Beş kuruşluk tartışmanın ardındaki…

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Ticaret Odası, bu kentin iki kurumu. Belediye, altyapısından gelişimine pek çok konuda bu kentin atardamarı, karar verici mercii. Oda ise, kentin ekonomik hayatına yön veren tüccar kesiminin meslek kuruluşu. Bu iki kurum arasında, merkezinde Balçova’daki İzmir Ekonomi Üniversitesi olan, kaçak yapı ve ruhsat tartışmaları gündeme geldikten sonra; ilginç bir soğuk savaş yaşanmaya başlandı. İlginç olanı, bu soğuk savaşın içine bölgesel televizyon Ege Tv’nin de dahil olması.

Daha önceleri, patronunun sahibi olduğu Türkiye çapında tanınan ambalaj fabrikasının etkisiyle; ekmek konusunu sadece “Ekmek poşete girmeli” tartışmalarıyla gündeme getiren söz konusu televizyon; birden bire İTO’nun açıklamaya hazırlandığı ekmek zammıyla ilgili yayınlarıyla, deyim yerindeyse, “5 kuruşluk tartışma” sürecinin en önemli mimarı oldu. Televizyonun “Alman generali kılıklı” bir yöneticisinin, ekranlarda gözlerimizin içine bakarak “İzmirliler” diye başlayan yorumları; bana hiç içten gelmedi. Bu gibilerinin İzmir gündemini, Narlıdere’deki sabah koşusu muhabbetlerinde belirlemelerine fırsat vermemek gerekiyor. İzmir, o kadar basit bir yer değil.

Zaten kendi dertleriyle uğraşan, ancak bu konuda en çok söz sahibi olması gereken esnaf kesimi ise, bu tartışmada sözünü gerektiği gibi söyleyemedi. Seçim heyecanını ve “koltuktan olma” stresini iliklerinde hisseden İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Mehmet Ali Susam ve İzmir Fırıncılar Odası Başkanı Necdet Durmuş ise, “5 kuruşluk tartışmanın mezeleri” oldular.

* * *

İTO Başkanı Ekrem Demirtaş’ın “ekmek zammını geri çektiğini” açıkladığı toplantıyı, kendilerinin zaferiymişçesine sunan Ege TV’nin; geçen hafta haber bültenlerinde Balçova Dosyası’nı aralaması gözümden kaçmadı. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin (İEÜ) mevzuata aykırı yapılaşması konusu yeni değil, bunu ben ve herkes biliyor. Bu konular, “sert çıkışları”nın tesiri bana hiç dokunmayan Ekrem Demirtaş’ın fonlamadığı gazetecilerce aylardır yazılıp çiziliyor. Ne oldu da Ege TV, İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin kaçak inşaatını ve ruhsat konusunu, Büyükşehir Belediyesi’nin bu konudaki meclis kararını birdenbire gündeme getirdi?

Haftalar önce yapılan Meclis toplantısında konuşulanların, daha yeni gündeme getirilmesi; bence “mayası bozuk” bir gazeteciliğin yansımasıdır. Ekmek konusunda bugüne kadar “poşet” deyip dur; şimdi “halkın yanında görünerek” zamma karşı çık. Bugüne kadar görmediklerini, her nedense şimdi görmeye başlayan bir gazetecilik anlayışı! Bunun ardında, bu “Kentteki” bir başka “kaçak kurum” konusu mu var; onu da yakında göreceğiz. İzmirli ve Balçovalı; “5 kuruşluk tartışma”nın arkasında çıkar savaşlarının olduğunun farkında, o kadar da saf değil.

* * *

“5 kuruşluk tartışma” sürecinde, Büyükşehir Belediyesi makamının ve meclis üyelerinin, kendilerine yapılan sözlü ve basın toplantılı saldırılara karşı; “geri çekilme” tutumu sergilediklerini görünce içim yanıyor. Hele hele, Ekrem Demirtaş’ın, Meclis üyelerine yönelik olarak, İTO Meclis Toplantısı’nda ekmek zamlarının haklılığından söz ederken, “Meclis üyeleri Halk Ekmek kuracağına, halk otobüsü işletsin” açıklaması; bir seçmen olarak benim sırtıma hançer gibi girdi. Hani benim seçtiğim adamlar? Halkın iradesinin üzerine ölü toprağı mı serdiniz, bre meclis üyeleri! Seçilmişliklerinin gerektirdiklerini hangi dönemde yapacak bu kadar adam, kendilerine yönelik bu hakaretlere ne zaman yanıt verecek?

* * *

Sadece, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun yaptığı “Bizim yetki alanımıza giren arkadaşlara; her türlü cevabı veririz. Haddi aşmayı, uğraş alanının dışına çıkmayı, özellikle Büyükşehir Belediyesi’nin yetki alanlarına müdahale edilmesini şiddetle reddediyorum” açıklaması da yetmez. Gerçi Aziz Kocaoğlu’nun bu açıklamayı yaptığı yer de anlamlı; Işıkkent Hayvan Barınağı! Bir kez daha söylüyorum; yetmez! Nerede AKP Büyükşehir Meclis Grup Başkanı Yusuf Kenan Çakar’ın İzmir Ekonomi Üniversitesi hakkındaki “sert üsluplu” açıklamaları. Tamam, Çakar’ın kızı da İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde okuyor olabilir; ama ben onun Demirtaş’ın bu sözlerine verilecek yanıtlarını ısrarla bekliyorum.

“Halk ekmeğin” konuşulduğu Meclis toplantısında; Ege TV kamerası objektifinin içine baka baka konuştuğunu duyduğum CHP’li Mustafa Ak gibi, “5 kuruşluk tartışmanın malzemesi” olanlara da söyleyecek bir şeyim yok zaten. O önce “İzmir Kahvecisi”ne olan hesabını kapatsın. Bu öyle markayla ödenecek cinsten çay-kahve borcu da değil ha. Halkın ekmeğini konuşmak, halkın içinde olmayı gerektirir.

İTO üyelerinin Midilli seyahatinden sonra gitmeyi planladıkları Suudi Arabistan’daki Umre ziyaretleri de, Ege TV’deki dini içerikli programlar da “halkın ekmeği”ni kendi çıkarları için diline dolayanların günahlarını affetmez. Dikkat edin, Umre’de birileri bazılarınızı taşlamasın. Orada öyle İzmir’deki gibi, “sert” çıkıp “efelenemezsiniz” de ha, ona göre!.

* * *

Birden bir haberi hatırladım. Hani Türkiye AB müzakere masalarında ve dış politikada nefessiz bırakılıp, Sevr hortlatılırken sessiz kalan, sinen, izleyen bazı “sözde efeler”in; İzmir Hatay’da çeşitli iddialarla taşladığı iki kadın kadar, kendini savunan ve onuruna düşkün seçilmişler ve İzmirli arıyorum. Şu İzmir’i sallasam; çıkar mı acaba? Ekmeğinizi ve bayrağınızı paylaşmak isteyenlere karşı, hem İzmir’de hem de Türkiye genelinde “güçbirliği” yapmanın vakti geldi de geçmiyor mu? Ramazan nefsinize terbiye, helal kazanç ve sofranıza bereket getirir umarım. İyi haftalar.

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın