Fıkra gibi kapkaç

Türkiye’nin yakın zamana kadar çözülmesi çok güç gibi görünen bir sorunu var: Kapkaç… Neden şimdi birden bire bu konuya atladım. Çünkü o kadar yoğunlaştı ki kapkaç terörü..

Ta ki; bir yerleri gerçekten rahatsız etmeye başlayıncaya kadar bu kapkaç devam edeceğe benzer. Biliyorum, sadece İzmir’in problemi değil ama, İzmir’de kapkaça yönelik özel bir çalışma da maalesef yok.

Çevreme bakıyorum kapkaç mağduru o kadar çok insan var ki. Benim en yakınım annem 75 yaşında.. İki kez çantası koltuğunun altından alınıp götürüldü. Neyse ki yerlerde sürünmedi.

Kadıncağız kemik erimesini yoğun olarak yaşıyor. Bir de yerlerde sürünürse düşünebiliyor musunuz kırılmadık yeri kalmaz.

Buna da şükür deyip kapkaç olayları ile ilgili “gülelim mi, ağlayalım mı?” türünden yaşanan bir gerçeği burada tekrar dile getirmek istiyorum.

Daha önce bu konuyu birkaç kez anlatmıştım. Ama annemin başına gelen bu kapkaç olayından sonra herkesle paylaşmak istedim. Gülmek serbest ama, toplum olarak çözüm üretmek ve düşünmek zorunda olduğumuzu unutmadan.

Çantasını, cüzdanını, cep telefonunu aklınıza gelebilecek hemen her türlü taşınabilir eşyasını kapkaça kurban veren vatandaşların başına bazen trajikomik olaylar da gelmiyor değil.

Çantasını veya cep telefonunu kurtarayım derken, canından olan, sakat kalan o kadar çok yurttaşımız var ki. Kapkaç olayları ile ilgili o kadar çok ilginç öyküler var ki.

Olay, gerçekten trajikomik. Başına gelen bu kapkaç nedeniyle adamcağız ne hallere düşmüş. Nasıl sıkıntılı durumlar yaşamış. Olay, kapkaçın merkezi konumuna gelen Yenişehir semtinde geçiyor.

70 yaşındaki Mustafa Adagideli, yılllarca çalışmış, didinmiş, emekli olmuş. Ağzına bir güzel protez yaptırmış. Yaşamının bundan sonra ki bölümünde şöyle ağız tadıyla yemeklerini yiyecek.

Ancak protezler damağını vuruyor. O kadar canı yanıyor ki, ağzından çıkardığı gibi bir mendili torba yapıyor ve protezleri içine koyuyor. Protezlerin yanına da, o gün aldığı emekli maaşından artan 300 YTL’ yi yerleştiriyor.

Torba elinde Yenişehir semtinde ki evine gidiyor. Kapkaç olayları nedeniyle oğlunun yanında kalan Mustafa Amca, evinden birkaç parça eşya alıp otobüs durağına doğru yürürken elindeki torba bir anda kapkaççıların hışmına uğruyor. Mustafa Amca arkalarından bakakalıyor.

Mustafa Amca paraya mı yansın, takma dişlerine mi? Çaresiz evin yolunu tutuyor. Büzüşmüş ağzıyla eşine olayı anlatıyor. Eşi, “Dişlerin yanında paranın ne işi var?” diye amcayı bir güzel haşlıyor.

Neyse ki bir aile dostu o bölgede çantasının çalındığını ve işe yaramayan eşyaların da Langar diye bilinen futbol sahasına atıldığını, pasaportunu da orada bulduğunu anlatıyor.

Mustafa Amca bir taksiye atladığı gibi futbol sahasının yolunu tutuyor. Gerçekten de mendili ile protez dişlerini duvarın dibinde buluyor. Para buhar olmuş tabii…

Anlattıklarım kıssadan hisse gibi oldu. Kapkaç konusu ile ilgili son kez bir konuyu daha aktaralım ve can sıkıntısına son verelim.

Aracınızı kullanırken, koltuğa oturur oturmaz mutlaka kapıları kilitleyin. Başınıza ne gelir biliyor musunuz?

İşte ders alınması gereken bir örnek daha: Konak Belediyesi Zabıta Müdürü Mustafa Boşnaklar eşiyle Yeşilova Mahallesine doğru gidiyor.

Yenişehir SSK önünde kırmızı ışık yanıyor. Beklemeye başlıyorlar. Birkaç saniye içinde ön kapı açılıyor. Eşinin dizindeki çanta uçuyor.

Boşnaklar peşinden koşturuyor; ama gidenler dönmez… Maddi manevi yüklü fatura.

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın