Kendi becereksizliklerinin faturasını başkalarına ödetti.
Bravo doğrusu…
Aslında bu ceza; başta Büyükşehir olmak üzere CHP’li bazı ilçe belediyelerden ihale alarak ”gemisini yürüten kaptan”lara sessiz ve tepkisiz kalan bu meclis üyelerine az bile…
Ben olsam bu meclis üyelerinin hepsini partiden atardım!
Çünkü…
Ankara’ya ifade vermeye giden meclis üyeleri, ”Arkadaşlar partinin İzmir’deki durumu nedir?” diye soran CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a, ”Efendim, İzmir’de çok iyi durumdayız, oylamızı artırdık” dedikleri ve gerçekleri anlatmadıkları için verilen bu ceza az bile… Örneğin; 1. 5 yıla yakındır işbaşında olan il yönetiminin bugüne kadar neden bir kez bile il danışma kurulunu toplamadığı…
İlçe örgütleriyle neden yıldızlarının barışık olmadığı…
Sivil toplum örgütlerinin düzenlediği toplantılara bile katılmadığı…
Toplumsal muhalefete öncülük edilmediği…
Geçen yıl mayıs ayında partiye beş bin genci üye yapma sözü verildiği halde, aradan geçen bir yılda bırakın yeni üye yapmayı, mevcut gençlerin nasıl partiden kaçırıldığı…
İl Genel Meclisi’nde ”hizmette işbirliği” adı altında AKP ile yapılan koalisyonla partiye yarardan çok nasıl zarar getirildiği…
Ve partideki huzursuzlukların kaynağının bizzat il başkanı ve yandaşlarının olduğu tek tek anlatılabilirdi. İzmir’de atı alanın Üsküdar’ı geçtiği, buna karşın il yönetiminin bir arpa boyu dahi yol gitmediği konuşulabilirdi.
Daha bu örnekleri çoğaltmak mümkün…
CHP, seçime işte bu tartışmalar arasında böyle bir yönetimle girecek. Vekil olmak için yanıp tutuşan İl Başkanı Ayhan, görevden ayrılırsa, yerine adı tartışmalı olaylara karışan il sekreteri Zikri Dursun gelecek.
Bu durumda CHP, İzmir’de seçimlere 1-0 yenik başlayacak. Üstelik kendi kalesine attığı bir golle…
Neyse…
Fazla söze gerek yok artık.
Zaman az olsa da telafi olanağı var… Bazı şeyler yapılabilir.
Yakında sandık kurulacak. Yoksa takke düşecek, kel görünecek…
Sözde değil, özde şeffaflık
KIŞIN göz gözü görmediği, hava kirliliğinin had safhada olduğu günlerde ”havamız gayet temiz” diyerek hava atan havalı bürokratlar, geçen hafta da Milliyet EGE’nin İnciraltı’ndaki kirliliği fotoğraflarla belgelemesine karşın göz göre göre yalan söyleyip ”kirlilik yok” dediler. Akıllarınca insanları kandırmaya çalışıyorlar.
Oysa onlar kendi kendilerini kandırıyorlar.
Eğer bu kafayla giderlerse, önce 75 gün sonra, ardından da iki yıl sonra yapılacak seçimde kimse belediye bürokratını tanımayacak.
Herkes CHP’yi ve Aziz Kocaoğlu’nu suçlayacak.
Başkan Kocaoğlu, bir yandan bürokratlarına güvendiğini ve arkalarında olduğunu söylerken, nedense diğer yandan bu kişilere inisiyatif kullandırmıyor.
Örneğin; basına bilgi vermeleri, konuşmaları yasak.
Bırakın basını, belediyenin kendi basın bürosuna dahi bilgi vermiyor bu çok ”güvenilir bürokratlar”!
Nitekim, İZSU’nun kamudan 34 trilyon alacağı olduğu geçtiğimiz günlerde denetim kurulu raporlarında yer aldı.
Ama…
Bu kamu kurumlarının hangileri olduğu nedense bir türlü açıklanmıyor. Eğer borçlu olan Ahmet Efendi veya Ayşe Abla olsaydı şimdiye kadar suyu çoktan kesilmişti.
Yine belediyeye ait 129 adet gayrimenkulünün neden boş tutulduğunu sorduk ilgili birimlere…
Aradan haftalar geçti, tek satır, tek cümle bilgi yok.
Şeffaf belediyecilik vaadiyle iş başına gelenlere iki çift sözüm olacak:
”Biz sözde değil, özde şeffaf belediye istiyoruz. ”
Engelli yerine park eden vekilden özür
GEÇEN hafta bu sütunlarda İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nda engelliler için ayrılan otoparka park eden 35 SU 628 plakalı otomobilin sahibi olan İzmir milletvekilinin kim olduğunu yazmıştık.
Telefonla arayan CHP Milletvekili Sedat Uzunbay, ”Aradığınız engelli milletvekili benim” dedi ve şunları söyledi:
”Öncelikle tüm engelli yurttaşlarımızdan özür diliyorum. Sabah çok erken saatte kızımı yolcu etmek için havaalanına gelmiştim. Engelli levhasını görmeden park etmişim. Hatamı kabul ediyorum. ”
Trafik terörünü bitirmenin formülü
HAFTA sonuna kadar Trafik Haftası’nı kutlayacağız.
Trafikte yaşanan sorunlar hafta boyunca çeşitli etkinliklerde gündeme gelecek.
Hafta bitince ise her şeyi unutacağız.
Oysa…
Savaştan beter olan trafik terörüne son vermek bizlerin elinde…
Çünkü…
Sürücülere yeterli eğitim verilmiş olsaydı geçen yıl 665 bin 618 trafik kazası olmaz ve 3 bin 393 kişi yaşamını kaybetmezdi.
Yine aynı şekilde doğru dürüst eğitim verilmiş olsaydı, 12 Eylül ihtilalinden bu güne kadar 6 milyon 500 bin 726 trafik kazasında 135 bin 465 kişi yaşamını yitirmez, 2 milyon 258 bin 9 kişi yaralanmazdı.
Gördüğünüz gibi bilanço çok ağır…
Bu kazaların yüzde 98’i sürücü hatasından…
Yani…
İnsanlardan kaynaklanıyor.
Göz göre göre birbirimizi öldürüyoruz, katlediyoruz.
Nitekim, dünyada gelişmiş ülkelerin uyguladığı güvenli sürüş teknikleri ve defansif sürücülük eğitimi ile trafik kazaları yüzde 80 oranında azaltılmış durumda…
İzmir’de hayatını bu konuya adayan Emin Sular, hafta kapsamında broşür, CD ve kitapçık dağıtarak halkı uyarıyor.
Emin Bey, ”Hiçbir insanımızın basit hatalardan kaynaklanan trafik terörüne kurban gitmesini istemiyoruz ve devletimizin sürücü belgesi veren okullara güvenli sürüş eğitimi koymasını öneriyoruz” diye konuşuyor.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.