’nın elinde.
Tezkere cepte, çeneler çalışıyor, bölgeye tanklar ve birlikler yürüyor.
Gözümüz kulağımız kaçıncı kez olduğunu sayamadığım “Kürdistan” diyen ABD Dışişleri Bakanı ve ABD Başkanı’nın dudaklarından çıkacak sözlerde.
Başbakan, “Kimseden icazet almayız” diyordu.
ABD Büyükelçisiyle Avusturya Büyükelçiliği resepsiyonunda sohbet ederken, kendisine ikram edilen kırmızı şarabı içmeden önce koklayan Genel Kurmay Başkanı da, “Bush ile görüşmeyi beklemeliyiz” dedi.
Cumartesi öğlen itibariyle sınırda hareketlilik artmıştı.
Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun!
***
Milli Eğitim Bakanı, Türkiye tarihinde uzun bir aradan sonra sokaklara çıkan liselilerin ellerinde bayrak ağızlarında yurtsever sloganlarla yürüyünce, hem onlara hem de öğretmenlerine “Terörü protesto” eylemlerini yasakladı.
“Başörtüsüne özgürlük eylemleri” olsa, bu yasak gelir miydi?
Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun!
***
RTÜK, 12 askerimizin öldüğü gün magazin yayınlarını kesmeyen televizyonlarımız da dahil; son şehit haberleri ve takip eden gelişmelere ilişkin haber ve yorumları yasakladı.
Uzun burunlu Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamit nasıl “burun” kelimesini yasakladıysa, RTÜK de neredeyse “şehit” kelimesini yasaklamaya kalkışacak.
Cuma namazlarına katılan bakanları, milletvekillerini göstermek serbest; ama şehit cenazelerini ve binlerin tepkisini göstermek yasak!
Provokasyon yaratmak isteyenlere karşı bir devlet otoritesi yok mudur ki, RTÜK devletin üstünde bir otorite olur?
Ve bu devlet de, kendisine insan hakları dersi veren Danimarka ve Belçika’nın olanaklarını kullanarak yayın yapan ROJ TV’nin yayınına yönelik hiç mi karşı girişimde bulunmaz?
Yaşananları “Kürt-Türk çatışması” gibi gösteren bu ROJ TV’nin yayınını önlemek, asıl provokatörü etkisiz hale getirmek olmaz mı?
Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun!
***
İzmir’de Atatürk’ün kurduğu bir partinin ilçe örgütü, üyelerine “Şehitlerimizi anmak ve terörü lanetlemek için bugün 12.00’de . Belediyesi önündeki Cumhuriyet Meydanı’nda buluşuyoruz” şeklindeki cep telefonu mesajını neden 11.58’de geçer?
Sandığa giden seçmenlerinin yüzde 60’ından fazlası son referandumda “Hayır” diyen bu ilçede, en duyarlı olması gerekenler bile bunu yapıyorsa; toplumun “dönüştürülecek” kesimi “vur patlasın çal oynasın” şeklinde hayatını yaşarsa, bu durum biraz normal olmaz mı?
İlçe kongresinde sandalyeyi korumak için “şeytanlık” düşünürken mi şehitler ikinci plana itilir, merak ediyorum
Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun!
***
Bir televizyon kanalının öncülüğünde başlatılan yardım kampanyasında, şehit aileleri ve gazilere yönelik seferberlik kampanyasında, yapılan katkıların büyük bölümü neden yabancı şirketlerden gelir?
Kurtlar Vadisi isimli, insanımıza “içi boş” denilen tatlılar kadar yurtseverlik bilinci aşılayan bir dizinin reklam gelirleri Mehmetçik Vakfı’na bağışlanmış.
Peki neden bu gelirin kaynağı reklam verenlerin büyük bölümü yabancıdır?
Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun!
***
Arabacılar takımı olarak da bilinen, Türkiye’nin mayası en sağlam spor kulübü olan Beşiktaş Jimnastik Kulübü taraftarları; dünyaya eşi-benzeri görülmeyen bir vatanseverlik gösterisini izletirken; Kurtuluş Savaşı’nın ilk kurşunun atıldığı İzmir’de İZVAK denilen spor kulüplerini kapsayan kuruluşun ne yaptığını soran olmaz mı şu kentin spor basınında?
Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun?
***
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın sosyal tarafların görüşüne sunduğu Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası taslağı; bu Cumhuriyet’in emekçi insanlarının hayatından neler götürür?
Türk Telekom grevinde, işçisini gazetelere verdiği ilanların arkasına sığınarak “sabotajcı” olarak gösterenlere bir “çüş” diyen çıkmaz mı?
Sosyal haklarda, gerinin de gerisindeki fikir işçileri yani -belki onlar da unutmuşlardır- gazeteciler; yararlandıkları “yıpranma payı=fiili hizmet süresi zammı”nın kaldırılmasına hiç mi ses çıkarmaz?
Bu sesi çıkarması gerekenler, AB destekli fonlardan ve adı konmamış “fon”lardan “sadaka” bekler hale geldikleri için mi sesini çıkaramazlar.
Cemiyetiyle, kameramanıyla, parlamento muhabiriyle, çağdaşıyla-gericisiyle cürmü kadar yer yakmayan şu “aydın” gazeteciler nerededirler?
“Küpünü doldurma”nın derdine mi düşmüşlerdir de, bu darbelere karşı “bir de sağ yanağıma vur” diyebilmektedirler?
Kendi haklarına bu kadar “Ali Kemal” kalmak da büyük bir başarı mıdır acaba?
Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun!
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.