Yarımada da daha önce para etmeyen araziler değerlendi.
SİT’in kaldırılacağının kokusunu daha önceden alan iktidara yakın kimi çevrelerin, Çeşme Yarımadası’nda büyük arazi kapattığı dilden dile dolaşmaya başladı.
Üstüne üstlük büyük çoğunluğu hazineye ait olan bu arazilerin, kelepir fiyattan alıcısını bulması ve ardından SİT’in kaldırılması “balın üzerine konulan kaymak” oldu.
SİT’in kaldırılacağı kokusunu alıp, arazi kapatanların kimler olduğu yakında tek tek ortaya çıkacaktır.
ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu’nun Kültür ve Turizm Bakanlığı döneminde hangi çevrelerin turizm ve teşvik bölgelelerinden yararlanmak istediğini ve bu baskılara dayanamayıp istifa ettiğini de kamuoyu çok iyi biliyor.
Bu nedenle Çeşme’de arazi kapatan sermayenin de aynı çevrelere mensup olduğu yüksek sesle konuşuluyor.
Yakında işin rengi belli olacak.
Ak mı, kara mı?
Yeşil mi, kırmızı mı?
Bal tutan parmağını yalar diye boşuna dememişler ya…
* * *
Bir ballı parmak yalama olayı da İzmir’de yaşanıyor.
Yeni İzmir’in projelendirildiği Turan-Alsancak Limanı arasında dikey yapılaşmaya izin veren imar planı onaylandı.
Rahmetli Piriştina döneminde hazırlanan plana göre bölgede daha önce zeminde yüzde 25-35 arasında değişen kullanma hakkı, yeni düzenleme ile yüzde 40-50’ye çıkarıldı.
Planda daha önce 3-3.5 olan inşaat yoğunluğu, 4-4.5’a yükseltildi.
Tıpkı Çeşme’de olduğu gibi son aylarda Turan-Alsancak Limanı Bölgesi’ndeki bazı gayrımenkullerin el değiştirdiği söyleniyor.
Karşıyaka ve Bornova Tapu Müdürlükleri’nde oldukça hareketli günler yaşandığı ifade ediliyor.
Bu el değiştiren gayrımenkullerin yeni sahiplerinin kimler olduğunu yakında hep birlikte öğreneceğiz. Çeşme Yarımadası ve Turan-Alsancak Limanı arasında kalan bölgede yapılan bu ufak değişiklikler zengini daha zengin yaparken, bu olaylara zemin hazırlayanlar için insanın aklına ister istemez şu söz geliyor:
“Tencere dibin kara, seninki benden kara”
Kocaoğlu ve DSP’nin ricası var
YENİ İzmir Kent Planı, meclis gündemine gelmeden önce çeşitli sivil toplum örgütleri ve DSP Konak İlçe Başkanı Nuri Erdumlupınar tepki göstermişti. Erdumlupınar, yargıya başvuracağını açıklamıştı.
Bunun üzerine Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “meslek odaları ve DSP’lilerle görüştüm” demişti.
Ancak Şehir Plancıları Odası İzmir Şube yönetiminden yapılan açıklamada Kocaoğlu adeta yalanlanıyor ve şöyle deniliyordu:
“Planlanan arazide toplam inşaat alanın artışından kaynaklanabilecek teknik ve sosyal altyapı yetersizliği, nazım plan sürecinden bağımsız ele alınmıştır. Şehircilik ilkeleri ve kamu yararı doğrultusunda değil, sermaye ve yatırım çevrelerinin taleplerine göre hareket edilmektedir. Sivil toplum örgütleri ile mutabakata varıldığının söylenmesine rağmen plan revizyonu ile elde edilen öneri plan hakkında kamuoyunun yeterli bilgisi yoktur.”
Aynı günlerde DSP İl Başkanı Özdemir Sökmen ile görüşen Kocaoğlu, ilçe başkanı Erdumlupınar’ın mahkemeye başvurmaması için ricada bulunuyordu.
Sökmen de Kocaoğlu’ndan partisi için bir ricada bulunuyor ve 26 Mart’ta İzmir’e gelecek olan DSP Genel Başkanı Zeki Sezer’in geçeceği güzergahlarda pankart, bayrak ve afiş çalışması yapacaklarını, bunların belediye ekipleri tarafından indirilmemesini istiyordu.
Bakalım, kim kimin ricasını yerine getirecek göreceğiz.
Erken seçim için bir dakika karanlık
MHP İzmir örgütü erken seçim yapılması için kampanya başlattı. “Ocağımızı söndürmeden, ampulü söndürün! Onurlu gelecğimiz için tek çare; erken seçim. Her akşam 21.00 de yanıp sönsün ışıklar, defolsun ‘Karanlık’lar” diyerek erken seçim kampanyası başlatan MHP’liler “Bu defa düğmeye siz basın, ampulü söndürün” diyor.
Polis-Mafya-Siyasetçi ilişkisinin su yüzüne çıktığı ünlü Susurluk kazasından sonra yurt genelinde yapılan “Sürekli aydınlık için, bir dakika karanlık” eylemini andıran bu kampanyaya erken seçimi samimi olarak isteyen herkesin destek vermesi isteniyor.
2002’de erken seçim kararında ısrar ederek koalisyon hükümetinin sonunu hazırlayan MHP, bakalım bu kez ülkeyi erken seçime götürmeyi başarabilecek mi?
Aşlık’ın mal varlığı tartışması
ANAVATAN Partisi İzmir İl Başkan Yardımcısı Sıddık Soysal, geçtiğimiz günlerde AKP İzmir İl Başkanı Ali Aşlık’a “mal varlığını açıkla” diye çağrı yapmıştı.
Aşlık, bu çağrıya “İl Başkanı olmadan önce de bir evim, bir arabam vardı, şimdi de aynı” diye yanıt verdi. Bu yanıttan tatmin olmayan Soysal, tekrar soruyor:
“Doğru, şu anda bir evi, otomobili var. İl başkanı olmadan önce altında Renault 9 ve eski bir evi vardı. Şimdi ise altında bir mercedes var. Karşıyaka Girne Bulvarı’nda lüks bir daire satın aldı. Bana aradaki fark nasıl oldu onu açıklasın. Ayrıca bürosunun kirada olduğunu söylüyor. Peki yakın bir zamanda kendisi veya bir yakınının üzerine büro satın aldı mı?”
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.