Hidayet Sayın – Toplu Oyunlar kitapları 2024-12-29 21:33:52
Yazar: Osman Akbaşak
Yaklaşık üç yıl önce Hidayet Sayın üzerine bir yazı yazmışım. Ancak bu yazım bir “Adalet” başlıklı deneme kitabı üzerineymiş. Gerçi bu kitabını tanıtırken tiyatro oyunları üzerine de birkaç söz etmişim. Yeniden anımsatma için sadece bir iki paragrafını burada yinelemek istiyorum:
“Hidayet Sayın 1929 Aydın doğumlu, 1954 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun oldu. Çocuk hastalıkları konusunda uzman doktor oldu. 1972 yılında Aydın'a yerleşerek doktorluk yapmaya devam etti. Bu arada tiyatro oyunları yazmaya başladı. Köy sorunlarını ele aldığı ilk oyunu olan Topuzlu, Uzak Diyarlar ile beraber 1965 yılında basıldı. Bu oyunu Ankara, İzmir ve Bursa Devlet tiyatroları ile İstanbul Şehir Tiyatroları'nda sahnelendi. Onu tiyatro camiasına tanıtan ikinci oyunu olan Pembe Kadın 1965 yılında İstanbul'da Kent Oyuncuları tarafından sahnelendi.
Elbette bu kadar değil, sonrasında bugüne değin “Toplu Oyunlar” başlığı altında yirmiden fazla oyun kitabının her birinde en az üç oyun olmak üzere onlarcasını okurlarıyla buluşturdu. Aslında yazacak çok şey var ama bu köşede ancak bu kadarını paylaşabilirim. Arzu edenler internet aracılığı ile fazlasına ulaşabilir.
Tiyatro oyunlarında neredeyse değinmediği konu yok. Kırsal yaşamdan köy sorunlarına, kent yaşamından sorunlu aile ilişkilerine kadar her konuyu işliyor. Bana göre en önemli konuları tarih sahnesinden... Shakespeare, V. Murat, Hitler, Charlie Chaplin, Âşık Veysel, Nazım Hikmet, Latife Hanım, Zübeyde Hanım ve buraya sığmayacak onlarca tarihe mal olmuş kişiyi çok yakından tanıma fırsatı sunuyor okurlarına.
Bir parantez de mitoloji konusu için açalım. Troya konulu üç oyununu bir kitapta toplamış, Aristonikos ve diğerleri oyun evinizin salonunda oynanıyormuşçasına canlı sunuyor. Bir kitabında üç oyunu kadın sorunlarına ayırmış. Bir diğer kitabında aynı dönemde yaşamış çok bilinen Rus yazarlarını bir araya getirmiş.”
2021 Kasım ayında yazdığım bu yazıda "20'den fazla oyun kitabı var" derken bugün elimde 31. toplu oyunlar kitabı var. Geçtiğimiz günlerde birkaç dost ile birlikte evinde hatır ziyaretine gittik. Her zamanki şıklığı ve zarafeti ile bizleri karşıladı ve bir buçuk saate yakın sohbet ettik. Sohbetimizin konusu elbette çoğunlukla tiyatro üzerindeydi. Kendisi çok fazla söz etmedi ama biz dostları çok iyi biliyoruz ki eserlerinin yeterince sahnelenmediğinden içi buruk.
Geçen yıl değerli dost Saadet Erciyas evinde ziyaret edip “Hidayet Sayın 60. sanat yılında hatırlanmayı bekliyor” başlıklı bir yazı yazarak benzer bir vurgu yapmıştı. Yine Ege Tiyatrolar Birliği Başkanı değerli tiyatro insanı ve kardeşim Metin Güler “Hidayet Sayın'a saygı" başlığıyla “Hidayet Sayın Oyun Yazma Yarışması” açmış ve geçtiğimiz günlerde ödülleri belli olmuştu. Bunlar elbette güzel gelişmeler ama en azından benim kişisel olarak beklediğim oyunlarının Devlet Tiyatroları’nda, İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nda ve özel tiyatrolarda sahnelenmesi. Hidayet Sayın bunu çok fazlasıyla hak ediyor.
1929 doğumlu olduğuna göre yıl hesabı ile 95 yaşı içinde olmalı. Son kitabının kendini tanıttığı bölümünde 125'ten fazla oyun yazdığını söylüyor. Bu oyunların 60’tan fazlasını okuduğum için gururluyum. Kalanlarını da zaman buldukça okuyacağım. Bugünkü yazım tek bir kitap üzerine değil bir yazar üzerine yoğunlaştı. Yine de sözünü ettiğimiz geçtiğimiz günlerde yaptığımız ziyarette imzalayarak armağan ettiği son iki toplu oyun kitabının içindeki oyunlardan söz etmek istiyorum.
"Toplu Oyunlar 30"da dört oyun var “Dünyadan Bir Gogol Geçti”, “Ben Anton Çehov”, “Ölme Canikom” ve “Tuhaf Bir Kavga”. İlk ikisi ünlü edebiyatçılar Gogol ve Çehov üzerine... Yaşamlarından dikkat çeken kesitleri bir tiyatro sahnesine sığacak şekilde özetlemiş Hidayet Sayın. Bildiğim ve bilmediğim birçok şeyi bir arada çok keyifle okudum ve sahnede izliyormuşçasına yaşadım. Diğer iki oyun günümüzde geçiyor. İki tiyatro oyuncusunun geçmişlerini sorgulamaları ve bir kasabadaki iki yakın arkadaşın tartışmaları üzerine...
"Toplu Oyunlar 31"de ise yine dört oyun var: “Pir Sultan Abdal”, “Yeni Yaşamlara Doğru”, “Masallar ve Gerçekler” ve “Umut Esintileri”. Özellikle Pir Sultan Abdal'dan söz etmek istiyorum. 16 yüzyılda yaşamış olan ünlü ozanımızın yaşantısından en önemli kesitleri dizeleriyle vermiş yazarımız. Hem şiir hem tiyatroyu bir arada yaşamak çok farklı ve keyifli bir deneyim oldu benim için. "Masallar ve Gerçekler" bir Antik Çağ oyunu. Tanrılar ve periler arasında geçiyor. İnsanoğlunun baskılar karşısında direncini göstermeye kalkınca nasıl acımasızca bastırıldığına tanık oluyoruz. Diğer iki oyun da yine güncel olaylar üzerine yazılmış ve ilgiyle okunuyor.
Fark ettiyseniz bunca yazının içinde sadece iki kitaptan ve birkaç oyundan söz edebildim. Hidayet Sayın’ı böylesi satırlara sığdırmak mümkün değil. Daha çok okumayı, ama en önemlisi daha çok sahnelerde izlemeyi beklediğimi özellikle vurgulamak istiyorum.
Sevgili Hidayet Ağabeyim enerjin hiç tükenmesin, hep yazmaya devam et. Dilerim bir gün oyunların birçok sahnede birden oynansın. Biz hepsini birden sıraya koyup izlemeye yetişemeyelim...