***
Tartışma sonrasında başlıyor. Çünkü genel müdürlüğe getirilen isim AKP’nin İl Delegesi, eski Konak İlçe Başkanı Fatih Yıldırım… Gazete haberlerinden okuduğumuza göre, Fatih Yıldırım, İzmir’deki bir bilgisayar şirketinin sahibi… Babası, AKP’de saygın bir yeri olan ilahiyat profesörü Celal Yıldırım…
***
CHP İl Başkanı Selçuk Ayhan, olup biteni şu şekilde değerlendiriyor: “AKP’nin başka birşey yapmasını zaten bekleyemeyiz. Bu televizyon kanalı siyasi denetime girmiştir. Bir an önce kurtulup, objektif yayın yapan bir televizyon haline gelmelidir. Bunun için İzmir kamuoyu da harekete geçmelidir.”
***
DYP, ANAVATAN ve DSP yöneticileri de sözü, “Televizyona AKP resmen el koyuyor” demeye getirdi. AKP İzmir İl Başkanı Ali Aşlık’ın yorum yapmaması, eleştiriler karşısında sessiz kalması da dikkat çekiyor… Eleştirilerin hedefindeki Fatih Yıldırım ise şöyle diyor; “Profesyonelim. İşimi yapıyorum. 3.5 aydır teknik danışman olarak görev aldığım televizyonda belli bir siyasi partiye angaje yayın olmadı. Bundan sonra da olmayacak. Siyasi eğilim kesinlikle sözkonusu değil.”
***
Belki de diyeceksiniz ki; “Durum tam tersi, şimdi muhalefette olanlar iktidarda olsa ne fark ederdi? Sadece atananın partisi değişir, onlar da kendi kafalarına uygun birini getirirdi. Sonuçta yapılanlar, göz göre göre milleti, İzmirliyi enayi yerine koymaktır. İktidarın borozanı haline getirilmek istenen o televizyonun tüm masrafları, bu gariban milletin, devletin cebinden çıkacak. Oy hesaplarıyla iktidar propagandası yapılacak.”
***
Peki bunlar vatandaşın gözünden kaçar mı? Elbette hayır. O televizyon, çıkarları için kullanmaya kalkanları da sıkıntıya sokar. Devlet bu işten bir an önce kurtulmalıdır? “Nasıl” derseniz, bu sorusunun yanıtını suyun başındakiler çok iyi biliyor.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.