Siyasi aktörler

Seçimlerin yapıldığı gece CHP İl Başkanlığı’ndaydım.
Herkeste bir suskunluk hakim di.
Kabullenilmeyen sonuçlar geldikçe, umutlar iyice azaldı.
Ekrem Bulgun seçilmiş görünürken, Selçuk Ayhan az bir oy farkıyla milletvekilliğini kaçırıyordu.
Karşıyaka, Çiğli oyları gelmeye başlayınca Selçuk Ayhan‘ın milletvekilliği yolu açılmış, Menderes, Kemalpaşa, Buca oyları netleşmeye başlayınca ise, Ekrem Bulgun‘u da hüzün sarmıştı.
Bu gelişme gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam etti.
Oysa seçimler öncesi 8 milletvekilliği CHP için çantada keklikti.
Sonuçlara geldiğinde milletvekili adaylarından Selçuk Ayhan, Fahrettin Demir, Erdal Karademir ve Hüseyin Mutlu Akpınar‘ın dışında hiçbir aday ortalıkta yoktu.
Bu duruma en büyük tepki ise 9. sıra milletvekili adayı Fahrettin Demir’den geldi.; “Biz buradayız ancak seçilen arkadaşlar neredeler. Oysa onların burada olmaları gerekmez miydi?”
Aslında bu tepki tüm seçim çalışmaları süresince özellikle alt sıradaki adaylar tarafından sık sık dile getirilmiş ancak medya’ya yansımamıştı.
Sonuçlar ortaya çıktıktan sonra akıl veren, acımasız eleştiri yapanların ortaya çıkması kaçılmaz.
Bazı partililerinde güdük tepkileri yok muydu?
Vardı doğal olarak.
Ancak, okul yıllarımda ki ‘siyaset’ dersi hocam Bülent Daver‘in şu sözleri hala kulaklarımda.
Siyasal hayat her zaman engellerden oluşur. Siyasi aktörlerin önüne her gün birden fazla yol işareti çıkar. Hedefe gidecek o yollardan sadece biri gidilmek istenen yere çıkar.
Diğer yollar her zaman tuzaktır. Engellerle karşılaşılır, çoğunda bir yere varılamaz, hüsran kaçınılmazdır.

Şöyle veya böyle bu yoldan geçildi.
Sonuçları ortada.
Doğru öngörülerle doğru yol tercihleri yapıldığı umut edildi!
Düşünce buydu; hedef 8, hatta 10 milletvekiliydi.
Demek ki; hedefe giden yolun seçimi yanlış yapılmıştı.

Bundan sonra

İzmir’de hedefe giden yolun haritasını kim çizdi bunun iyi sorgulanması lazım.
Bu süreçten sonra bunu kimin sorgulayacağı, yeni hedefleri kimin tespit edeceği daha da önemli.
İzmir’in bundan sonra da siyasi aktörlere ihtiyacı olduğu kesin.
Siyasi aktörlerin ise; tuzaklardan nasıl kurtulabileceği gerçeğini iyi sorgulamalıdır.
Şu an İzmir’de yeni bir dönemin başındayız, Sayın Kocaoğlu’ ve ekibinin projelerini gözden geçirmelerini bekleyebiliriz; beklemekten öte isteyebiliriz de…

İzmir’de uzun vadeli sonuçlar da verebilecek kısa vadeli sorunlardan daha önemli olan; gelişmesi de, etkisi de, çözümü de uzun vadeli sorunlar var. Bunların bazılarını, öncelik gözetmeden, hatırlamakta yarar var.
Örneğin makyaj yapan değil, köklü çözümler üreten belediye gerçeği.

Boşluk var mı?

Gerçeği; çünkü,
Yerel CHP iktidarına karşın, AKP’nin güçlü muhalefet atağı var.
AKP’de hedefi koyan Genel Başkan Tayyip Erdoğan.
Koyulan bu hedefe ulaşacak yol haritasını çizmek isteyen siyasi aktörler kılıçları kuşanmışlar.
Bilinçli olarak tırmandırılan ‘boşluk’ kavramı var.
Yerel muhalefetin bu eksikliği, geniş bir çevreye, İzmir siyasal hayatımızda ‘Boşluk’ bulunduğu kanısını verdirerek, hedefe giden yol şaşırtılmak istenmekte.
Ne var ki, eski siyaset adamları da, siyaset dışındaki yurttaşlarımız da boşluğu çeşitli biçimlerde tanımlamaktadır.
Söylenen; “İzmir’de böyle bir boşluk yoktur”
Kimilerine göre; “Bu boşluk vardır”
Ne olduğu değil, kimin siyasi aktörlük görevini, kime, neye göre üsleneceği önem kazanmaktadır.
Siyasi aktörlerin çevresinde dolaşan medya aktörlerinin>/b> yönlendiricilikteki beklentileri gözler önündedir.
Oysa,
Sokakta saygı görmek başka şeydir, gereksiz hedef şaşırmaları ile siyasi söylem ihtiyacını karşılamak başkadır.
Bu gözlem siyasi aktörler tarafından doğru algılanmadığı takdirde; ‘boşluk’ hep vardır hep olacaktır.

Related Images:

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın