Başkan, kendine ve İzmir’e acı…

BÜYÜKŞEHİR Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu‘nun “Müflis (iflas etmiş) belediye devraldık” şeklindeki açıklaması geçtiğimiz haftaya damga vurdu.
Başkan Kocaoğlu’nun bu açıklamasından sonra başta merhum Piriştina‘nın yakınları. onunla birlikte siyaset yapan meclis üyeleri ve belediye başkanları tepki gösterdi.
Örneğin, eski başkanlar Yüksel Çakmur ve Burhan Özfatura önce “Kimi kastetti bilmiyoruz” dediler.
Ancak…
Kocaoğlu’nun “Ben Piriştina’yı kastetmedim. Borç Özfatura ve Çakmur’un. Son 20-25 yılın fotoğrafını çektim. Merhum Ahmet Piriştina’nın dönemine ilişkin tartışma yaratmak gibi bir niyetimiz asla olmadı, olmaz da. . Geçmişten bugüne, merhum başkanımızın şahsına, duruşuna ve hizmetlerine yönelik açıklamalarımız ortadadır. Söylemlerimizde Ahmet Piriştina zamanında 1 kuruş borç alınmadığını ve kredi kullanılmadığını, buna karşılık 31 trilyon 800 milyar liralık borç ödendiğini her zaman belirttik” şeklindeki açıklamasından sonra iki eski başkan “Devri sabık yaratmayı bıraksın da iş yapsın, önüne baksın” diye tepki gösterdiler.
Aslında Kocaoğlu, borç konusunu sık sık göndeme getiriyor.
Nitekim, Başkan Kocaoğlu, ilk kez 14 Ocak 2005’de Milliyet Ege yazıişleri kadrosuyla Asansör restoranda birlikte olduğu zaman da benzer şeyler söylemiş, şöyle demişti:
“Belediyenin 570 milyon dolar (yaklaşık 800 trilyon lira) borcu var. Bunun tamamı Piriştina döneminden öncedir. Piriştina borçlanmamış. Aksine 225 milyon dolar borç ödemiş. Halen İller Bankası’ndan hak edişimizin yüzde 40’ı her ay kesiliyor. Borcun bitişi konusunda vade de, sorun da yok. Ayrıca İZSU’da her yıl 24 trilyon lira borç ödemiş. Bunun üzerine yatırım yapmış. Şimdi kredisi yüksek bir kurum. Herkes ‘Size borç verelim’ diyor. “
Başkanın bu sözleri Milliyet Ege’nin 16 Ocak 2005 tarihli sayısında yer almıştı.
Şimdi şunu diyebilirsiniz.
Başkan üç yıl önce de, bugün de Piriştina’nın borç bırakmadığını söylüyor.
Yani…
Başkanın sözlerinde genel anlamda bir çelişki, yanlışlık yok.
Sadece Başkan, “Son 20-25 yılın fotoğrafını çektim. Kimseyi kastetmedim” diyor.
Halbuki belediyenin tüm kayıtları Başkanın elinin altında.
Oysa, Sayın Başkan çıkıp “Şu başkanın zamanında şu kadar borç alınmış, şu kadar ödeme yapılmış” diye açıklama yapsaydı tartışma bu kadar büyümezdi.
Kimse de çıkıp “vefasız”, “nankör” demezdi.
Çünkü… Rakamlar yalan söylemez.
Ama… Sevgili Başkan, nedense hep olaylara, sorunlara yüzeysel bakıyor.
Günü kurtarmaya çalışıyor.
Bir adım ötesini görmüyor, göremiyor.
Belki de yanındaki danışmanları göstermiyor.
Neyse…
Son olarak Sayın Başkan’a bir çift sözüm olacak.
Sevgili Başkanım, önümüzdeki bir buçuk yılı, eğer bu şekilde geçmişte yaşananları tartışarak, polemik yaratarak geçirirseniz kendinize ve İzmir’e yazık edersiniz. Ve 2009’daki seçimlerin ardından 3 milyonluk İzmir’i yönetmek yerine, kendi deyiminizle 55 bin müşterisi olan 70 metrekarelik beyaz eşya dükkanında kahve içmek zorunda kalabilirsiniz.
Benden söylemesi…  
 
***

Eski tas, eski hamam olmasın

GEÇEN hafta bu sütunda, CHP İzmir İl Yönetimi’nin istifa etmesini ve İl Başkanlığı’na atanan Kemal Karataş‘ın birlikte çalışacağı arkadaşlarını, ekibini seçmesi için fırsat tanımalarını yazmıştık.
Nitekim, hafta boyunca çok sayıda partili, bu yazı üzerine elektronik posta gönderip, telefon edip Karataş‘ın rahat çalışması için kendi ekibini kurması gerektiği görüşümüze katıldıklarını söyledi.
Ancak…
Geçen hafta ilk yönetim kurulu toplantısını yapan Karataş, nezaket gösterip “Benimle çalışmak istemeyen var mı?” diye soruyor ve yönetim kurulu üyelerinden “hayır” yanıtını alınca “o zaman devam edelim” diyor.
Karataş’ın bu yönetimle fazla birlikte olacağını hiç sanmıyorum.
Çünkü Kemal Bey bu yönetimle hiç bir iş yapamaz.
Şayet bu yönetim iş yapacak bir kadro olsaydı, seçim kampanyası boyunca elleri ayaklarına dolaşmazdı.
Sandıklara sahip çıkılır ve partinin oylarının AKP’ye kaymasına göz yumulmazdı.
Eğer yeni başkan, eski kadroyla yola devam edecek olursa CHP İzmir’de değişen hiç bir şey olmaz.
Yani…
Eski tas, eski hamam olur.



NOT:Hafta sonu il yönetim kurulu üyelerinden Nuri Mengüaslan istifa etti.
 
***

AKP-CHP koalisyonun mimarlarını kutluyorum!
 
CHP İzmir İl Başkanı Kemal Karataş, İl Genel Meclisi’ndeki CHP-AKP koalisyonunu bozacağını açıkladı.
Eğer bunu yaparsa, kendisini tebrik ederim.
Ama…
Asıl tebriği, İzmir’de CHP’nin seçim kaybetmesine neden olan bu koalisyonun mimarlarına göndermek istiyorum!
Bravo onlara!
Partileri için çok büyük iş yaptılar!
Kimilerinin “Hizmet koalisyonu”, kimilerinin ise “Gevrek kardeşliği” dediği bu koalisyonun meyvelerini bana göre sadece AKP’liler yedi.
Çünkü…
İl Özel İdaresi tarafından yapılan eğitim, sağlık ve altyapı yatırımları Başbakan Tayyip Erdoğan veya AKP’li bakanların katıldığı törenlerle hizmete açıldı.
Hepsini, AKP’liler sahiplendi.
Yani…
Parsayı AKP’liler topladı, CHP’liler ise sadece figüranlık yaptı.
Nitekim İzmir’deki seçim sonuçları bunun kanıtı değil mi?
Bu nedenle AKP-CHP koalisyonu yaparak bir ilke imza atıp, Türkiye’ye örnek (!) olduklarını söyleyen CHP’li yöneticileri tekrar kutluyor ve benzer koalisyonların yurdun diğer illerinde de yapılmasını öneriyorum!

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın