Plan mı, temenni mi?

Türkiye’nin 7 yıllık kalkınma planı Haziran ayının sonunda meclis kararıyla onaylanarak Resmi Gazete’de 1 Temmuz’da yayımlandı. 2007-2013 yılları arsındaki dönemi kapsayan plan, 57 özel ihtisas komisyonunun, 2 bin 252 uzmanın katılımıyla ortaya çıktı.

Planda, AKP hükümetinin Başbakanın etkisiyle oldukça yüksekten uçan makro ekonomik hedeflerine yer verilmiş durumda. Daha önce Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) Büyüme hedefi DPT tarafından reel fiyatlarla yıllık ortalama yüzde 6.5 olarak sunulmuştu. 2013 yılı Kişi Başına GSYİH hedefi ise 8 bin 723 dolar olarak belirlenmişti. Fakat Başbakan DPT uzmanlarının bu hedeflerini yetersiz bulmuş ve talimat vererek 2013 kişi başına milli gelir 10 bin 99 dolar büyüme hedefi ise yıllık yüzde 7 olarak yükseltmiştir.

Burada hükümetin iki varsayımı var. Biri 2013 yılında doların 1437 YTL seviyesinde kalacağı diğeri ise yıllık enflasyonun yüzde 4.2 olacağı yönünde. Fakat daha geçtiğimiz günlerde Türk ekonomisinin ne kadar kırılgan bir yapıda olduğunu hep birlikte gördük.

Mayıs ayında yaşanan dalgalanma ve şok sıcak para çıkışıyla YTL 3 ay içinde yüzde 30 değer kaybettirdi. Faizler yüzde 20’lere tırmandı. Cari açık ise bu hedefler karşısında büyük bir risk olarak ekonomiyi tehdit etmeye devam ediyor. 2006 Mayıs ayı itibariyle yıllık Cari açık 26.8 milyar dolar civarında.. 2006 sonunda 30 milyar doları da geçebilir.

Ekonomi bu kadar kırılgan bir haldeyken Hükümetin ortaya koyduğu hedefler umut tacirliğinden başka bir şey değil. Kişi başına Milli gelirin 10 bin dolar diye telaffuz edilmesi kulağa hoş geliyor doğal olarak.

Hükümetin işsizlik ve yoksullukla ilgili hedefleri

Makroekonomik hedeflerde hayali de olsa somut rakamlara yer verilmişken, işsizlik yoksulluk, tarım kesiminin desteklenmesi ve sosyal yardımlar konularında temenni niteliğindeki sözlerden ileriye gidilmemiş. Hükümetin işsizliği ve yoksulluğu aşmak konusunda hiçbir kararlı ve umut verici hedef yok. Zira Başbakan’ın geçtiğimiz yıl “İşsizliği ABD çözememiş AB çözememiş ben mi çözeceğim?” şeklindeki sözleri de bu durumu açıklıyor. Yani ne niyetleri ne de planları var işsizliği çözmek için.

2007-2013 yılları arasında işsizliğin ortalama yüzde 9.6 olarak planlandığı görülüyor. Ülkemizde şu anda işsizlik oranları resmi rakamlara göre yüzde 12 fakat sokaktaki rakamlar bunun yüzde 17 civarında olduğunu gösteriyor. İşsizlerimizin yüzde 35’e yakını ise üniversite mezunu gençlerimiz.
Plandaki hedefleri tutturabilmek için her yıl 1 milyon kişiye istihdam olanağı sağlamak gerekiyor. Böyle bir hedef planda yok.

Tabi özellikle eğitim ve sağlık alanında tesis ve personel sayılarına yönelik bir takım rakamlar yer almakla birlikte, verimlilik ve etkinlik gibi gerekçelerle özelleştirmelerin desteklenerek devam ettirileceği de eklenmeden geçilmemiş.

Kısacası dokuzuncu planda da İMF direktifleri doğrultusunda verimlilik, etkinlik, büyüme gibi kulağa hoş gelen sözlerle özelleştirmelerin devam ettirileceği öngörülürken, işsizlik ve yoksulluk konularında halka umut veren hiçbir somut hedef yer almamaktadır.

Related Images:

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın