Bu geziye katılanlar, St. Petersburg’u gezeceklermiş.
11 ayın sultanı Ramazan’da, St. Petersburg’a gitmek gerçekten dahice bir fikir.
Bu heyet, muhtemelen Pulkovo Havayolları uçağıyla 3 saat 45 dakikalık yolculuğun ardından bu şehre vardı.
Parti gözetmeksizin, “yeni kentler tanıma” amacıyla çıkılan bir geziydi bu.
Kendimi bildim bileli, bu başkanlar ve meclis üyeleri, şu tanıma faaliyetinden vazgeçmezler!
Bu isimler koltuklarında olduğu sürece, “Orayı tanıyalım”, “Burayı da” deyip dururlar.
“Aman orasını da incelemeden olmaz”ların eksik olmadığı meclislerin sonu yoktur!
Bu beyefendiler veya hanımefendiler, yanların eşlerini de alarak yaparlar “vatan görevleri”ni!
Aile boyu inceleme faaliyetini, kendilerine o mührü ve yetkiyi veren halkı için yaparlar!
En son yaşanan depremde, bir grup belediye başkanı, bazı meclis üyeleriyle Prag’daydı.
En “olmayacak adamların” başkanvekilliğinde, örneğin deprem korkusu yaşadığımız bir Balçova akşamında “makam aracından inmeyen”; Amerikan westernlerinin “şerifleri”ni aratan adamlar da gördük bu geziler sayesinde!
Şimdi düşünüyorum da sahur ve iftar da zor oluyordur, bizim fatihler için uzak diyarlarda.
***
St. Petersburg fatihlerinin tamamına yakınının, Dostoyevski okuduğunu bilsem gam yemem.
Ünlü “Karamazov Kardeşler”in doğduğu yerde dolaşmak, bu “fatihler” için ne ifade eder?
Dostoyevski’nin, Puşkin’in evlerinin müze yapıldığını öğrenmeleri; yurduna döndüklerinde yazarlar adına müzeler kurmaları sonucunu mu doğuracaktır bu “fatihler”in?
200 yıl boyunca Çarlık Rusyası’nın başkenti olan, Sovyet döneminde Leningrad olarak bilinen St. Petersburg’un; 30 Ağustos 1941’den itibaren 900 gün boyunca Almanlar tarafından kuşatma altında tutulduğunu bilseler ne yazar?
“Kuzeyin Venediği” olarak da bilinen bu kentin geniş bulvarlarını, dingin sularını, çarlık mimarisinin önemli örneklerini görseler; bunları yönettikleri yerlere mi uyarlayacaktır bizim “fatihler”?
Yoksa bitişik nizamda, güneşi ve ayı görmeye engel olacak yoğunlukta binaların ot gibi bitmesine yol açan imar kararlarına imza atmayı sürdürecekler midir?
Göz alıcı sarayları ve çeşmeleriyle Rus sanatının mücevherleriyle donatılan yazlık saltanat merkezi Peterhof turu hoşlarına gitmiştir belki, eğer dolaşmışlarsa!.
Ama ben şunu merak ederim doğrusu; İhtişamın dünyadaki en önemli vitrinlerinden Hermitage Müzesi’nde dünyanın en geniş sanat koleksiyonunu gezen bu fatihler, kendi şehirlerinde bir sanat galerisine gitme zahmetine katlanmışlar mıdır bir kez?
Bazıları aralarında UEFA 2005 geyiği bile çevirmiştir belki.
Beşiktaş’ın 2005 UEFA’daki E Grubu’ndaki rakiplerinden St. Petersburg takımını hatırlayanları, engin bilgilerinin “cakası”nı satmışlardır.
Yine Dostoyevski’ye gelecek söz ama, gelsin!
Futbol varken “Suç ve Ceza”nın Raskolnikov’undan söz etmelerini beklemek abes olur bu “fatihler”in!
Geleceğine yön verdikleri kentle ilgili aldıkları bazı tartışmalı kararlarda “Raskolnikov gibi pişmanlık taşımalarını” beklemek ise boş hayal!..
***
Her biri birer “çar” gibi dönmesinler de memleketlerine. Benim tek korkum o.
Belediye saraylarını Hermitage’a çevirmeye kalkarlarsa, yandık!
Maazallah Ramazan Ramazan, halkı kızdırırlar!
Allah korusun “devrim” falan olur.
Bu sayede, önümüzdeki kış değil; yurtlarına dönecekleri önümüzdeki hafta yanlarında “komünizmi” filan getirirler “bizim fatihler”!
Maazallah!…
Hepinize iyi haftalar ve hayırlı Ramazanlar…
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.