Hem CHP hem de MHP hakkında “bilgi” ve “düşünce” sahibi olduğumu sanırım kimse ret etmez. Özellikle İzmir’de, bu iki önemli siyasal parti hakkında, belki de “herkesten” çok yazma ve konuşma hakkım var. Çünkü ikisinin de “ulusal” duruşlarını takdir ediyorum. Türkiye’nin “kurtuluşunu” sadece “halk tabanlı” çağdaş, uygar ulusal birlikteliklerle mümkün olduğuna inanıyorum. Anadolu’nun neresinden olursa olsun, sadece “Türkiye Cumhuriyeti” sınırları içinde Atatürk ilke ve devrimleri” altında bir “milliyetçiliğin” vurgulanması en doğru olandır. Böyle bir “birlikteliği” tutup “başka süreçlere” havale etmenin kime ne yararı dokunur bunu da düşünmek gerekir. Devlet Bahçeli ve Deniz Baykal “ulusal uyanış” konusunda benzer düşünceleri savunuyorlarsa bundan Türkiye için ancak yarar doğar. Çünkü toprak satışlarından “ikiz yasalara”, milli sermayenin ecnebileştirilmesinden eğitimin yozlaştırılmasına kadar her olayın masaya yatırılması, “ulusal uyanışa” inanan tüm siyasal ve sivil örgütlenmelerin “sağ ve sol” kaygılardan uzak sadece “Türkiye’nin onurlu ve güçlü” geleceği adına seçkincilikten uzak, halkla iç içe “birliktelik” zorunlulukları vardır.
“Muhafazakârlığın” Türkiye tarihinde pek sevimli tarafı yoktur. Kendine “muhafazakâr” diyen kim varsa tarihte, arkasından ya “Avrupacılık” ya da “Amerikancılık” çıkmıştır da nedense “onurlu bağımsız yaklaşımlar” çıkmamıştır. Hikmet Çetinkaya’nın Cumartesi günü Cumhuriyet’teki satırlarına aynen imzamı atıyorum. Okumayanların da bilgilerine sunuyorum:
“Eski faşist yeni liberal-demokratlarla dönek sosyalistler, CHP’yi ‘çağdışı – faşist’ gibi söylemlerle yerden yere vuruyor… Bahçeli, ‘Türk milliyetçiliğinden vazgeçmiyor ama ırkçılığı bir kenara bırakıyor… Bahçeli her yörenin insanının ‘üniter devlet’ çizgisinde buluşturmaya çalışmıyor mu? Böyle ortak paydada birleşmek ne CHP’yi ırkçılığa dayalı bir partiye dönüştürür, ne de MHP’yi sosyal demokrasiye kayan bir partiye…”
Bu uzlaşmaları, Türkiye yararına görmeyenlerin kimler olduğuna ne neler dediklerine iyi bakın. Galiba yine “bir yerlerin fonlarından” İstanbul’a “havaleler” hızlandı!
Benim de “üstüme iyilik sağlık”!
Önce hatırlatayım, zira Türkiye Cumhuriyeti’nin bir “hanımefendi” bakanının bile “unuttuğu” Şapka Devrimi’nin tarihi 25 Kasım 1925’tir!
Kanal D haberleri’nde izleyip duyduğum an “Türkiye Cumhuriyeti’nin” içine düşürüldüğü 60 yıllık tuzağın bir yüzünü daha anladım. İstanbul’da bir grup hanımefendi “şapka devrimini” anmak adına bir tören düzenlemiş. Törenin düzenlendiği yere aynı saatte bir başka kadın topluluğu da “şiddete hayır” demek için, başlarında kadın Bakan Nimet Çubukçu olduğu halde geliyor. İşgüzar güvenlikçiler, bakan geliyor diye “şapka devrimini” anmaya çalışan hanımları “uzaklaştırmaya” çalışıyor. Tabii tartışma da başlıyor. Ama Bayan Bakan Çubukçu modern görünümüyle (çarşaf ve peçe yok yani) tartışmanın ne olduğunu öğrenince, Kanal D kamerasına yakalanıyor. Diyor ki Bayan Bakan Çubukçu: “Şapka devrimcileriymiş, üstüme iyilik sağlık!” Görünümünü, siyasal kariyerini, makamını borçlu olduğu “devrimleri mi” unutmuş yoksa Anayasa güvencesi altındaki bir “devrimi mi” hatırlamıyor anlamıyoruz. Ancak bu bile “ulusal uyanışın” ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. Bir başka olay da Milli Eğitim Bakanı’nın da katıldığı bir toplantıda “kravatsız” bir bürokrata duyulan tepkinin “gülünerek” karşılanması galiba. Şimdi Anayasa’da da “madde” olan devrimlerin ne kadar ve ne düzeyde “öğrenildiğini” görüyorum da, Ata’nın ölümünden bu yana iktidar olmuş tüm “muhafazakâr” hükümetlere de haykırıyorum. Üstüme iyilik sağlık!
İndirmek mi? Sıkardı o!
Yeni yılda “resmi dairelerden” kalkacakmış Ebedi Şef’in resmi! Açık yazayım, isterlerse Sayın Savcılar hakkımda soruşturma da açabilirler. İfade olarak da sadece “Gençliğe Hitap” ile “Bursa Söylevi’ni” verir, geçerim!
AB’li ibişlere uyup, resmi dairelerden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün resimlerini indirmek “sıkardı”!
Evet sıkardı! Ama bu işin aslını faslını öğrenmemiz lazım. Ancak Kemalizm konusunda yeniden bir bilgilendirme seferberliğine ihtiyaç var. Ben üzerime düşeni yapacağım. Hem de burada, hem de sürekli! Bekleyin!
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.