Buca’da çeşitli hatlarda çalışan dolmuş şoförlerini günlük 200-250 YTL arasında haraca bağlayan çete, nihayet çökertildi. Çetenin jandarma ekipleri tarafından çökertilmesini özellikle belirtmek isterim. Bu çetenin çökertilmesi için ille de şoförlerin kahvesinde birinin vurulması mı gerekiyordu, o ayrı bir konu?
Bir başka olay Yamanlar’da, adı üstünde Dallas Mahallesi’nde başından kurşunlanan ve otomobili yakılan işadamı bir vatandaş ile bayramı bu kişinin fabrikasının güvenliğini sağlamak için çalışarak geçiren bir bekçinin öldürülmesi. Diğer kurşunlamalar, aile içi çatışmalar sonrası meydana gelen ölümleri, işyeri ve evden hırsızlıkları saymıyorum.
Neyse ki, Bornova Naldöken’de İzmir’i kana bulama hazırlığına giriştikleri iddiasıyla yakalanan ve 3 katlı evlerinde 20 kg. patlayıcı, 14 fünye ve cep telefonu bulunan kişiler daha eyleme girişemeden enselendiler. Bir telefona yerleştirilen 100 gr plastik patlayıcının, 5 kalkı bir binayı yerle bir edeceği yetkililerce açıklandı. Bu olayın ardında, bir ülkenin “haber alma” faaliyetinin ne kadar da önemli olduğu gerçeği var; çünkü operasyonun başarıyla gerçekleşmesinde, Terörle Mücadele ve İstihbarat Şubesi elemanlarının yanı sıra MİT’in de etkisi büyük. Aferin diyelim…
***
Mesela, uluslararası tetikçi olarak bilinen; fabrika baskınları, gaspları, Gazeteci Abdi İpekçi’nin öldürülmesi ve Papa’ya suikast olaylarıyla tanınan Mehmet Ali Ağca’nın serbest bırakılması, bayramda ‘huzur kaçıran’ en önemli konuların başında geliyordu. Ne olurdu, başarılarıyla alkışladığımız istihbaratçı çocuklarımızın meslek büyükleri, o dönemde bu katile engel olsaydı!. Bugün ortada, sırra kadem basıp karakola bile imzaya gitmeme gücünü bir yerlerden alan bu eli kanlı adam sorun olmaktan çıkardı. Ne, ne mi diyorum ben? İçimden geleni söylüyorum. O dönemleri yaşayan bir büyüğünüz olarak, gazeteci katilleriyle aynı havayı solumak beni rahatsız ediyor. Yurdunu seven ve yurdunun tüm kurumlarına güvenmek isteyen bir kişi olarak, bunları söylemek istiyorum, iyimser yaklaşım olabilir. Ama, şu anda Mehmet Ali Ağca aramızda dolaşıyor. Bakın Ağca’yı ilk sorgulayan askeri savcı Refik Kara ne diyor: Yeniden içeri girmeden ya kaçırılacak ya da birileri yok edecek. Eski Ülkü Ocağı Başkanı Metin Kaplan ise, Ağca’yı anlattığı ‘Desise’ isimli kitabında, suikastlerinde CIA parmağı olduğunu ve konuşursa yok edileceğini söylüyor. Ona göre sadece bir tetikçi Ağca.
***
Bir reklam var, fırının gaz emniyetinin olduğu vurgulanıyor komik bir karakter tarafından. Ne güzel, fırınların bile emniyeti var artık. İzmir’in de, fedakar emniyet emekçileri sayesinde emniyetinden hala söz edebiliriz. Bunları gazetelerden örneklerle size yansıtırken, neymiş İzmir Emniyet Müdürü emekli olacakmış, bir veda mektubu yayınlamış, bu mektup nasıl olmuş da olmuş, gazetelerde yayınlanmış. Sanki adam Hz. Peygamber de, hutbe gibi, “Veda Mektubu” yayınlanıyor!.Aman yolun açık olsun sayın Müdürüm. Giderayak yakalayamadığın hırsızlar veya kapkaççılar sana şükran plaketi vermek için bir gece düzenlemesinler, ben ondan korkarım!. Bu konuda istihbarat şubesine bir talimat ver istersen, böyle bir hazırlık var mı yok mu rapor versinler sana! Çorbacılık mı yaparsınız, müteahhit mi olursunuz bilmem ama, ne yaparsanız yapın, özellikle kendinizden “Eşrefpaşalıyım” diyerek söz etmeyin.
Akşamları rahat uyunacak bir ülke ve İzmir, umarım çok uzak değildir. Güvenli haftalar…
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.