Evet, başlık gerçekten doğru… Sevgili Eşim “Komik Adam”, sonunda yıllardır, en mutlu olduğu, en sevindiği dönemine girdi, yeniden. Bahar geldi, katır tırnakları sarı sarı açtı ve o muhteşem kokularını etrafa yaymaya başladı. Küçük çocuk sevinci, işte bu zamanlarda geliveriyor, çok sevgili “Komik Adam”ın.
Geçtiğimiz günlerde yine Kavacık Köyü’ne gittik. Yanında huzur bulduğu Yasin Amca’yı bağında yakaladı. Odun ateşinde pişmiş sıcacık çaylarımızı yudumlarken Yasin Amca’nın gözlerine baktı ve dileğini diledi; “Katır Tırnağı”
Yasin Amca, hemen oğlunu görevlendirdi, motoruna atladığı gibi uçtu gitti, temiz yüzlü çoçuk. Az sonra benim boyum kadar yani 1.5 metrelik katır tırnağı yanımızdaydı.
Peki, biz bunu ne yapacaktık?
Tabi ki, balkonumuza dikecektik!
Yanlış duymadınız, balkonumuzda şu anda bir tür maki bitkisi olan ve dağlarda özgürce yaşamaya alışmış zavallı katır tırnağı bulunuyor.
O gün katır tırnağı yabancılık çekmesin diye Kavacık’tan toprak doldurdu, bir torbaya. Yapı marketten hayatında aldığı en büyük saksıyı aldı, “Komik Adam”.
Dikti, suyunu verdi ve sabırsızlıkla çiçeklerinin açmasını bekledi.
Saksıyla birlikte 2 metreye yaklaştı uzunluğu.
Aslında tam çiçek zamanı köklerinden edilen “Katır Tırnağı” çoktan hayattan elini eteğini çekmişti ama biz “Komik Adam”a bu acı durumu hissettirmemeye çalıştık. Sonunda anladı. “Katır Tırnağı” kurumuştu.
“Komik Adam” çok üzüldü, ama tahmin edemeyeceğiniz kadar çok üzüldü.
Aslında yapılacak tek şey var; “Katır Tırnağı”nı sökmek.
Ama evimizin “Komik Adamı” onu görmezse üzülecek diye hiç ellemiyoruz, su vermeye devam ediyoruz.
Karar verdim; “Komik Adam” aslında hayat gibi, güldürürken ağlatıyor, ağlatırken güldürüyor…
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.