Yaşayan miras ustaları eserlerini sergiledi 2024-11-04 09:00:00
Yazar: Saadet Erciyas
Kültür Yolu Festivali'nin saklı kalmış etkinliği
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca İzmir'de bu yıl 26 Ekim - 3 Kasım 2024 tarihlerinde ikincisi gerçekleştirilen Kültür Yolu Festivali kapsamında kentteki pek çok mekanda çok özel etkinlikler yer aldı. Türkiye Kültür Yolu Festivali'nin 15. durağı olan ve ücretsiz izlenebilen İzmir'deki festival İzmir Kültür Sanat Fabrikası, İzmir Resim Heykel Müzesi Kültürpark Sanat Galerisi, Gündoğdu Meydanı, Kültürpark, Turgut Pura Vakfı Sergi Salonu, Arkas Sanat Merkezi, Tarihi Alsancak Tren Garı, Bornova Kültür ve Sanat Merkezi, Konak Saat Kulesi, Arya Kamalı Uluslararası Kültür ve Sanat Merkezi ile İzmir Atatürk İl Halk Kütüphanesi'nde düzenlendi.
Saklı kalmış bir alan
2019 yılında İzmir'in kültür yaşamına katılan Bornova Kültür ve Sanat Merkezi bahçesindeki "Özü Sözü Emeğiyle Yaşayan Miras Ustaları" bana göre festivalin "saklı kalmış", en özel etkinliklerinden biriydi. Etkinlik, Türkiye'nin farklı kentlerinden, Gaziantep'ten, Tire'den, Bursa, İstanbul, Şanlıurfa, Hatay, Düzce, Şile, Edirne, İzmir, Menemen'den katılan, aralarında mesleğinin son temsilcisi kişilerin de bulunduğu usta ve zanaatkarları bir araya getirdi. Somut olmayan kültürel miras taşıyıcısı ustalar ve zanaatkarlar 11 gün boyunca ürettikleri eserleri sergiledi. Kültürpark'ta ya da kent merkezindeki bir mekanda yer alsa daha çok ziyaretçiyle buluşabileceğini düşündüğüm etkinlik, sergideki ustalardan birisinin söylemiyle "serin" geçti. Sergi alanını gezip söyleştiğim usta ve zanaatkarlar eserlerini çok sayıda İzmirliyle buluşturamamanın sıkıntısını dile getirdi.
Festivale ANELSANDER'in katkısı
Türkiye Kültür Yolu Festivali'nde bu yıl el sanatlarına da yer verilmiş. 2022 yılında UNESCO'ya Türkiye'den zanaat alanında akredite olan tek dernek Anadolu El Sanatları Yaşatma ve Geliştirme Derneği'nin (ANELSANDER) katkısıyla mesleğinin zirvesindeki sanatçılar, ustalıklarını festival boyunca sergilemiş. Bornova Kültür ve Sanat Merkezi Bahçesi'ndeki etkinlikte tanıştığım ANELSANDER Başkanı, folklor araştırmacısı (halk bilimci) Uğur Türker, derneklerinin Anadolu'daki kadim kültürleri yaşatan bir grup zanaatkarla 2009 yılında kurulduğunu anlattı. Zanaatkarları halkla buluşturmayı amaçladıklarını vurgulayan Türker, Türkiye'nin hemen her yerinden henüz kaydedilmemiş ustalar da dahil yaklaşık iki bin sanatkarla çalıştıklarını belirtti.
Türkiye'nin sanatçıları bir arada
Bornova Kültür ve Sanat Merkezi bahçesindeki festival alanında her sanatçı kendi atölyesinden ürünlerini sergiledi. Alandaki düzenlemeyi gerçekleştiren Sıddı Zübeyde Atan Bülbül de ebru ve hat sanatçısı. Bu etkinlikte sanatçıya sahada kendi sanatını sergileme olanağı sunmayı amaçladıklarını söyledi.
Festivalde ANELSANDER ile işbirliği yaptıklarını kaydeden Bülbül, "Burada 24 ustanın eserlerini ve sanatını sergiliyoruz, söyleşiler, atölye çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Bir tane de alan sergimiz var" dedi.
Mesleklerinin zirvesindeler
İzmirli ustalardan birisi 28 yıllık çini sanatçısı Ebru Camkıran. Kendisi aynı zamanda İzmir Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği Yönetim Kurulu Üyesi. Kemeraltı'nda Piyaleoğlu Hanı'ndaki atölyesinde hem üretiyor hem de eserlerini sergiliyor. Yedi yıl önce "somut olmayan kültürel miras taşıyıcısı" olarak Kültür Bakanlığı'nca kaydedilmiş Camkıran. İzmir'de kurumların sanatçıları desteklediğini vurgulayan Ebru Camkıran, Kemeraltı'nda ise kültürel mirasımızı yaşatan el sanatlarının ve ustaların, son dönemde yoğunlaştığına dikkat çekti. Tarihi çarşıda sanat galerinin çoğalmasından mutlu olduğunu belirten Camkıran, "Çarşının her yerinde sanatını sergileyen bir usta görmek bizi mutlu ediyor, zaman zaman bir araya gelip dayanışma gösteriyoruz" diye konuştu.
Düzce'nin Küçükmehmetler köyünden Recep Erbay fındık ağacından yaptığı el işi sepetlerini sergiliyor alanda. Sekiz yıldan bu yana miras taşıyıcısı olduğunu söyleyen Erbay, sepetlerin artık dekoratif ürünler olarak evleri süslediğini belirtti. Kültür Yolu Festivali'nin şehire yakıştığını, ancak kendi alanlarının bekledikleri kadar kalabalık olmadığını dile getirdi. "İzmir çok güzel bir yer. Festivalde olmak keyifli. Ancak burası biraz daha şenlikli olsa daha iyi olurdu. Festival biraz serin geçiyor. Bir süre önce Trabzon'da ve Büyükçekmece'deki festivallere katıldım. Çok çok kalabalıktı" dedi.
Yorgancı Güzelyurt
Sergiliğini ziyaret ettiğim ustalardan bir diğeri çocukluğundan buyana yorgancılık yapan, Hatay Defne'de sanatını yaşatan Nahya Güzelyurt. Alanındaki tek kadın usta olarak yaptığı özgün üretimlerle 2022 yılında "yaşayan insan hazinesi" ünvanı alan Güzelyurt uzun yıllar eğitici sıfatıyla binlerce kişiye yorgan yapımını öğretmiş. Nahya Güzelyurt aynı zamanda buğday sapıyla yapılan ürünlerden oluşan cimem sanatının da temsilcisi. Bugün artık neredeyse sadece çeyizlerde bulunan el yapımı yorganların, elyaf ürünlerle asla boy ölçüşemeyeceğini ve daha sağlıklı olduğunu söyledi Nahya Usta, mesleğinin de zamana ayak uydurduğunu, tekniğini incelttiklerini anlattı.
Kabak kemane ustası
Festival alanındaki ustalar arasında 2016 yılında "Geleneksel Zanaatların Yaşatılması” dalında İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği Tarihe Saygı Yerel Koruma Ödülü alan, ANELSANDER tarafından ise bu yıl UNESCO'ya "Yaşayan İnsan Hazinesi" olması için aday gösterilen kabak kemane ustası İrfan Alkur da yer alıyordu. Tire Başköy'de yaşamını sürdüren Alkur, 2005 yılında almış miras taşıyıcı belgesini bakanlıktan. 55 yıldır bu işte olduğunu, yılda 60 tane kabak kemane yaptığını anlatan İrfan Usta, her şeyi doğadan olan kemanenin ana malzemesi olan su kabaklarını da kendi bahçelerinde yetiştirdiğini söyledi. İrfan Alkur, "Sergiyi daha fazla ziyaretçinin gezmesini isterdik. Kent merkezinde olsa iyiydi bu etkinlik. Burada mutluyuz ama satış yapmak da isterdik" dedi.
Gaziantep festivaller kenti
Memleketi Gaziantep'te "Junior Mustafa" lakabıyla tanınan ve çocukluktan bu yana sedef kakmacılığı yapan Mustafa Kaya, 35 yıldır bu işin içinde olduğunu anlattı. Festivaller kenti Gaziantep'ten sonra İzmir'deki etkinliğin biraz sakin geçtiğini söyleyen Kaya, "Amacımız öncelikle sanatımızı tanıtmak. Bizim ailede bu sanat babadan oğula değil sadece, annem, kardeşlerim de sedef kakmacı" diye konuştu. Sedefin tatlı su midyesinden yapıldığını, ağacının ceviz ya da gürgen olduğu bilgisini veren Kaya, "Sedefi Malatya ve Adıyaman'da çamurlu sulardan çıkartılan midyeden yapıyoruz. Çok emek yoğun bir iş. Hakkını alabiliyor muyuz, sanmıyorum. Halk Eğitim'de kurslar veriyorum. Ama zaman içinde bu emek yoğun sanat da ölmeye mahkum diye düşünüyorum" görüşünü paylaştı.
Bornova Kültür ve Sanat Merkezi'nde oyuncak ustası, zeka ve beceri oyunları tasarım ve üretim atölyesinden Kutluhan Türker'in sergiliği özellikle çocukların sıklıkla ziyaret ettiği sergilik oldu. Türker'in sergiliğindeki rengarenk büyük boyda tasarlanmış Hacivat-Karagöz kuklaları, topaçlar çocuklar kadar büyüklerin de ilgisini çekti. El işi, ahşaptan zeka oyunları tasarladıklarını anlatan Türker, cıvıl cıvıl renkli oyuncakların elde doğal boyalarla hazırlandığını belirtti. Yakında Keloğlan ve Nasreddin Hoca figürlerinin de çocuklarla buluşacağını söyledi.
Fethiye'den İzmir'e konuk olan denizci İsmet Hakkı Yücel'in "yelken kürek dönemi Türk kıyı tekneleri" temalı alan sergisi de dikkat çekici duraklardan biriydi. "Dedelerimizin kullandığı teknelerin bire bir ölçeğinde hazırlanıyor teknelerimiz" dedi Yücel. Miras belgesini 2019 yılında alan usta bu konseptte çalışan tek usta olduğunu belirtti, bir teknenin araştırmasının altı ay, yapımının altı ay sürdüğünü anlattı. Hayalinin İzmir'de bir Deniz Müzesi kurmak olduğunu ve bu amaçla Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi'yle çalışmalarının sürdüğünü belirten İsmet Hakkı Yücel, "İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi'yle birlikte hazırladığımız bir projemiz var. 19 metre boyutundaki İzmir'e ait Pereme teknesinin replikasının yapımı için İzmir Kalkınma Ajansı'na bir proje sunduk. Okulun bahçesinde öğrencilerle birlikte yapmayı hedefledik" dedi.
Kimler ağırlandı?
Edirne'den deri ve kıspet ustası Adem Kayın, Menemen'den çömlek ustası Ahmet Taşhomcu, Gaziantep'ten bakır ustası Ertuğrul Üzümcü, Tire'den kabak kemane ustası İrfan Alkur, İstanbul'dan ahşap oyuncak ve zeka oyunları ustası Kutluhan Türker, İzmir'den çini ustası Ebru Camkıran, Şile'den Şile bezi ustası Berna Melek, Bursa'dan ipek, koza, kağıt rölyef sanatçısı Elif Kamacı Efe, Bergama'dan halı dokumacısı Kadriye Yakar, Şanlıurfa'dan tesbih yapım ustası Cabir Dursun, Hatay'dan ipek dokuma ustası Refik Büyükaşık, İzmir'den geleneksel el işleri ustası Aysel Altınay Ünlü, Gaziantep'ten mozaik sanatçısı Gülçin Sökücü, Gaziantep'ten sedef kakma ustası Mustafa Kaya, Kemalpaşa'dan nazar boncuğu ustası Uğur Karataş, Düzce'den sepet örme ustası Recep Erbay, Macaristan'dan keçe sanatçısı Boglárka Negyesi ve Özbekistan'dan Suzani nakış ustası Nilufar Musadjanova, Fethiye'den Türk kıyı tekneleri ustası İsmet Hakkı Yücel.
***
Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi'nde "Koleksiyoncular Anlatıyor: Hikâyelerim ve Perspektiflerim" başlıklı yeni bir söyleşi dizisi başlıyor. Nejat Yentürk yöneticiliğinde gerçekleştirilecek söyleşilerin ilk konuğu Prof. Dr. Yavuz Çorapçıoğlu olacak. Filateli ve İzmir kent tarihi alanında zengin bir koleksiyona sahip olan Prof. Dr. Çorapçıoğlu'nun söyleşisi 5 Kasım 2024 Salı günü APİKAM'ın konferans salonunda saat 18.30'da başlayacak.