Öyle ki, Bay Aşlık, İzmir’de namusu ile restoran, birahane ve bar işletenleri de zan altında bıraktı, karşısına aldı.
Çünkü Başkan Aşlık, bu iddiayı dile getirirken, bir işletmeden ziyade bütün sektörü hedef gösterdi, adeta suçlu ilan etti.
Oysa aynı zamanda bir hukukçu olan Aşlık’ın ağzından çıkanı kulağının duyması gerekir diye düşünuyorum.
Çünkü hukukun “Bir kişi, suçu sabit olmadan suçlanmaz” ilkesi, henüz daha Hukuk Fakültesi’nin birinci sınıfında öğretiliyor.
AKP İl Başkanı’nın da bu ilkeyi çok iyi bildiğini sanıyorum.
Bay Aşlık’ın, iddia ettiği konuda, somut bir bildiği veya yaşamışlığı varsa, bunu kanıtlarıyla birlikte devletin güvenlik güçlerine bildirmesi gerekirdi.
İktidar partisinin il başkanı olarak yapması gereken, yakarma, ağlama değil çözüm bulmaktır.
Çözüme yardımcı olmaktır.
Eğer emniyet güçleri ortaya attığınız iddia ve kanıtlar doğrultusunda gereğini yapmadıysa o zaman, sorunun çözümünü başka yerlerde ararsınız. Gereğinin yapılması için çalışırsınız.
Aşlık’ın iddia ettiği gibi eğlence yerlerinde uyuşturucu ve kadın satılıyor da başka yerlerde bu iddia ettiği sorun yok mu?
Örneğin; akşam saatlerinde Alsancak’tan şöyle bir geçin bakalım.
Ne göreceksiniz?
Başınıza neler gelecek?
Çünkü Alsancak’ın bazı caddelerinde travesti ve tinercilerden geçilmiyor.
Kapkaç, gasp, hırsızlık, yankesicilik olaylarının haddi hesabı bilinmiyor.
Vatandaş sokağa çıkamaz, evinde uyuyamaz oldu.
Hırsızlık olaylarından bıkan esnaf ise işyerinde yatmaya başladı. Kentte neredeyse soyulmadık okul kalmadı.
Artık büyük kentlerin en büyük sorunlarının başında güvenlik geliyor. Bu nedenle iktidar partisinin il başkanı olarak sizin şikayet etmeye hiç hakkınız yok.
Sizin göreviniz bu sorunların çözümü için çaba sarfetmektir. Vatandaş size şikayet edesiniz, ağlayasınız diye oy vermedi.
ÖZLÜ SÖZ
BAZI insanlar hayatta hiçbir gayeye sahip olmadan yaşarlar. Bu gibi insanlar bir nehir üzerinde akıp giden saman çöplerine benzerler. Onlar gitmez, ancak suyun akışına kapılarak akar giderler! Seneca
Kömür karşılığında üyelik
DUYDUK
AKP’Lİ kadınlar, İzmir’in kenar semtlerinde kapı kapı dolaşarak ihtiyaç sahiplerine bedava kömür dağıtıyormuş.
Peki karşılığında ne yapıyorlar biliyor musunuz? İddiaya göre kömür verdikleri ev sakinlerini partiye kaydediyorlarmış.
Aziz Başkan, halkı dinledi
Geçen hafta bu sütunlarda İzmir dışında büyük kentlerin tamamında toplu ulaşım araçlarının bayram süresince halkı bedava taşıdığını yazmıştık ve “İzmirlinin suçu günahı ne?” demiştik.
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, bu çağrıyı duymuş olacak ki; gelecek yıl bayramda, büyük olasılıkla toplu ulaşımın ücretsiz olabileceği müjdesini verdi. Desenize başkan, artık kendisine “mani” olan danışmanlarının değil, halkın sözünü dinliyor.
Yavaş yavaş doğru yolu buluyor.
Torbalı’da neler oluyor?
TORBALI, İzmir’in tarımsal üretimin yanı sıra sanayi tesisleri ile de öne çıkan ilçelerinden birisi.
Daha önce DYP’li belediye başkanının yönetiminde olan bu ilçede son seçimlerde ipi CHP adayı Ramazan İsmail Uygur göğüsledi.
Ancak CHP’li Başkan Uygur’un başı son zamanlarda bir türlü dertten kurtulmuyor.
Hakkında açılan soruşturmalar ve davalar nedeniyle başkanın koltuğunun bile altından alınabileceği konuşuluyor.
Çünkü, Danıştay’ın kararı uyarınca Başkan Uygur’un görevden alınmasına neden olabilecek bir dava halen İzmir’de ağır ceza mahkemesinde devam ediyor.
Başkan Uygur ile birlikte iki meclis üyesinin üyeliğinin düşmesine neden olabilecek “Meclis kararını değiştirmek ve evrakta sahtecilik yapmak” suçunun görüldüğü davanın önümüzdeki günlerde sonuçlanması bekleniyor.
Torbalı’da şimdiden, başkan dahil 9 CHP’li üyeden üçünün meclis üyeliğinin düşmesi halinde, mecliste dört sandalyesi olan AKP ile üç üyesi bulunan DYP, işbirliği yaparak başkanlığı ele geçirmenin hesaplarını yapıyormuş.
CHP’li belediye başkanı Uygur, sadece meclis kararında değişiklik yaptığı için suçlanmıyor.
Başkan Uygur, hakkında daha pek çok soruşturma ve dava konusu olan işler olduğu öne sürülüyor.
İşte bunlardan bazıları:
Belediyede sendikal faaliyetleri engellemek.
İhale yapmadan minibüs hatı işletmek. Yargı kararlarına uymamak. (İcra mahkemesinin verdiği bir kararın gereğini yerine getirmemek)
İmar Kanunu’na aykırı davranmak.
6 kilometrelik güzergaha dikelen palmiye ağaçlarını encümende görev yapan bir memurun eşinin şirketine yaptırmak.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.