Bu parayı ürettikleri eserlerinden de elde ederler. Veya başka kaynaklardan gelirleri varsa yaşamlarını sürdürürler. İlgim nedeniyle İzmir’de açılan hemen tüm sergileri kaçırmadan izlemeye giderim. Genellikle açılış günlerinde gitmek gibi bir alışkanlığım yok.
Çünkü sevmediğim hoşlanmadığım durumları görüyorum. Birkaç gün sonra sergiyi ziyaret ediyorum. Hoşlanmadığım durumlara kısaca açıklık getireyim. “Kokteyl fareleri” var biliyorsunuz. O kadar çok var ki; anlatamam. Ve ben bunların hepsini tanıyorum; bir çok kimse de tanıyor…
Bu tiplerin açılışlarda masaların üzerine sinek gibi üşüştüklerini gördükçe midem bulanıyor. Sadece yemeğe geliyorlar. Sanatçıların eserlerine dönüp bakmıyorlar bile. Karınlarını doyurup gidiyorlar. O kadar.
Neyse konumuz bu değil.

Sanatçı tabii haklı olarak bu paraları isteyecek. Eğer farklı alanlarda geliri yoksa ve sadece yaptığı eserlerin satılmasından bir gelir elde ediyorsa; bundan daha doğal bir şey olamaz.
Ama bazı sanatçılar var ki; ürettiği eserlere övgü dolu sözler söylenmesinden bile keyif alıyorlar. Milyarlarca lira kazanmış kadar mutlu oluyorlar. Ben sözü daha fazla uzatmadan Atatürk’ün sevgilisinden söz edeceğim.
Nazlı İlknur Çıdam: Halkla İlişkiler mezunu. Atatürkçü Düşünce Derneği Hatay (İzmir) Şubesi Kurucu üyeliği, İzmir ADD Merkez Şube yönetim kurulu üyeliği ve yazmanlığı yaptı.
İçindeki Atatürk aşkını 1990 yılından itibaren bir Kızılderili tekniği olan, ahşap yakma yöntemiyle resmetti. Atatürkçü düşünceyi toplumun her kesimine ulaştırmak amacıyla bu tür bir çalışmaya imza attı.
“Sevgililer Günü” nedeniyle “Sevgilim Atatürk” diyerek, 13 Şubat 2004’te İzmir Fatih Koleji Kültür Merkezi’nde; “Atatürk’ten izler ve sözler” ismiyle ilk sergisini açtı. Tüm eserlerinin konusunu Atatürk ve özdeyişleri olarak seçti.
İlknur’un sergisinin açılışını kaçırmadım. İlginç olan neydi biliyor musunuz? “Kokteyl Fareleri” yoktu. Atatürk’ten korktular herhalde…
Bir Atatürk aşığı. Ama öyle sadece sözde değil. Gerçek yaşamında da Atatürkçü. Atatürk’ün devrimlerine sıkı sıkıya sarılmış. O’ nun gösterdiği yolda yürüyen İlknur benim için önemli bir sanatçı, dost ve arkadaş.
Açılışta biraz uzun konuşmalar oldu. Hemen sonrasında kalabalık azalınca sergideki eserleri tek tek inceleme ve okuma fırsatı buldum.
İlknur değişik bir tarz uyguluyor. Ahşap üzerine yakma şeklinde çalışmalar yapıyor. Ama ahşabın üzerini oya gibi dantel gibi işliyor.
Eserlerinin tümü Atatürk üzerine. Her yaptığı eserin altında öyküsünü anlatıyor. Gerçek bir el emeği göz nuru… İlknur bugüne kadar 19 serginin açılışını gerçekleştirdi
Gelelim satış fiyatlarına…
Gözüm sergide fiyat listesini aradı. Yapıtların üzerinde numaraları kontrol ettim. Bul bulabilirsen! Numara falan yok. Şimdi gidip sanatçıya sormaya kalksam komik duruma düşeceğim. İlknur geçtiğimiz yıl bana Atatürk’ün Samsun’a çıktığı “Bandırma Gemisi” isimli yapıtını armağan etmişti.
Sanatçıya fiyat sorulmaz!
Kokteyl sırasında kimselere de soramadım. Salonun hemen girişinde İlknur’ un açtığı sergileri ve yaptığı işleri anlatan ve üzerinde fotoğrafı bulunan A-4 boyutlarındaki kağıda gözüm ilişti.
Üzerinde ne yazıyordu biliyor musunuz?
Sanatçı bugüne kadar onlarca sergi açtı.
Eserlerini satmayarak, onları gerçek Atatürk dostlarına armağan etti.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.