İzmir’i artık sevmiyorum!

(Bu yazı, bilesiniz ki buram buram kışkırtma kokuyor, hem de koca bir kenti!)

Evet, aynen öyle. Yanlış okumadınız. Üstelik “kurban olurum” dediğim kenti, doğduğum ve “yaşadığım” kenti artık sevmiyorum.
Böyle söylediğim için bana da “o halde çek git” diyen olur mu acaba?
Kimler “çek git o halde” diyebilir kestirebiliyorum ama onların da topunun canı cehenneme vesselam.
Bu kent gelişmiyor…
Bu kent içindeki 40 bilemediniz elli insanın “hizmetine” girmiş sanki. Her şey onların “izniyle” oluyor. Zenginlikler, büyümeler, ikballer hep sanki onların onayına bağlı. Hatta biraz haddimi aşacağım ama sanki verdiğimiz oylar da bu kentte “verdiğimiz” gibi çıkmıyor o sandıktan.
Sanayisi, ticareti, eğitimi, sağlığı, sanatı, sporu ve hele de basını…
“Onlar” isterse bu alanlardan ses çıkıyor. İstemezlerse, bu alanlarda allame-i cihan olunsa duyulmuyor, bilinmiyor.
Her şey “onların” keyfine işliyor. Biz sanki onların masalarındaki oyunlarındaki “kurşun askerleriz.” Onlar itekliyor biz de “yürüyor” gibi yapıyoruz.
Bu kent hep böylemiydi acaba?
Hani hep Selanik’le benzeştirilir ya? Yoksa “Onlar da” Selanik’le İzmir’i fazladan benzetenlerden mi? Neden olmasın ki?
Bu kentte eğer “onların” hoşuna gidecek bir şeyler yaparsanız mutlu olursunuz. Velev ki “çoğunluk” sizi takipte… Bunun önemi olmuyor ki? Sizi takip edenin sadece “onlar” olması lazım.
Bu kenti artık sevmiyorum.
9 Eylül’e rağmen sevmiyorum.
Hem 9 Eylül’ün de bir değeri kaldı mı? Baksanıza bu kentin belediyesi bile, o kutlu günde şarkı söylesin diye hani kendi dilini aşağılayan, Türkçeyi beğenmeyen biri var ya? Hani “örövizyona” ne katılmıştı, onu çağırmış. Sadece bu sebep bile yeter bana bu kenti sevmemek için. 9 Eylül gibi bir “bağımsızlık” gününde, kendi öz dilinin bağımsızlığından caymış biri coşturacak kalabalığı…
Ben bu kenti sevmiyorum ama “terk” edecek de değilim. Yeniden sevebilmek için eğer ömrüm ve sağlığım yeterse mücadele etmek istiyorum. Lakin “nasıl” sorusuna da yanıt bulamıyorum. Mücadele biraz da silahla olur ya, işte o silahı seçemiyorum.
Ben bu 9 Eylül’de ilk kez bu kenti sevmeyeceğim. Çalışanlarla dedikodu, fitne fesat edenlerin, adam satanların, siyasete para denen kirli kâğıdı bulaştıranların sahtekârlıkları yüzünden İzmir’i sevmiyorum. Özür dilerim.
İzmir’i “Selanik’le” benzeşmediğinin söyleneceği bir gün Konak Meydanı’nda avaz avaz “SENİ SEVİYORUM İZMİR” diye de bağıracağıma söz veriyorum!
Tabii yaşarsak…

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın