Balçova’da sağlığı önemseyen belediye

Sağlık, yerel yönetimlerin gönüllü sorumlu olduğu bir alan.
Yani, bir ilçe belediyesinin sorumluluk alanına sağlığın girmesini beklemek safdillik olur.
Geçenlerde, kahvede İzmir’in özlediğim yağmur havasında birlikte oturup çay içtiğimiz bir yaşıtım (bizim delikanlılardan), Balçova Belediyesi’nden sağlık görevlilerinin kapısına geldiğini söyledi.
Deneyimli gençlerin (!) tek tek isimleri belirlenmiş, belediye görevlileri (Bir şikayetiniz var mı, isterseniz sizin testlerinizi yapıp, hastaneye götürebiliriz) diyorlarmış
Çoğu genç sağlık memurları ve hemşirelerden oluşan bu ekipler, Balçova’yı hallaç pamuğu gibi atmışlar.
Ben bu hizmeti çok sevdim ve takdir ettim.
Bu gibi, sağlığın “özel” ama tanımadık ellere teslim edildiği bir ortamda yaşayan biri olarak; olsa olsa Venezuella’da veya Bolivya’da falan olur diye düşünürdüm.
Ama İzmir’de Balçova’da oluyormuş.
Belediye yaşlı hastaların ayaklarına kadar servis aracını gönderip, o kişiye ilişkin tüm testleri yapıyor ve sağlık ile ilgili tüm verileri bir arada topluyormuş.
Bu Mehmet Ali Çalkaya insanı şaşırtıyor doğrusu.
Herkes, Balçova’da MOBESE tipi kameraları konuşuyor.
Kameralar, an an ilçede kim hangi yolda yürüyor; hangi dükkana girip alışveriş yapıyor gösterdiğinden ve kayıt altına alındığından hırsızlık suçlarında azalma olduğunu duyuyorum.

İşte bu da güzel bir uygulama

Hani Agah Dede bazen sinirlenir, diyeceğini deyiverir; bırakın desin.
Ama takdir edilecek şeyler olursa işte onu böyle takdir ederim.
Sezar’ın hakkı, Sezar’a şimdi.
Ya o semt evleri; o kadar zamanını evde geçirerek harcayacak Balçova kadınını unutmadı, onları üretime kattı.
Artık kooperatif yoluyla ürettiklerini dış pazarlara açmak kaldı sırada, o da ufak ufak buraya gelen Norveç ve Danimarkalılar aracılığıyla başladı bile.
Ben Çalkaya’nın bu örnek sosyal belediyecilik uygulamalarının, diğer yerel yöneticilere de örnek olmasını umanlardanım.
Sadece KİPA konusunda yıldızım bir türlü barışamıyor şu Çalkaya ile.
Balçova esnafı kan ağlarken ve Balçova altı “Hiper Mezar” haline dönüşmüşken; o KİPA neden büyütülür be kardeşim.
Tamam, usulüne uygun her şey de; hayata uygun mu, orasını ben kendi kendime soruyorum.

***

Büyükşehir Belediyesi’nin aktarma sistemi özellikle çalışanlar ve öğrencilerin takdirini kazandı.
Ben söyleyeyim de…
Ancak şöyle bir sorun var: İzmir’in yoğun trafiğinde belirtilen saat diliminde aktarma yapamayan yolcu, ulaşım aracındaki indirimden faylanamıyor.
Bu saat dilimi bir saat daha uzatılamaz mı?
Bunu soran, arada bir bizim kahveye uğrayan üniversiteliler.
Benden dile getirmesi, Başkan Kocaoğlu’ndan ise yanıt vermesi.
Kocaoğlu’nun bu talebi önemseyeceğini tahmin ediyorum.
Bir de sefer sayıları artsa da, şu aktarmalı ulaşım “aktarmalı eziyet” olmaktan çıksa.
Tabii, metro konusunda olumlu şeyler yazılacak zamanların da kısa sürede geleceğini düşünüyorum.
Çünkü , ne zaman gazetelere baksam olumsuz ve gerçek haberler üst üste.

Hepinize iyi haftalar…

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın