İkinci partide birleşme çağrısı

AKP iktidarının icraatlarına yönelik tepkiler her geçen gün çığ gibi büyüyor.
Esnaf siftah yapmadan kepenk kapatıyor.
İşçi, memur, emekli ayın sonunu getiremiyor.
Çiftçi, ürünü para etmediği için isyan ediyor.
Meydanlara çıkıyor, yollara dökülüyor. Başkent’e TBMM’nin önüne kadar gidip trafiği kesiyor.

* * *

2001 krizinin yaşandığı süreçte Başbakan Ecevit’in ayaklarının dibine yazar kasa fırlatan esnaf o dönemin adeta simgesi olmuştu.
AKP iktidarının yaratığı krizin simgesi ise şimdilik Mersinli üreticinin Başbakan Erdoğan ile yaptığı “Ananı al da git” muhabbeti ile Ankara caddelerine ürünlerini döken Manisalı üreticiler oldu gibi görünüyor.

* * *

Evet!
İşçi, memur, emekli, esnaf, çiftçi ve hatta pek çok sanayici bile gidişattan hiç hoşnut değil.
Memnun olan insan sayısı çok az.
Ama…
Yarın bir seçim olsa yine AKP birinci parti olacak gibi görünüyor.
Çünkü…
Kamuoyu anketleri öyle gösteriyor.
Neden?
Doğru dürüst alternatif yok da ondan… İşte bunun bilincinde olan kimi sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve iktidardan hoşnut olmayan gruplar bir çağrı metni hazırlayarak, alternatif arayanlara şöyle sesleniyor:
“AKP iktidarından ve yönetiminden kurtulma çağrısı!…
Siyasal görüşünüz ne olursa olsun, şayet sempati duyduğunuz bir parti hala var ise (bu parti hangisi olursa olsun) ilk seçimde AKP iktidarından kurtulmak için sizi ikinci partide birleşmeye davet ediyoruz !..
Fransa’da uygulanan, ama ne yazık ki ülkemizde uygulanmayan iki turlu seçim sistemini gelin ilk seçimde ve tek turda biz uygulayalım.
İkinci parti kim diyeceksiniz?
Henüz bilmiyoruz.
Ancak seçim dönemi yaklaştığında, güvenilir kamuoyu araştırma şirketlerinin yaptığı anketler hangi partiyi ikinci parti olarak belirler ise gelin o partide birleşelim!
O partiyi sevsek de sevmesek de beğensek de beğenmesek de şimdiden sözleşelim ve ikinci partide birleşelim.
AKP’den kurtulmanın, ülkeyi kurtarmanın başka yolu yok.
Yüzde 20-30 düzeyindeki oyla yüzde 70-80 oranındaki halk katmanlarını yönetmeye izin vermeyelim.
Bu çağrıyı neden şimdi yapıyoruz? Çünkü, bu çağrıyı seçim yaklaştığında yapmış olsaydık, ikinci partinin hangisi olduğu netlikle ortaya çıkmış olacak ve bu çağrımız yanlış anlamlara neden olabilecekti.
Ayrıca burada kastedilen ikinci parti bugün için kesinlikle CHP değildir.
Daha seçime çok zaman var.
Seçim döneminde de kamuoyu anketlerinin ortaya çıkardığı sonuçlar her kimi ikinci parti konumuna getirir ise biz onu kastediyoruz.
Bu CHP veya bir başka parti olabilir.”
Bu çağrı hedefine ulaşır mı bilmiyorum?
Ama…
Denemekte yarar var.
Çünkü kurtulmak yok tek başına.
Kurtuluş için herkes el ele vermeli, birlik olmalı.

SHP’ye yeni kaptan aranıyor

SHP İzmir’de bir türlü dikiş tutturamadı.
Yaklaşık altı ay önce görevden ayrılmak zorunda bırakılan Mustafa Korkmaz’ın ardından yönetim kurulunda yer alan Muhittin Erdem ile yoluna devam eden SHP İzmir İl Yönetimi, üç ay önceki istifalarla tamamen düştü. Bunun üzerine Parti Meclisi Üyesi Çetin İlleez başkanlığında yeni bir yönetim atandı. Bu yönetimin partiyi 90 gün içinde kongreye götürmesi gerekiyordu. Ancak bu olmadı.
Geçtiğimiz hafta Ayvalık’ta tatil yapan Genel Başkan Murat Karayalçın, İzmir İl Başkanı Çetin İlleez’i yanına çağırarak “Ya genel kurul, ya da gereğini yap” dedi.
Bunun üzerine İlleez, hem başkanlıktan, hem de partiden istifa etti. Partiden yeni istifaların olabileceği, hatta aralarında İzmir Milletvekili Hakkı Akalın’ın da bulunduğu üç milletvekilinin de ayrılabileceği konuşuluyor.
Ama…
SHP’de şimdi İzmir örgütünün direksiyonuna geçecek yeni bir kaptan aranıyor.
Bu ismin genel başkan Karayalçın tarafından bu hafta içinde açıklanması bekleniyor.
İl başkanlığı için Cevdet Tümtürk, Tamer Akçam, Murat Bakan, Altan İnanç, Ayşegül İnalcı ve Sevim Giraylar’ın isimleri geçiyor.
Bakalım SHP’nin belini doğrulatacak, ayağa kaldıracak yeni bir il yönetimi oluşabilecek mi?
Hep birlikte göreceğiz.

BİRAZ GÜLELİM

Profesör ve seyis

PROFESÖR konferans salonuna gelmiş. Ön sırada oturan bir seyis dışında başka kimse yokmuş. Sunusunu aktarma konusunda bocalamış ve seyise sormuş:
“Buradaki tek kişi sizsiniz. Size göre konuşmalı mı, yoksa konuşmamalı mıyım?”
Seyis yanıt vermiş:
“Hocam ben basit bir insanım, bu konulardan çok fazla anlamam. Fakat ahıra gelseydim ve bütün atların kaçıp bir tanesinin kaldığını görseydim, yine de onu beslerdim.”
Bu sözlerden pek etkilenen Profesör konferansa başlamış ve iki saatin üzerinde konuşmuş.Konferanstan sonra kendini mutlu hissetmiş. Dinleyicisinin de konferansın çok iyi olduğunu onaylayacağını düşünerek:
“Konuşmayı nasıl buldun?” diye sormuş.
Seyis yanıt vermiş:
“Hocam sana daha önce basit bir adam olduğumu ve bu konulardan pek anlamadığımı söylemiştim. Gene de eğer ahıra gelip biri dışında tüm atların kaçtığını görseydim, onu beslerdim, ama elimdeki tüm yemi ona verip hayvanı çatlatmazdım.”

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın