Dizileri izlemek, bence zaman kaybından başka bir şey değil. Hiç birinin genel anlamda yaşamlarına bir katkı sağladığını sanmıyorum. Ama, kimseyi engellemek mümkün değil. Televizyonlar bu diziler sayesinde reklam alıyor. Gelirlerini arttırıyor. Çok nadir zamanlarda elime televizyonun kumanda aletini alıyorum. Bizim kanallarda dolaşıyorum. Her kanalda bir dizi ve üzerinde yeni bölüm yazıyor.
Başka bir şey belgesel ise bulmak ne mümkün. Gece yarısını geçtikten sonra belgesel filmler devreye giriyor. Yani uykudan sonra. Kanallarda izleyebileceğim ne bir film, ne bir belgesel, ne de farklı bir konuyu işleyen program bulamıyorum.
Ancak evimin balkonuna taktırdığım iki çanak anten aracılığı ile diğer ülkelerin televizyon kanallarında yayımlanan farklı belgeselleri izleyebiliyorum. Ama dil konusunda sıkıntı yaşadığım için sadece görüntülerle avunuyorum. Aylar önce yine bir akşam; gazetelerimi okudum, çay içiyorum, kumanda ile bir dolaşayım güzel bir film olursa izlerim diye düşündüm.
Ne mümkün! Bir ara, bir kanalda, amatörce aileler tarafından tesadüfen çekilmiş görüntüleri yayımlayan bir programa rastladım. Kanalın adı RTL Super Plus. Tam 45 dakika bu görüntüleri yayımlıyor ve araya çok ama çok kısa birkaç dakikalık reklam alıyor, sizi hiç sıkmıyor.
Harika bir program; bütün sıkıntılarınızdan, dertlerinizden kurtuluyorsunuz. Kahkahalar atıyorsunuz. Program bizim televizyon kanallarına göre zirve saatlerde yayın yapıyor ve reklam çok az.
Her hafta perşembe akşamı saat 21.30’da başlıyor ve 45 dakika harika görüntüler. Doğum günlerinde, tatilde, spor yaparken çekilmiş ve o sırada tesadüfen başlarına gelen gülünç olaylar, komik görüntüler. Çok güzel. İnsan rahatlıyor.
Sanıyorum programı yayımlayan televizyonun öyle reklam kaygısı yok; izleyicilerini rahatlatmayı, güldürmeyi ve günlük dertlerden uzaklaştırmayı hedeflemiş.
Bu programı mutlaka izleyin.Çok hoş, çok yumuşak, çok gülünç, günün bütün yorgunluğunu atıyor insan.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.