Düzeltiyorum; Mustafa Kemal Sahil Bulvarı güzergahını kullananlar olarak… Hatta bir ara, sırf bu nedenle aramızda kendini “Allah’ın sevgili kulu” olarak görmeye başlayanlar bile çıkmıştı. Bunu daha da abartıp olayı Göztepe-KSK rekabetinde “ilahi adalet” boyutuna taşıyanlara ise hiç değinmeyeceğim.
Eeeee, Allah’ın sopası yok ki!
Yaklaşık bir aydır, Karşıyakalıları (genel bir ifadedir, Körfez’in bize göre karşı tarafındaki tüm yerleşim ilçe ve semtleri kapsar) çıldırtan o “dur-kalk” trafiği, istisnasız her sabah bizim güzergahta da yaşanmaya başlandı.
Böylece iki yaka arasında ayrı-gayrı kalmadı çok şükür (!)
Öyle ki, sahilde sabah yürüyüşü yapan 67 yaşındaki Neriman Hanım Teyze bile son model araçlarla kendince yarışmaya başladı. (Son bir haftadır Neriman Teyze’nin performansı mı arttı yoksa trafik iyice çıldırdı mı bilemiyorum ama artık otomobiller nal topluyor.)
İşe aracınızla ya da otobüsle gitmişseniz, zaman açısından hiç fark etmiyor. İkisinde de gecikiyorsunuz. Tek fark, “metrekareye düşen yolcu sayısında” ki, giderek “tıka basa” halleriyle Üsküdar dolmuşlarına daha çok benzemeye başlayan belediye otobüslerinin durumu, bu açıdan elbette çok daha vahim.
Kendimden biliyorum; güne böyle bir trafikte başlayan vatandaş, sinirden “tuzsuz pelte gibi” gün boyunca titreyip duruyor.
Ama böyle bir durum, yani trafik kargaşası, İzmir için hiç de sürpriz bir şey değil! Çünkü her gün trafiğe çıkan yüz küsür yeni araca karşılık, yollar aynı. Yapılan ne yeni bir kavşak, ne yeni bir geçit ne de yeni bir yol var.
Hiç unutmuyorum; Ankara’yı çok iyi tanıyan bir bürokrat, İzmir’deki sıkıntılar için fazla fantastik bir öneri getirmişti:
Fazla sevmem ama Melih Gökçek’e altı ay süreyle İzmir’de geçici görev vermek lazım! Kent hizmetleri nasıl oluyormuş, bir görsünler.
Aslında bu öneriyi dikkate almak lazım. Belediye başkanlarının kendi içinde rotasyon uygulaması, hiç de fena olmaz. Ne de olsa okka her yerde 400 gram. İş yapacak olan adam her yerde yapar.
Expo vakası
İzmir’in makus talihini yenmesinde kilit rol oynayacağına inandığım Expo 2015’e ilişkin hazırlık çalışmaları, yerini “acaba bu işin patronu kim olacak?” tartışmalarına bıraktı.
Ya da öyle bir hava estirilmek isteniyor, bilemiyorum.
Özellikle Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş merkezli bu polemiğin sürdürülmesi durumunda olacağı söyleyeyim:
Expo 2015 hazırlıkları bir “devlet meselesi” olarak lanse edilerek Hükümet olaya el koyacak.
Ve muhtemeldir ki, oluşturulacak yeni Expo Koordinasyon Kurulu’nun başına, tıpkı Universiade’da olduğu gibi, yine Taha Aksoy getirilecek.
Bekleyip görelim.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.