Jeoloji Yük. Müh. Dr. Tuncer Eşder, MTA’da uzun yıllar görev yaptığını, 1972 – 1995 yılları arasında bu bölge ile ilgili çalışmaları bizzat yürüttüğünü ifade ederek, önemli konulara değindi. Bu bölgede 4.5 megabayt’lık santralın hemen kurulabileceğini, bu alanda açılan kuyuların bakımlarının, verimliliğinin doğru değerlendirilmesiyle daha büyük elektrik üretimine uygun hale geleceğini söyledi. Birçok önemli konuya değindi, bunlardan birisi olan Seferihisar bölgesi ile ilgili anlatılanları önümüzdeki haftalarda kaleme alacağım.
Ziyaret boyunca en çok ilgimi çeken, ayrıntılı çizimleri yapılmış olan Balçova ve Narlıdere bölgesini kapsayan yeraltı jeotermal haritaları oldu. Haritalara göre; suyun en çok olduğu bölge şu an Jeotermal koruma alanı olarak belirlenmiş bulunan Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin karşısında bulunan arazi.
Oysa, geçtiğimiz günlerde MTA’dan gelen bir heyet bu bölgenin durumu ile ilgili bir araştırma yapmıştı ve bu yapılan araştırmaya göre söylenen, ancak kamuoyuna açıklanmayan rapora göre; bu bölgede yeraltı suyunun olmadığı ve şehrin merkezine doğru kaydığı şeklindeydi. Eğer bir rapor hazırlanmışsa ve rapor çerçevesinde bölge koruma alanı olmaktan çıkartılacağına göre; doğal olarak bu bölge için hemen projelerin üretilmesinden, büyük oteller ile sağlık merkezlerinin yapılmasından söz edilmişti.
Ancak ne yazık ki, bana gösterilen haritalar böyle söylemiyordu. AR ? GE temsilcileri, “Biz MTA’nın Bölge Müdürüne sorduk. ‘Bu rapor var mıdır? Varsa, basına açıklanmalıdır’ diye. Ancak böyle bir rapor maalesef, MTA Bölge Müdürüne intikal etmemiştir” şeklinde görüşlerini dile getirdiler.
Eğer gerçek böyle ise;
Bu ciddi bir konudur ve bu durumda insanın aklına gelen ilk soru kandırmaca olup olmadığıdır?
MTA’nın özel olarak hazırladığı iddia edilen rapor neden açıklanmamaktadır?
Haritalar, bu bölgede açılacak yeni üretim kuyuları ile Narlıdere’nin birçok bölgesinin ısıtılabileceğini net biçimde söylüyor. Yine AR- GE temsilcilerinin hazırladıkları raporlara göre, Balçovadan Karakoç Kaplıcaları’na kadar uzanan fay hatları boyunca yapılacak çalışmalarla sıcak su kaynaklarına ulaşılabilecek. Hazırlanan diğer bir rapora göre de, Aliağa çevresinde bulunan sıcak su ile büyük bir alanın jeotermal enerji ile ısıtılabilecek.
Bilim adamlarının oluşturduğu bu grubun en büyük sıkıntıları, Jeotermal A.Ş. Genel Müdürü Ali İçhedefin kendilerini kovar bir tavır sergilemesi, daha önce aynı komisyonlarda beraber görev yaptıkları, İl Genel Meclis Başkanı Hakkı Berksü’nün bir anda kendilerine sırt dönerek yanlarından uzaklaşması idi.
Yine AR-GE araştırma grubu içinde yer alan MTA’dan emekli Kimya Mühendisi Ziya Sarıdal’ın anlattıkları önemli iddiaları içeriyordu. Sarıdal, “Şu an İzmir’de jeotermal suyunun analizlerini yapabilecek uzman yoktur” diyerek başlıyordu sözlerine. Konuşmasının devamı bir çok yanıtlanması gereken sorular soran Sarıdal şöyle devam ediyor sözlerine; “Eşanşörde ısıtılarak konutlara giden su, şehir suyu olması gerekirken; yeraltı kaçaklarını önleyemedikleri için kimsayal maddeler içeren, boruların çürümesine neden olan jeotermal su konutlara gönderilmektedir”.
“Eyvah eyvah” dedim bende doğal olarak. Eğer jeotermal suyun içindeki kimyasal maddeler borularda korozyona (aşınmaya ve paslanmaya) neden oluyorsa, yeni boru hatları döşenerek, eski boru hatları yenilendiğine göre; bu durumda birkaç yıla kalmaz yine bu borular çürüyecek ve tekrar bir firmaya yenileme için ihale edilecek demektir ki, bu da yoruma açıktır.
Biraz da CHP kandırmacası
Geçtiğimiz hafta yapılan genişletilmiş durum değerlendirme toplantısı sonrası, CHP’de birlik mesajları verildi.Sular duruldu. Artık herkes seçim çalışmalarına başlama sözü verdi. İnandırıcımıydı?
Bence hayır.
Sadece bir kandırmaca vardır.
Karşıyaka İlçe Başkanı Ertam Özen, yıllardır siyasetin içinde. Cevat Durak ile ayrı kutuplarda yer alması nedeniyle ilçe tabanında sıkıntılar yaşadığı gerçek. Tek istediği milletvekilliği yolu. Bu dönem seçildi seçildi. Yok seçilmedi, siyaset bitti. Aday olabileceği yer, 2. bölge. İkinci bölgede milletvekili olabilecek isimleri kafasında değerlendirmesi ise doğal. 2. Bölgeden Oğuz Oyan, Kemal Anadol, Canan Arıtman ve bir isim de genel merkezden gelse, 4 ve 5. sıralar seçilebilinecek sıralar. O zaman buraya tek aday görünen isim İl Başkanı Selçuk Ayhan. Ne yapılması gerekir, Selçuk Ayhan’nın yolu kapanmalıdır. Nasıl? Sert ve yıpratıcı politikayla.
Bu durumda Ertam Özen için uzlaşı mümkün müdür?
CHP Çiğli İlçe Başkanı, Alirıza Koçer ile Barış Selçuk basın ödülleri töreninde görüştük. Kendisini kutladım. Önce şaşırdı tabi. “En doğruyu siz söylediniz. Testi baştan kırıldı. Kan uyuşmazlığı en baştan başlamıştı” diyebilme dürüstlüğü gösterdiniz. ‘Siyasi etik’ olma konusunda da önemli saptamalar yaptınız” Hoşuna gitti tabi. Ancak, siyasiler doğal olarak yaşamlarını sürdürmek zorundalar. Aliraza Koçer’in bu yaklaşımlarına, karşı atak olarak da, İl yöneticileri, “Siz Kafesen da müdürlük yapmadınız mı? Başkent Yapı Koopertifi inşaatlarının ruhsatsız ve kaçak olduğunu içeren gazete kupürlerini ne çabuk unuttunuz” derlerse?
Hangi uzlaşıdan söz edeceğiz..
Güzelbahçe İlçe Başkanı İhsan Seyhan, hala şu sözlerimi söylüyor, “birileri gidin toplu olarak şuraya oy verin dedi bizde gittik verdik” Peki, dengeler değişirse, kendisine şuraya gidin toplu oy verin diyen kim ise, onun dediğini mi yapacak.
Peki yaparsa, nasıl uzlaşı sağlamış olacak?
Gelelim İl Başkanına, Alaattin Yüksel ile gizli gizli görüşmeler yapan il seçimlerinde kendisini destekleyenlerin düşünceleri ve tavırları karşısında nasıl bir uzlaşıdan söz edecek.
Ayhan’nın Genel Başkan ile iyi bir diyalog içerisinde olduğunu biliyorum. Ancak, Genel Başkan Deniz Baykal, ” sen uzlaşıyı sağladım diyorsun da, bunu nasıl yaptın ortada uzlaşı göremiyorum gel yanıma da bunu izah et” derse? Ben önümüzdeki günlerde Deniz Baykal tarafından çağrılacağını da düşünüyorum. O zaman Selçuk Ayhan nasıl bir uzlaşı ifadesi verecek?
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.