İçinde kütüphane, oyun, eğitim ve güzelik salonları, havuz da bulunan bu tesis, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde açılacağı belirtiliyordu…
Buca’nın başkanı Cemil Şeboy AKP’liydi…
Aklımıza hemen, İstanbul Bağcılar’da AKP’li belediye başkanın yaptırdığı ve sadece kadınların gezebildiği “Kadınlar Parkı” geldi…
Sonra haremlik selamlık havuzlar, plajlar, masalar, toplantılar, birer film şeridi gibi gözümüzün önünden aktı geçti.
***
Cemil Şeboy’u aradım:
“Sanırım çok konuşulacak bir iş yapıyorsun, Sayın Başkan” dedim…
Şeboy, başladı sıralamaya:
“Sık sık sokakları dolaşırım, vatandaşla görüşüm. Hatta belki siz de aile sohbetlerinde tanık olmuşsunuzdur. Hanımlar hep şikayet eder. ‘Siz erkekler kahveye, restorana, maça gidiyorsunuz. Ama bizim evde canımız sıkılıyor, gidebileceğimiz yerler yok’ diye yakınırlar. Biz de bu şikalyete haklı bulduk. Onların da yanlarını çocuklarını da alıp gidebilecekleri, gönlünce vakit geçirebilecekleri bir yer olsun istedik.”
Peki, gerçekten hiç erkek giremeyecek miydi?
Evet, erkekler içeri alınmayacak. Hatta çalışan personel de hanım olacaktı…
Cemil Şeboy’a “Ayrımcılık olmuyor mu?” diye sorunca, şu yanıtı verdi:
“Hayır, bir ayrımcılık yok. Kadınların daha rahat hareket edebilecçekleri, istediklerini yapabilmelerine imkan sağlayacak bir mekan burası.”
***
Ertesi gün bu haber yayınlandı, ortalık karıştı…
CHP’li Miletvekili Canan Arıtman dedi ki; “Kadınların haremlik-selamlık şeklinde ayrılmasına şiddetle tepki gösteriyorum. Bu zihniyet yarın okulu, otobüsü, hastaneyi de ayırır…”
Türk Kadınlar Birliği İzmir Şube Başkanı Şermin Atman da tepkiliydi, şöyle diyordu: “Asla tasvip etmiyorum. Alenen bir ayrımcılık. Orası kimsenin haremi değil. Kadınlara da buraya gitmemeyi öneriyorum…”
İzmir Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Pınar Tatlı ise, ‘Sadece burada kadınlar çalışsın, sadece kadınlar girsin” derseniz, o zaman ‘Erkekleri tehdit olarak mı görüyorsunuz?’ sorusu gelir insanın aklına” diyordu..
Durduk yerde kadın-erkek tartışması başladı.
Kadın-erkek, Türk-Kürt, Alevi-Sunni…
Farklılıkları abartmanın neler getirdiği ortada…
Mesaela, işte Arabistan, işte eski Yugoslavya…
Diyorum ki ayrılıkları öne çıkaracağımıza biraz da benzerlikten söz etsek.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.