Başkan Kocaoğlu kuşatma altında!

BÜYÜKŞEHİR Belediyesi’nin daha etkin, verimli ve başarılı yönetilmesi bütün İzmirlilerin yararınadır.
Hepimiz Başkan Aziz Kocaoğlu’nun ve belediyenin başarılı olmasını istiyoruz.
Ancak…
Başta Kocaoğlu olmak üzere, partisi ve bazı bürokratlar işi zorlaştırmak için elinden geleni yapıyor.
Örneğin; CHP genel merkezi ilgisiz ve duyarsız. Başkana yardımcı olmuyor.
Onu yalnız bırakıyor.
Aynı şekilde CHP il başkanı, sanki muhalif parti başkanı gibi davranıyor.
Sürekli eleştiren bir mantıkla yaklaşıyor.
Oysa…
İzmir’de hiçbir belediye başkanı bu kadar yalnız kalmadı.
Bu kadar siyasi destekten yoksun olmadı.

* * *

Ya belediye bürokrasisine ne demeli?
Onların da önemli bir bölümü iş üretmiyor, iş bitirmiyor.
Hatta sorun üretiyor.
Bürokratlar arasında yanlış üstüne yanlış yapan, işini bitirmeyen tiplerin varlığı adeta genel kabul haline gelmiş durumda…
Vekaleten oturulan koltuklar da sıkıntıya yol açıyor.
Örneğin; genel sekreterlik makamı.
Halen vekaleten yürütülüyor.
Genel sekreterliğe vekalet eden bürokrat, aynı zamanda ESHOT ve İZULAŞ’ın da genel müdürlüğünü yapıyor.
Yani…
Bir koltukta üç karpuz taşıyor.
Peki koskoca İzmir’de bu makamlara layık adam hiç yok mu?
Bu bürokrat, önce ESHOT ve İZULAŞ’taki işlere ne kadar zaman ayırabiliyor?
Eğer her şey düzgün gidiyorsa, otobüs durakları neden miting alanı gibi?
Niçin gazetelere bunca şikayet yağıyor?
Bir kotukta üç karpuz olursa, biri düşer kırılır.
Bu arada Başkan’a bir bir sorum olacak.
Akaryakıt ve otogaz istasyonlarıyla ilgili son üç yılda alınan encümen kararları nasıl uygulanmış?
Kaç tanesi kapatılabilmiş?
Ve Sayın Başkan acaba bunları biliyor mu?
Kulağımıza gelenler bazı bürokratlarını hızla değiştirmesi gerektiğine işaret ediyor.
Sayın Başkan kuşatılmış durumda. Hem siyasi, hem de bürokratik açıdan…
En kötüsü de kendisi tarafından da kuşatılmış.
Başkanın dürüstlüğü, iyi niyeti ve çalışkınlığı nedeniyle İzmir halkı hala umudunu yitirmiş değil.
Ama…Böyle devam ederse halkın kuşatması da çok yakındır.

CHP’de liderin değil, örgütün gözüne bakanlar kimler?

GEÇEN hafta bu sütunlarda milletvekili adaylarının yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladığını duyurmuştuk.
Bu aday adaylarının büyük bir bölümü tüm umudunu lidere bağlayıp, onun gözüne girmeye çalışırken kimileri ise ”Eğer önseçim olursa aday olurum” diyor.
Nitekim özellikle de CHP’de önseçim olması halinde aday adayı olacağı parti kulislerinde yüksek sesle konuşulan bazı isimler şunlar:
Muharrem Toprak, Ali Yılmaz, Sabri Ergül, Nurettin Demir, Musa Çam, Alaattin Yüksel Semra Aksakal, Süha Barlak, Ali Engin, Fevzi Yılmaz, Nevzat Kavalar, Hatice Tatlı, Necati Yıldız, Ali Yiğit, Cengiz Onur, Sadiye Akgül, Bahri Dal ve daha onlarcası. Ancak…
Başta CHP olmak üzere tüm partilerde önseçim çok zor görünüyor.
Oysa…
Liderler, kendisinin ve partinin yönetim organlarının seçiminde delegeye güveniyor.
Delege belirleyici oluyor.
Ama… İş milletvekili, belediye başkanı veya meclis üyelerinin belirlenmesine gelince ”Canım üye ve delege yapısı sağlıklı değil. Bu nedenle milletvekili adaylarını lider belirlesin” deniliyor.
Sonrada ülkeye demokrasi getireceğini vaad eden partilerde demokrasinin henüz daha ‘D’sinin bile olmadığını açık seçik görüyoruz.
Çok yazık değil mi?

ANAVATAN’lılar hedef büyüttü

ANAVATAN Partisi, İzmir’de il başkanını değiştirdi.
Eski Başkan Sedat Demirer, Genel Başkan Erkan Mumcu’nun danışmanı oldu.
İl başkanlığına ise Mumcu’nun sınıf arkadaşı İhsan Bilgiç getirildi.
Kongre sürecine giren partideki bu değişiklik önümüzdeki süreçte ne tür bir katkı sağlayacak birlikte göreceğiz.
Ancak…
ANAVATAN’lılar bu hafta 16-17 Şubat günlerinde Ankara’da kampa girecek. Milletvekilleri, parti yöneticileri ve il başkanlarının katılacağı kampta seçim startı verilecek. Partinin seçim stratejileri belirlenecek.
Örneğin; iktidara geldikleri takdirde 10 günde yapılacak 10 reform ve ülkeyi 10 yılda 100 yıl ileri götürmenin formüllerini açıklayacak olan ANAVATAN’lılar, ”Bizim hedefimiz barajı geçmek değil, iktidara gelmek olmalı” diyor.

Sevgi var ya, şu sevgi…

İKİ gün sonra Sevgililer Günü… Bu günü sakın unutmayın. Sevdiğinize, düşündüğünüz şeyi mutlaka söyleyin, söylemekten korkmayın.
Pişmanlıklar yaşamayın…
”Seni seviyorum” demekten çekinmeyin.
Unutmayın, yaşamı,yaşanmaya değer yapan şey sevgidir.

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın