Kategori: Kent-Yaşam yazıları

  • “Sakin şehir”in “Van Gogh Dede”sini unutmayalım

    İzmir’in Seferihisar ilçesi, dünyanın yeni trendi “cittaslow” (sakin şehir) ünvanının Türkiye’de ilk sahibi oldu. Sorgulanan 60 kriteri taşıyarak ilçesine bu ünvanı sağlayan Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’i kutluyorum. Sakin şehir kriterlerini korumanın yanında orkinos balık çiftliklerinin denizlerine taşınmaması için Ankara’ya gidip hükümeti bilgilendiren Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ilçesi için sarf ettiği çabaları takdir etmek gerek.…

  • Chios’uzonuza…

    Reçelinden dondurmasına, pastasından içkisine kadar aklınıza gelebilecek tüm gıdaların içinde yiyeceklere lezzet katan sakız ağacından adını alan bu adaya ikinci gidişim. On yıl önce de Sakız Belediyesi ile birlikte karşılıklı olarak “Barışa pedal” bisiklet şenliği düzenlemiştik. Önce onlar bize gelmiş, sonra da biz onlara gidip pedal çevirmiştik. Ada halkı bize çok büyük ilgi göstermiş ve…

  • Midilli bilirdim, Lesvos çıktı…

    Gazeteleri, dergileri ve interneti çok iyi takip ettiğimi sanıyordum düne kadar. Yıllardır gitmek istediğim ve adını Midilli olarak bildiğim Yunanistan’ın bu adasının tüm dünyada Lesvos diye tanındığını duyunca şaşırmadım değil. Lesvos adının da lezbiyenlerden kaynaklandığını öğrendim ve Midilli’ye adım atıp, kiralık araba sorduğumuzda 90 aracın birden lezbiyen Türk çift tarafından kiralandığını ve o gece bu…

  • Yarımadadan adaya…

    Yunanistan adalarının bazıları kıyılarımıza o kadar yakın ki, neredeyse sabah öten horozların sesleri bile birbirine karışacak. Özellikle Bodrum’un karşısında Kos ve Kuşadası’ndaki Samos adaları el ile tutulacak mesafede gibi. Ağabeyimin yazlığı Seferihisar’da, her gittiğimde güneşin batışını izlerim. Güneş, Midilli adasının hemen üzerinden batıp gidiyor yaz aylarında. Hep merak etmişimdir oradaki yaşamı, gelenekleri ve görenekleri. Çünkü…

  • İlk yazda İzmir’de doğmak

    Otuz yıldır tanıdığım bir öğretmen arkadaşımın sosyal paylaşım sitesindeki arkadaş listesine göz atıyordum. Belki uzun zamandır görüşemediğim çocukluk arkadaşımlarımdan birine rast gelirim, haberleşir, yeniden buluşur, görüşürüm diye… Arkadaş listesinde kiliselerdeki ikonalarda tasvir edilen Meryem Ana’ya benzer, başı örtülü, güzel bir bayanın fotoğrafını gördüm. Kucağında da çekik gözlü bir çocuk vardı. Meraklandım, o bayana arkadaşlık önerdim.…

  • Altın aramak serbest, hamak kurmak yasak…

    Türkiye’nin değeri hiçbir şey ile ölçülemeyecek güzellikteki ormanlarında altın aramak, maden ocağı işletmek, HES’ler kurmak, gecekondu yapmak, yakacak odun kesmek serbest. Bakanın bir imzasına bakar çok şey. ÇED raporları falan hak getire. Karar verildi mi uygulanır. Ama Türkiye ormanlarında iki ağaç arasına hamak germek, orman içinde çadır kurup doğallığın keyfini çıkarmak yasak. “Neden “diye sorduğunuzda…

  • Polis Müzesi’nde 48 saat…

    Konak Belediyesi’nin ilkini geçen ay gerçekleştirdiği “Basmane Günleri” etkinliklerinde bölgede bulunan çok sayıda mimari yapı ve sosyal işlevleriyle ilgili araştırma yazıları yayınlanır diye umuyordum. Etkinlikler vesilesiyle bu önemli bölge bir süreliğine de olsa kentin gündeminde kalır sanıyordum. Öyle olmadı. Yeterince duyurulmayan etkinlik, kaydı da tutulmayınca, üzerinden bir ay geçmeden unutuluverdi. Bu konuda tarihe not düşülmeli.…

  • Bir günde dört mevsim

    Mayıs ayının son günlerinde başlayan bölgesel yağmurlar bu kez gezimize renk kattı, ancak gerçekleştirmek istediğimiz bir düşü yok etti ve planlarımız bozuldu. Aylar öncesinden Burdur, Yeşilova Eşeler Dağı’na çıkmayı hayal ettik durduk. Araya işimiz nedeniyle engeller girdi. Mayıs ayının üçüncü haftası Eşeler Dağı’na çıkmaya karar verdiğimizde, bu kez annemin diz ameliyatı gündeme geldi. Protez takılması…

  • Basmane İzmir’dir…

    İzmir Konak Belediyesi’nin ilk kez düzenlediği “Basmane Günleri” etkinliklerinin birinci günü olan 13 Mayıs 2010 Perşembe günü koşarak soluğu Basmane Garı’nda aldım… Sağa sola bakındım ama tanıdıklarımı, dostlarımı göremedim. Fotoğraf sergisini gezdikten sonra etkinliklerin nutuk atma (!) adresi, Altınpark Kahvesi’ne gitmek üzere Gar’dan çıktım. Anafartalar Caddesi’nin başlangıcı olan Çorakkapı Camisi’nin köşesinden yürüyeceğim sırada gözüm sağ…

  • İncir ağacı ile köfte ekmek yemek

    Geçen hafta Pazar günü Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nden hasta ziyaretinden dönüyordum. Tarihi Kemeraltı çarşımızın ara sokaklarına girerek bir köfte ekmek yemek istedim. Neden mi köfte ekmek? Çünkü İzmir’imizin her yeri “simit sarayı” doldu. Simitlerin pişirilme şekli İstanbulvari… Yani damak tadımız İzmir gevreği ile uzaktan yakından ilgisi yok, şeklinden başka… Kızlarağası Hanı çevresine doğru yürüyüp tarihi…

  • Beyağaç-Karagöl’de ilk kampçılar!

    Denizli-Beyağaç bölgesine üçüncü yolculuğumuzu gerçekleştirdik. Geçtiğimiz yıl Topuklu Yaylası’nın muhteşem manzarasının eşlik ettiği kamp alanında meteorların düştüğü o yıldızlı gecede karar vermiştik. Sabah uyanır uyanmaz kahvaltımızı edeceğiz foto safari yapacağız ve Karagöl’de küçük bir gezinti gerçekleştireceğiz. Ama kurak geçen kış mevsimini unutmuştuk. Asırlık karaçam ormanlarının arasından süzülen toprak yoldan, güzelliklerin tadına vararak ağırdan ilerlemiş ve…

  • Bornova metro istasyonu çevresinde trafik keşmekeşi

    28 yıl önce Basmane Garı’ndan Bornova’daki Ege Üniversitesi Hastanesi’ne trenle birkaç kez gidip gelmiştim. Zaman zaman aklıma gelir, o günlerle bugünleri bazen karşılaştırırım. O yıllarda İzmir girişindeki tabelalarda 500 bin nüfusun yazdığını da hatırlarım. Bugün İzmir’in metropol alan içinde yaşan nüfus 3 milyonu geçiyor. Bunca zamandır İzmir kentini yönetenler niçin yol-nüfus ve trafik akışı planlamalarını…