U – ta – nı – yo – rum!

Bugün “yıllardır” hep yaptığım bir şeyi, “benden kaynaklanmayan” nedenlerle yapamadığıma yanıyorum. Bugün TV’de olup, meslektaşlarımın yönetim korkusundan yayınlayamadıkları “Uğur Mumcu Klibini” yayınlayamamama yanıyorum!
Bugün ben “sizin” yerinize de “izleyeceğim” o klibi! Ama evimde, ama yalnız!
Bugün 24 Ocak! Bugün boşluğu asla doldurulamayan bir şerefli ustanın yitirilişinin yıldönümü. Bir “izleyicim” e – posta göndermiş. Sunu şeklinde ve “utanıyorum” başlığıyla. Bu satırları Dr. Melahat Sönmez hazırlamış, Seval Kemertaş “sunu” şeklinde düzenlemiş ve bir öğretmen izleyicim “hasretle” yazdığı e – posta ile göndermiş. “Naylon efendilere” inat, aradan dört buçuk ay geçmesine rağmen “Sabah Resimlerini” unutturamadılar. Uğur Mumcu’nun anısına sizinle paylaşıyorum bu satırları şimdi:
“Ölüm anmalarından nefret ederim; sağlığında söylenmeli sevgi.
Ama sana ne demeli Uğur Mumcu, sana ne demeli?
Dağılmış parçalarının peşi sıra, Ankara sokaklarını doldurmuştuk. Birer mum yakabilseydik ardından, senin gibi cesur, senin gibi yurtsever; Gelir miydi karanlığın sesi?
Memleketi pazarlamakla övünebilir miydi birileri?
Seni gömdük… Bombacıları lanetledik…
Ve… Bitti…
Asıl ölüm uykusuna yatan bizlerdik… Senin ölün bile aydınlık yayar memleketime.
Senin ölün bile kafa tutar küresel efendilere. Senin ölün bile utandırır, vicdan sahibi dirileri…?Sana ne demeli be Mumcu, sana ne demeli?
Kahroluyorum… Çaresizliğimden çare yaratmaya çalışıyorum. Çünkü seni anmaya bile utanıyorum  Sevgili Uğur Mumcu… U – ta – nı – yo – rum!

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın