Uzun bayram tatilini sağlıklı geçirmemiz için öneriler 2025-03-29 12:00:00
Yazar: Gürkan Ersoy
Kent-Yaşam Haber - Bilgi Sitesi'nin değerli okuyucuları, ne mutlu ki uzun “Ramazan Bayramı” tatili başlıyor. İşte bu Ramazan Bayramı'nın yaklaşmasıyla birlikte tatlı bir heyecan, bir araya gelmenin neşesi ve mutluluğu hepimizi heyecanlandırıyor. Ama unutmayalım ki bu özel günlerimizi daha keyifli geçirmenin yanı sıra sağlığımızı da göz ardı etmemeliyiz. Unutmayalım ki dünyanın en güzel varlığı olan biz insanlar yaşayan, ruh ve çevresi olan yani bio-psiko-sosyal canlılarız. Her gün olduğu gibi bu özel bayram ve tatil günlerinde de fizik ve ruh sağlığımızı korumamız çok önemli. Tek dileğimiz hepimizin bu bayram tatilini sağlık ve huzurla geçirmesidir.
Kaleme aldığım yazım da dikkat etmemiz gereken şu üç başlığa değinerek konuyu özetleyip bitireceğim. "Seyahat ederken, yani trafikte güvenliğimiz", "Beslenmemiz", en az bunlar kadar önemli diğer başlık "Beden ve ruh sağlığımız". Peki, bu önemli üç önerim için neyi, nasıl yapalım? Ne yapalım? Önerilerim neler olabilir? Seyahate çıkmadan önce ve araba kullanırken nelere dikkat edelim?
Aracımız ile ilgili
• Yola çıkmadan önce aracımızın tüm periyodik bakımlarını yaptırmış olalım. Binerken de tekrar lastik havalarına, bagajda yedek lastik, bijon anahtarı, ilk yardım çantası olup olmadığını kontrol edelim,
• İçinde bulunduğumuz mevsimi göz önünde bulundurarak gerekli özel tedbirleri alalım. Mesela şu an da olduğu gibi havalar sıcak ise klima sisteminin çalışıp çalışmadığı, yeterince soğutup soğutmadığı, eğer soğuk kış mevsimi ise yine aracımız klimasının yeterince ısıtıp ısıtmadığı, antifriz ve kar lastiği takmak gibi özel tedbirleri almayı unutmayalım.
Kendimiz ile ilgili
• Mutlaka en kısa zamanda ilk yardım kurslarına katılalım, eğitimini alalım. Kaza ve yaralanmalardan sonra bilinçli ilk yardım uygulamak ölüm ve yaralanma riskini yarı yarıya azaltır. Çünkü ambulans, doktor, paramedik, polis gibi profesyoneller bize ulaşıncaya kadar biz birbirimizi tedavi edecek ve de hayatta tutacağız,
• Uykusuz asla yola çıkmayalım,
• Eğer uzun bir yola gideceksek arabayı beraber yolculuk yaptığımız arkadaşımız/eşimiz/çocuğumuz ile değişmeli olarak kullanalım,
• Tatilin ilk ve son günü şehirlerarası yollarda trafik yoğunluğu artmaktadır. Bu günlerde daha çok sayıda trafik kazası olduğu için bayram başlamadan veya bitmeden bir gün önce yola çıkalım,
• Uzun yolculuklarda en geç 60-90 dakikada bir mola verelim çünkü birinci saatten sonra özellikle de hava sıcak ise dikkatimiz azalmakta ve dağılmakta, kaza yapma riskimiz artmaktadır,
• Molalar da ağır, kızartmalı, yağlı, hamurlu, şekerli gıdalar yemeyelim. Yola çıkmadan önce ve yolculuk sırasında asla alkol almayalım. Alkol uykumuzun gelmesine, direksiyon başında dikkatimizin dağılmasına neden olur,
• Araç kullanırken uykumuz gelir, dikkatimizi toplayamaz hale gelirsek derhal uygun bir mola yerinde duralım, yüzümüzü yıkayalım, spor hareketleri yapalım, dinlenelim ve dinlendikten sonra yola devam edelim. Unutmayalım ki acele giden, ecele gider,
• Araba kullanırken sigara içmek, cep telefonu ile konuşmak, internete girmek, gelen Whatsapp, kısa mesajlarını okumak veya cevap vermek, radyo, CD çalar ile aradığımız şarkıyı bulmaya çalışmak gibi dikkatimizi dağıtacak şeyler yapmayalım. Direksiyon başında cep telefonu kullanmak trafik kurallarına göre zaten yasak olup kişi yakalandığı takdirde ciddi para cezası ile cezalandırılmaktadır. Daha önemlisi can güvenliğimiz tehlikeye girmektedir. Mesela ben araba kullanırken cep telefonum çaldığında asla bakmıyor ve açmıyor, en yakında güvenli bir yerde park ediyor ondan sonra cevapsız aramaya her kim olursa olsun cevap veriyorum,
• Kazaların yüzde 95’i hatalı sollamak, aşırı hız, alkollü araç kullanmak gibi biz sürücülerin yani insan hatasından kaynaklanmaktadır. Biz dikkatli araç kullansak bile karşımızdaki veya önümüzdeki sürücünün her an hata yapabileceğini düşünüp aracımızı çok dikkatli kullanalım. Bunun da en iyi yolu sürat yapmamaktır,
• Arabaya bindiğimiz andan itibaren şoför, şoför yanı, arka koltuklar gibi hangi koltukta olursak olalım, gideceğimiz yol çok kısa bile olsa emniyet kemerimizi mutlaka takalım. Çünkü kemer bir kaza durumunda bizi kesi, burkulma gibi oluşabilecek basit, kemik kırıkları, beyin kanaması, omurga yaralanmaları ve sonucunda felç gibi yaralanmalardan korumaktadır,
• On iki yaşından küçük çocuklar asla ön koltukta oturtulmamalı, çocuklar annelerinin kucağında seyahat etmemelidir. Dikkat ettiyseniz bu şekilde oturup seyahat eden anneler annelik içgüdüsü ile çocuklarına sıkı sıkı sarılmakta, kaza olursa onu refleks olarak koruyabileceğini düşünmektedir. Halbuki gerçek hayatta kaza olunca annenin ne kadar dikkatli, özenli ve atik olsa da çocuğunu koruması mümkün değildir. Çocuk kaza anında ön cama doğru hızla fırlayacak ve yaralanacaktır. Bu nedenle çocuk yaşına göre ya arka koltukta kemerini takarak veya yine arka koltukta bebek koltuğunda oturmalıdırlar, anne kucağında değil.
• Lütfen süratli giderek, yazılı hız sınırlarını aşmayalım. Mesafe olarak 100 km uzaklıkta bir yere saatte 120 kilometre hızla gittiğimizde 50 dakikada ulaşırız. Aynı uzaklığa, saatte 90 kilometre hızla gittiğimizde ise 67 dakikada. Arada sadece 17 dakika fark var. Risk almaya değer mi? Bu nedenle gittiğimiz yoldaki hız sınır levhalarına uyalım,
• Özetle, aman dikkat edelim, tatlı bayramımız ile yakınlarımıza derin acılar yaşatmayalım. "Geç geldi" desinler, "Geçmiş olsun" demesinler.
Kaza oldu ise ne yapalım?
• Öncelikle olay yeri güvenliğini sağlayalım, yangın çıkmasın, başka araçlar bize çarpmasın. Bu nedenle:
• Çalışmakta olan aracı durduralım,
• Araçtan sızan benzin ve benzeri yanıcı-patlayıcı madde sızıntısı var mı kontrol edelim. Varsa engelleyelim ki yangın çıkmasın,
• Etrafta bulunan kişilerin sigara içmesine izin vermeyelim,
• Kaza yapan aracın en az 50 metre arkasına uyarı işaretleri (reflektör) koyalım. Arkamızdan gelen diğer araçlar burada kaza olduğunu anlasın, tedbir alsın, yavaşlasın ve bize çarpmasın. Bu durum özellikle havanın karardığı akşam saatleri ile görüş mesafesinin çok düştüğü yağmurlu ve/veya sisli havalarda çok daha önemlidir,
• Hiç arzu etmesek de ortamda ölü ve/veya yaralı olsun olmasın hemen 112 numaralı telefonu arayarak yol güvenliği açısından kolluk kuvvetleri varsa yaralı ve cenazelerin alınması için ambulansların olay yerine gelmesini sağlayalım. Çünkü kaza olduğu polis ve ambulanslara malum olmaz, mutlaka birimizin arayarak ihbar etmesi gerekir,
• Yaralılara doktor, hemşire, paramedik, ambulans ve benzeri profesyoneller gelinceye kadar eğer biliyorsak ilk yardım uygulayalım, eğer bilmiyorsak hastaya / yaralıya dokunmayalım, bedenine temas ederek ve konuşarak ona cesaret verelim,
• Yaralının boynunun korunması yani sabitlenip, oynatılmaması çok önemlidir. Yaralı kişinin boyunda kırık şüphesi varsa kişinin hastaneye taşınması sırasında boyunluk takılması ve acil servise bu şekilde taşınması gerekmektedir. Elimizde boyunluk yoksa boyun havlu, ceket, battaniye, mukavva, kazak ile de sabitleyebiliriz,
• Yaralıyı asla hoyratça hareket ettirmeyelim. Kişinin bacaklarında, kolunda, sırtında ya da boyun kemiklerinde kırık olabileceğini unutmayalım. Bu bölgeleri sert bir cisim kullanarak tespit edebiliriz. Arabamızdaki mukavva güneşlikler bu amaçla kullanmak için çok uygundur,
• Dışarıya kanama varsa hemen üzerine temiz bir bez sıkıca bastırarak kanamanın durmasını sağlayalım.
• Tüm bunları yaparken çağırmış olduğumuz 112 ambulansının da en erken ve ortalama 7-10 dakika içinde bize ulaşacağını unutmayalım.
Beslenmemiz
Aramızda oruç tutanlarımız vardı ki bu mübarek ay da bu kişiler uzun süre aç kalmaya alıştılar. Bayram günlerinde hepimize çokça tatlı ve yemek ikram edilecek. Gerek tatlı gerekse yemek yemek insanı mutlu eden ve haz veren bir davranıştır. Günümüz şartlarında yiyeceğe ulaşmak artık çok kolay.
Bu nedenle de üzüntülü, sıkıntılı, gergin anlarımızda yemek/tatlı/çikolata yiyerek o sıkıntılı ruh halinden kurtulmaya çalışıyoruz. Günümüz hayatında kilo fazlalığı ve obezite dünyanın en önemli sağlık sorunlarının başında geliyor. Bu nedenle lütfen bayram günlerinde ikram edilen her yemek ve tatlıyı kabul etmeyelim, yemeyelim, teşekkür ederek kibarca ret edelim.
Unutmayalım ki yenilen fazla yemek ve tatlılar kan şekeri seviyemizi aniden yükseltecek, kısa süre sonra tekrar acıkıp yemek yeme ihtiyacı doğuracak ve de sonuçta bize sonra kilo artışı şeklinde geri dönecektir. Fazla yemek yemek ayrıca mide barsak hastalıkları, karın ağrısı, bulantı, kusma ve ishal gibi hastalıklara da neden olabilir. Fazla yemek ve tatlı yemek aynı zamanda uyku da getirebilir. Eğer tok karına yola çıkacaksak daha dikkatli olmamız gerekir.
Özetle yemek ve ikramları daha dikkatli ve kontrollü yiyerek hem kendimizi fazla kilolardan hem de mide barsak sistemi hastalıklarından koruyalım. Yani ev sahibi isek yemek konusunda ısrarcı olmayalım, misafirlikte bize ikram ediliyor ise o zamanda hayır demesini bilelim.
Beden ve ruh sağlığımız
Yani kısaca psikolojik iyilik halimiz: Benim hem bu yazım hem de normal hayatımda en çok önem verdiğim konu başlığı budur. Bu kaotik ve yaşanması her gün daha kaotik hal alan dünyada mutlaka ruh ve beden sağlığımızı öncelikli olarak korumamız gerekiyor. Bunun içinde yapabileceğimiz en önemli şeylerden birisi de çevremiz, arkadaşlarımız ve de büyüklerimiz ile olan sıcak ilişkilerimiz.
Bu önemli günlerde hem akraba ve komşularımıza hem de ve de özellikle büyüklerimize (anne, baba, anneanne, babaanne) yapacağımız ziyaretleri hem kendimiz hem de yaşlılarımızın ruh sağlığı açısından çok önemsiyorum. Yani hiçbir emek, anlam ve manevi değeri olmayan kısa mesajlar (SMS) ve/veya Whatsapp mesajları yerine sevdiklerimizi ziyaret edelim, eğer yapamıyorsak bile en azından telefon açarak seslerini duyalım ve bayramlarını tebrik ederek hem kendimiz hem de onların kendilerini iyi hissetmelerini sağlayalım.
Bu arada şu duygumu da paylaşayım: Tüm sevdiklerimden ricam, bana yaş günü, 14 Mart Tıp Bayramı ve benzeri özel günlerde kutlama için kısa mesaj ve/veya Whatsapp mesajı göndermemeleri. Çünkü bu soğuk mesajlar benim için hiçbir anlam ifade etmiyor. Hele özel adıma olmadığı zaman asla cevap da vermiyorum.
Kent-Yaşam Haber - Bilgi Sitesi'nin değerli okuyucuları, özetle, inşallah hep beraber acil servislere gitmeden, kazasız, şeker tadında, huzurlu bir bayram tatili geçiririz. Bunun içinde yollarda lütfen trafik işaret ve işaretçilerine uyalım, yemek ve tatlı ikramları konusunda "hayır" demeyi bilelim, akraba komşu ve büyüklerimizi mutlaka ziyaret ederek onların gönüllerini alalım.
En derin sevgi ve saygılarımla bayramınızı kutluyorum.