Peki hangi gazetenin, kandilleri ve dini günleri boş geçmeyip; mesajlı kutlama yazılarıyla birlikte küçük ikramlar dağıtan patronu; neden işe gelmek-gitmek ve ev geçindirmek zorunda olan çalışanlarına maaşlarını tıraka para vermez? Cevap, Haber Ekspres mi? Peki, Osmanlı Hanedanı mensubu köşe yazarına, her ay tıkır tıkır 2 bin dolar maaş gönderen, yine aynı gazetenin patronu mudur? Magazini sevmeyen söz konusu (demiryolu emekçisi bir babanın oğlu) patron, olay “Osmanlı düğünü” olunca gazetesinin ilk üç sayfasını nasıl olmuş da, aşkla ve şevkle düğün fotoğraflarına ve yazılarına ayırmıştır?
Kendine kurum içinde “Bakan” denmesini isteyen patronun kim olduğunu bilmem söylemeye gerek var mıdır? Bu sayın bakanın saygıdeğer eşleri, yakın zamanda hangi Büyükşehir Belediyesi(ne bağlı bir kurumda, üst düzey yöneticiliğe getirilmiştir? Ya da gazeteciliğe, “asit oranı yok denecek kadar az” zeytinyağlı lezzetler katan; herkesle dost, her devrin adamı gazeteci kimdir?.. KİPA’ya yasa dışı yönleri nedeniyle karşı görünüp, İZTO Başkanı Ekrem Demirtaş’ı savunan yazılarıyla tanıdığımız; ancak her akşam ekmeğini inatla KİPA’dan alan gazete patronunu tanıyor musunuz? Gazetesini pazartesi günleri çıkarma sorumluluğunu tek başına sırtlanması nedeniyle, kredi kartı borçları tavan yapan patron kim peki; Yakın Plan Gazetesi’nin sahibi Fevzi Yılmaz mı? Peki Fevzi Yılmaz’ın günlük gazete çıkarma planı var mıdır, bu konuda finansal destek kılıflı hangi ahlaksız teklifleri “Hadi Oradan” diyerek geri çevirmiştir? Bu ?test’in, sorularını çoğaltmak mümkün? Ama su ?testi’si, su yolunda kırılır. Tüm bu yaşananlara bakınca içiniz daralmasın, bir gün bu meslek, işini yapılması gerektiği gibi yapanların hakimiyetine geçerse-zor gibi görünebilir- haber gibi haber yazan gazeteler okuyacağız. Ben bu günlerin uzak olmadığı görüşündeyim.
* * *
Pek çok gazeteyi fonlayarak, haberleri ve köşe yazılarında “İzmir’in Hamisi” imajını parasıyla satın alan İZTO Başkanı Ekrem Demirtaş; Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na, Kadifekale Işıklandırmalı Bayrak ve Bayrak Direği açılış töreninden bu yana kızgın.Verdiği ilanlarda, Kocaoğlu’nun adına bile değinmeyen Demirtaş, İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin yeni binaları konusunda hızlı davranmadığını söylediği Balçova Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni suçlamış, İl Kültür ve Turizm Müdürü’nü de tefe koymuş. İzmir için gerekirse cezaevine bile gireceğini söyleyen Demirtaş; bu ara hiç hayır işlerine girmek ve cami duvarı restorasyonu çalışmalarına katılmak ister mi, merak ediyorum. “Bu kentin reisi kim” diye sorarlar adama; sen misin Demirtaş diye de eklerler. Aziz Kocaoğlu’nun makamı, saygıdeğer bir makamdır. Eğer bu makam es geçilip, yapılaşma konularında sakıncalar bulunan bir alanda; üstelik kaçak bölümleri olduğu tescilli ve bu nedenle ceza alan bir üniversiteye bağlı yeni tesis kurulmak istenirse; 9 ay da beklersin 19 ay da. Hatta bu bekleyişinin sonunda, avucunu da yalayabilirsin. Öyle ?bayrak dikme’ gösterileriyle, kendine yükselen ulusalcılık dalgası içinde sevilen bir paye katmak istersen aldanırsın. O bayrağın direğiyle ilgili sorarlar arama. Kim üretmiş direği, bu ışıklandırma sistemini neden Almanlar kurmuş diye. Bizim kuşağın içinde hep canlı tuttuğu Kurtuluş Savaşı aydınlığı, bize yeter, kalpağım hazır. Direkler senin olsun. Vatan aşkı ve bayrak bizim. Çünkü hep gördük ki, bayraklar büyüdükçe karakterler küçülüyor (Sözüm İZTO Meclisi’nden dışarı). Yönetenlere biraz saygı göster, vatanseverliğinin altı dolsun. İyi haftalar.
[Yakın Plan]
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.