***
Örneğin Balçova’da değişen bir şey yok. Soğukla titreyen ağırlıkla, benim gibi kocamışların emekli kenti görünümündeki ilçede, yeraltındaki jeotermal enerjiden umudu kesmek zorunda bırakılan Balçovalı, yıllardır olduğu gibi 2005’te de “donmaya” devam ediyor. Sadece, 2005 yılı içinde klima satın alarak ısınmayı-serinlemeyi seçenlerin sayısı 3000. Daha önce klima alanları düşünürseniz, “jeotermal diyarı” Balçova’da; sıfatı başkan veya şirket yöneticisi olanların ‘ne kadar işe yarar’ olduklarını sizin takdirinize bırakıyorum. Bu konuda ahkam kesen herkesin, 2006’daki jeotermal enerji karnesinin bırakın “iyi”yi, “geçer” notu hak edeceğinden bile kuşkuluyum.
Beyaz eşya firması kahramanı “Çelik”in bile, olanak verilse insani duyarlılığıyla; Balçova’nın jeotermalden yararlanması amacıyla, sıfatı müdür ya da başkan olan pek çoklarından daha fazla çalışacağına emin olduğumu söylemeliyim! Neyse ki, Çalkaya Başkan da güzel şeyler yapıyor. “Ağaç yaşken eğilir” deyişinden hareketle, arada bir Balçovalı çocukları tarih gezileriyle ödüllendiriyor. Çalkaya, onları daha soğuk iklimli Ankara’ya veya Çanakkale’ye götürerek, İzmir’in ne kadar sıcak olduğunu anlamalarını ve büyüdüklerinde de jeotermal konusunda çok fazla beklenti içine girmemelerini salık veriyor. Aferin Çalkaya’ya! Bu da bir çabadır, çocuklar hem soğuk iklime alışıyor hem de gerçekten tarihi gezilere katılarak Cumhuriyetimiz’e ve kahramanlarımıza dair pek çok şey öğreniyor.
***
Silah taşımamayı, mertliğin göstergesi sayan bir emniyet müdürünün “güvenlik organizasyonu”nu yönettiği İzmir’de; eli silahlı hırsızlar ve gaspçılar ise 2006’da da belamız olacağa benziyor. Balçova’da benim küçük kızın eşyalarını aldığı Eltutanlar’ın Ata Caddesi’ndeki mağazasına sabahın 4’ünde girerek 3 plazma televizyonu çalanlar; önceki hafta Kel Fazıl Sokak’ta Bahri Taşdemir’in evine girip bilezik ve cumhuriyet altınlarını kapıp gidenler hayatımızı da tehdit ediyor. Emniyet Müdürü Emrullah Aksakal, her dükkanın başına bir polis dikemez; ancak bu gidişle, 2006’da Ata Caddesi’nin adını “Suç Caddesi” olarak değiştirmek zorunda kalabiliriz. Benden söylemesi. Balçova Kaymakamı’nın Türk Sanat Müziği’ni sevdiğini öğrendim; iyi, hiç olmazsa bir ortak noktamız var.
***
Balçova esnafı ise mutlu, ne hipermarketler yasası var gündemlerinde ne başka bir şey. Zaten her millet layığıyla yönetilir ya, onlar da esnaf odası başkanı tercihlerindeki özenle kendilerini gösterdiler! 2005’te şikayet etmeye gelince iyiydiler; herhalde yüz yıl daha şikayet ederler, tabii İngiliz-Fransız hipermarketleri canlarına ot tıkayıp; kepenklerini kapattırmak zorunda bırakmazsa!.Yöne de 2006’da hayırlı işler olsun…
***
İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin Güzelbahçe’de kampus açacak olmasına sevindim. Ne oldu sizi, acı ama gerçek yazdıklarım mı Balçova’dan kaçırdı yoksa? Ben Atilla Sezgin’i çok sevmiştim! Artık eğitim aşığı(!) Güzelbahçe Belediye Başkanı Ertan Avkıran ile bol bol balık yerler. Hatta elinde rakısıyla EXPOcu hızlı Gonzales de gelir de, Rektör Sezgin, katamaranıyla Başkan Avkıran’ı Güzelbahçe açıklarında bol bol dolaştırır. Bazı arkadaşları Avkıran için; “Ona balık de, binmeyeceği tekneye yoktur” diyor! Ne de olsa Güzelbahçe’nin çocuğu canım, aynalı balığı sever. 1800’lü yıllardan kalma arazisi de eğitime feda olsun.
***
Savaşsız, huzur ve barış içinde yeni bir yıl dilemek isterdim. Hiç olmazsa bu yıl paranın kişilikleri ve karakterleri satın almadığı bir yıl olsun, diyerek de bu yazıya nokta koyabilirdim. Ama, “nokta koymayı” ben Sayın Tayyip Erdoğan ile Sayın Mustafa Koç’a ve Ömer Sabancı’ya bırakayım! Onlar nokta koymasını iyi bilirler!
Kim olursanız olun, sözünüzün arkasında duracağınız, inatla “onur”unuza sahip çıkacağınız ve her günü sağlıkla takvimlerden tek tek düşeceğiniz bir yıl olsun 2006…
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.