Unutanları unutmayalım 2024-09-22 12:06:42
Yazar: Saadet Erciyas
Yaşam süresinin uzamasıyla birlikte alzheimer hastası sayısında her geçen yıl artış yaşanıyor. Türkiye'de alzheimer hastası sayısının 700 bin, bunama hastası sayısının 1 milyon dolayında olduğu, 2050 yılında ise bu sayının 2,5 kat artacağı belirtiliyor. Türkiye Alzheimer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Nil Tekin, ellerinde tam bir veri olmamasına karşın İzmir'deki hasta sayısının yaklaşık 6-7 bin dolayında olduğunu söylüyor.
Tüm dünyada 21 Eylül "Alzheimer Günü" olarak anılırken, Eylül ayı boyunca hastalığa ilişkin "unutanları unutmayalım" başlığıyla farkındalık etkinlikleri düzenleniyor. 1997 yılında kurulan Türkiye Alzheimer Derneği bu alanda ülke genelindeki 19 şubesiyle hastalığa ilişkin farkındalığı artırmaya, hasta yakınlarını bilgilendirmeyi sürdürüyor.
Alzheimer farkındalık günü etkinlikleri öncesinde Türkiye Alzheimer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, yaşlı sağlığı ve bakımı, palyatif bakım alanında uzun yıllardır çalışan, bir dönem Türkiye Alzheimer Derneği İzmir Şubesi Başkanlığını da üstlenen Uzman Aile Hekimi Doç. Dr. Nil Tekin ile Yakın Kitabevi'nde bir araya geldik. Toplumda her geçen gün daha çok rastladığımız alzheimer farkındalığına ilişkin uzmanlara sıkça sorulan konuları ve bu yıl yapılacak etkinlikleri konuştuk.
Yaşlılık hastalık değil
Çocukluğumuzda çoğu evde çekirdek aile, anne, baba ve kardeşlerin yanı sıra büyükanne büyük babadan oluşur, bizler büyürken onların daha da yaşlandığına tanık olurduk. Çoğu kez nine ve dedelerimizin unutkanlıkları, yaptıkları tekrarlar bizleri güldürür, büyüklerimizin kendi aralarında konuşurken "Annem bunadı artık, sık sık unutuyor. Yaşlılık işte" dediklerini duyardık. Zaman geçip büyüdükçe "bunama" kelimesinin yerini "alzheimer" ve "demans" aldı.
Yaşlıların tekrarları, kalabalıklar içindeki kayboluşları bizleri endişelendirir oldu. Sokakta, etkinliklerde gördüğümüz yaşlıların sayısı ise özellikle pandeminin ardından hızla azaldı. Ve artık çevremizdeki pek çok kişinin aile büyüğünden birine bu teşhisin konulur olduğuna tanık oluyoruz.
Yaşamının büyük bir bölümünü alzheimer konusunda yaptığı çalışmalarla ve kurumlarda yaşlı hastalarla geçiren ve yaşadığı deneyimleriyle hasta yakınlarına yol gösteren Doç. Dr. Nil Tekin, "Aslına bakarsanız yaşlılık bir hastalık değil, yaşam dönemidir" diyor. Kronik hastalıkların zaman içinde arttığını vurgulayan Doç. Dr. Tekin, sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Günümüzde alzheimer hastalığını en çok tetikleyen ise yalnızlaşma, sosyal iletişimden uzak kalmak. Tüm dünyada alzheimer hastaları sayısının 55 milyon dolayında olduğu düşünülüyor. Bu hastalığının görülme sıklığı yaş ilerledikçe artıyor ve 80 yaş üzerinde neredeyse her iki kişiden birinde görülme olasılığı var. Bu hastalarda artık hastalıkla geçirilen yaşam süresi de uzuyor. Önemli olan yaşlılık sürecimizi hastalanmadan geçirebilmek. Bu nedenle biz dernek olarak Alzheimer Hastalığı’ndan korunmaya, aktif ve sağlıklı yaşlanmaya önem veriyoruz."
Alzheimer'ın en çok "hasta yakınlarını hasta eden bir hastalık" olduğuna değiniyor Doç. Dr. Nil Tekin. "Tek kişilik bir hastalık değil bu, aslında bir halk sağlığı sorunu" diyen Doç. Dr. Tekin, bu yıl Türkiye Alzheimer Derneği'nin etkinliklerde "korunma ve erken tanı" temasının öne çıkarılacağını belirterek şu bilgileri paylaşıyor:
"Geçen yıllarda beslenme, eğitim, çevre sağlığı, sosyal ilişkilerin yanısıra korunma üzerinde de durmuştuk. Bu yıl korunma konusuna biraz daha ağırlık vermek istedik. Yurt dışında yeni onay alan tedavilerle ilgili ve hastalığın tanısına yönelik özellikle riskli bireylerde uygulanabilen kan testleri konusunda doğru bilgilendirmeler yapılıyor. Bu konulara ilişkin bilgiler de paylaşacağız. Geçtiğimiz yıl Akdeniz tipi beslenmenin önemine de dikkat çekmiştik. Özellikle İzmir gibi yerlerde bu tip beslenme çok yaygın. Ancak keramet sadece beslenmekte değil. Beslenmenin yanı sıra sosyal çevrenin korunması, çevre sağlığı, egzersiz, eğitim bu hastalıkta korumada bir bütün."
Hastalıkta genetik risk konusunun da önemine değinen Doç. Dr. Nil Tekin, "Ailesinde erken başlangıçlı alzheimer hastalığı olan ve birden fazla tanı alan birey varsa risk yükseliyor" diyor. Erken yaş dediğimiz yaşların 50'li yaşlar olduğuna ve yapılan kan testlerinin önemine dikkat çeken Doç. Dr. Tekin, "Burada meme kanseri gibi bir taramadan söz edemiyoruz. Henüz sigorta sistemimiz bu kan testlerini karşılayamıyor çünkü yaygın ve ödenebilir durumda değil. Ancak yine de çok daha pahalı olan görüntüleme yöntemlerinden gelecekte daha uygun olabilecek kan testleri.Halen hastalığın tanısına yardımcı sosyal sigortalar tarafından karşılanan testler ve ayırıcı tanıda kullanılacak testler de var" diye ekliyor.
Bu hastalığın henüz belirlenmiş tam bir tedavisi olmamakla birlikte, hastalığın sürecine, davranış sorunlarına ve bakım yüküne etkili ilaçlar olduğunu ve bunların erken evrede başlamanın özellikle önemli olduğunu söylüyor Doç. Dr. Tekin. Kendilerine "Yeni ilaçlar çıktı, ne zaman yaygınlaşacak, kullanıma sunulacak?" diye sorulduğunu kaydeden Doç. Dr. Nil Tekin, "Gelişmeler heyecan verici kuşkusuz, ama erken evrede kullanım için onaylar yurt dışında belirli şartlarda yavaş yavaş verilmeye başladı. Ancak bazı yan etkiler nedeniyle tartışmalar sürmekte ve gelişmeler devam etmekte. Erken tanı burada çok büyük önem kazanıyor. Hasta yakınlarının bu hastalıkla ilgili her türlü sorusuna yanıt vermeye çalışan, adeta ücretsiz bir danışmanlık hizmeti sunan Türkiye Alzheimer Derneği'nin internet sitesini mutlaka izlemelerini öneriyoruz" diye konuşuyor.
Önce aile hekimine başvurun
Aile içinde bir bireyde alzheimer hastalığı konusunda bir şüphe varsa öncelikle aile hekimine başvurulması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Nil Tekin, onun yönlendirmesinin yanı sıra nöroloji, geriatri ve sonrasında psikiyatrinin başvurulacak branşlar olduğunu vurguluyor. . İstatistiklerin kadınların daha uzun yaşadığını ortaya koyduğunu belirten Doç. Dr. Tekin, "Yaşam ömrü iki tarafta artsa da, kadınlarda da bu hastalığın daha çok görüldüğünü biliyoruz" diyor.
Bakım veren konusu önemli
Alzheimer hastalarına bakım veren kişilerin ailede genelde kadınlar olduğuna değinen Doç. Dr. Nil Tekin, ancak son yıllarda erkek bakım verenlerin sayısında da artış olduğunu gözlemlediklerini belirtiyor. Bakım veren ve bakım evleri konusunun tüm dünyada çözülmesi zor bir konu olduğunu söyleyen Doç. Dr. Tekin, bu konunun hem para hem insan kaynağı gerektirdiğine dikkat çekiyor ve "Bir hasta yakınımız, 'Evimizde küçük bir işletme kurduk' diyordu. Hastaların 24 saat bakımı söz konusu, bu da müthiş bir kaynak gerektiriyor" görüşünü dile getiriyor.
Günümüzde iyi eğitim almış bir bakım veren bulmanın zorluğuna da değinen Doç. Dr. Nil Tekin, sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Bakım verenlere karşı yargılayıcı tutumları gözlemliyoruz. Destekleyici tutum almak önemli. Çok zor bir iş yapıyorlar. Kurumlarda çalışacak, evlerde hizmet verecek yetişmiş bakım veren bulmakta zorlanıyoruz. Gençler daha iyi iş olanakları için yurt dışına gitmeyi tercih ediyorlar. Özellikle kurumlarda bakım verenlerin ekonomik ve sosyal koşullarının da desteklenmesi gerek. Elbette denetlenmeli ama aynı zamanda desteklenmeliler."
Doç. Dr. Nil Tekin, kalabalık ailelerin bir arada olduğu, sohbeti bol Akdeniz tipi ağırlıklı sofraların alzheimer hastalığından korunmada büyük önem taşıdığını vurguluyor. Alzheimer hastaları için ise hekimi tarafından önerilen ilaçları düzenli kullanmanın, doğru beslenmenin önemine dikkat çeken Doç. Dr. Tekin, "Toplumda son dönemde yaygın olan iki öğün beslenme tipini soruyor hastalar bize. Biz yediği yemeği unutan, tekrar tekrar yemek yemeyi isteyebilen bir hastadan söz ediyoruz. Normal öğün beslenmelerini sağlamaya çalışıyoruz. Gerektiğinde beslenme takviyeleri yapmalarını, tıbbi destek ürünlerini almalarını istiyoruz. Her hastanın bireyselleştirmiş bakım planı olmalı. Düzenli kontrol burada çok önemli" diyor.
***
Alzheimer Farkındalık Haftası'nda neler yapılacak?
Alzheimer Farkındalık Haftası kapsamında İzmir'de çok sayıda söyleşi, panel düzenlenecek. Bu hafta 23 Eylül 2024 Pazartesi günü Bornova'da Ege Üniversitesi Muhittin Erel Amfisi'nde "Alzheimer Hakkında Her Şey" başlıklı bir panel düzenlenecek. Panele Türkiye Alzheimer Derneği İzmir Şube Başkanı Prof. Dr. Sevnaz Şahin, Türkiye Alzheimer Derneği İzmir Şubesi Koordinatörü Belgin Karavaş, Prof. Dr. Özge Yılmaz Küsbeci, Doç. Dr. Ahmet Acarer, Psikolog Mevlüt Ülgen, Doç. Dr. Saadet Koç, Dr. Öğretim Üyesi Gönül Düzgün katılacak.
25 Eylül 2024 Çarşamba günü ise Karşıyaka Belediyesi Gündüz Yaşam Merkezi'nin hazırladığı "Unutanları Unutmuyoruz" etkinliği gerçekleşecek. Moderatörlüğünü Türkiye Alzheimer Derneği İzmir Şube Başkanı Prof. Dr. Sevnaz Şahin'in gerçekleştireceği panelin konukları Doç. Dr. Nil Tekin, Nörolog Aysel Gürsoy ve Belgin Karavaş olacak. Panelde iki yıl önce hizmete giren Gündüz Yaşam Merkezi'nde verilen hizmetler paylaşılacak. Etkinlik saat 13.30'da Gündüz Yaşam Merkezi Yanı'nda gerçekleşecek.