Kategori: Işık Teoman

  • Kafkasör’e kıymayın efendiler…

    Eşimden Karadenizliyim. Sinop-Ayancık arasında çok kez yolculuklar yaptık. 2008 yılında eşim Ayşe ile birlikte Sinop-Ayancık’tan çıkıp Sarp sınır kapısına kadar uzun bir yolculuk gerçekleştirdik. Girip çıkmadığımız, çadır kurup kamp yapmadığımız yayla kalmadı desem yeridir. Sonra bu beş bin kilometrelik gezi yazısı ve fotoğraflarını www.kentyasam.com sitesinde paylaştım. Özellikle Karadeniz denilince, yeşile bulanmak istenince Trabzon’dan sonrası muhteşem.…

  • Kafkasör\’e kıymayın efendiler…

    Eşimden Karadenizliyim. Sinop-Ayancık arasında çok kez yolculuklar yaptık. 2008 yılında eşim Ayşe ile birlikte Sinop-Ayancık’tan çıkıp Sarp sınır kapısına kadar uzun bir yolculuk gerçekleştirdik. Girip çıkmadığımız, çadır kurup kamp yapmadığımız yayla kalmadı desem yeridir. Sonra bu beş bin kilometrelik gezi yazısı ve fotoğraflarını www.kentyasam.com sitesinde paylaştım. Özellikle Karadeniz denilince, yeşile bulanmak istenince Trabzon’dan sonrası muhteşem.…

  • İzmir tufan içinde…

    İzmir’e bir yıl içinde yağan yağmur 36 saatte yağınca kenti bir anda göle çeviriyor, 200’ün üzerinde ev yıkılıyor ve yirmi vatandaş yaşamını yitiriyor. Her Ekim ayında rahmetli anneannem hatırlardı o afatı ve anlatırdı içi sızlayarak. Ekim ayı girince benim de aklıma düştü o yıllar ve o günler… Annem iki yaşındayken, dedemi iflasa sürükleyen afat… ***…

  • Karadeniz\’in katli (*) vaciptir

    “Orman denizinde yeşile bulandık” diye yazmıştım 2008 yılında… Karadeniz gezisinden döndükten sonra bu sayfalarda okumuşunuzdur. “Sinop’tan başlayıp Sarp Kapısı’na kadar süren Doğu Karadeniz gezisinde orman denizi içinde yüzdük, yeşille iç içeydik. Özgür ortamda bir ağaç olup, kök salıp yerleşmek istedik bu doğal güzelliklerin arasına. İzmir’den çıkıp, onlarca il, ilçe ve köyü kapsayan gezi sonunda yaklaşık…

  • Karadeniz’in katli (*) vaciptir

    “Orman denizinde yeşile bulandık” diye yazmıştım 2008 yılında… Karadeniz gezisinden döndükten sonra bu sayfalarda okumuşunuzdur. “Sinop’tan başlayıp Sarp Kapısı’na kadar süren Doğu Karadeniz gezisinde orman denizi içinde yüzdük, yeşille iç içeydik. Özgür ortamda bir ağaç olup, kök salıp yerleşmek istedik bu doğal güzelliklerin arasına. İzmir’den çıkıp, onlarca il, ilçe ve köyü kapsayan gezi sonunda yaklaşık…

  • İzmirliler balkon keyfini unutuyor

    Çok uzaklara değil, 1980’li yıllara dönüp bir bakalım. İzmir yılın neredeyse 300 günü güneşli ve sıcak, o nedenle insanlar sokakta, bahçelerde ve balkonlarda yaşıyor. Yazın geç saatlere kadar insanlar evlerine dönmek istemiyor. İzmirli o yıllarda balkonları seviyor. Genellikle bahçeli evlerde doğup büyüyen, çiçekler ve ağaçlar ile iç içe bir yaşam geçirmiş olan İzmirli bu keyifli…

  • Pagos Dağı ve “Kale’nin bakla”

    Bakla yetişen tarlaların yerinde, kalenin sırtları bir anda kaçak yapılarla sarıldı… Çocukluğum Tepecik semtinde geçti, orada doğdum büyüdüm. Annem de Tepecik’te doğmuş. Anneannem ve dedem de İştip’ten göç edip doğru aynı semte gelip yerleşmişler. Eşrefpaşa Hastanesi’nin karşısındaki 1145 Sokak’ta yaşadım üniversiteyi bitirene kadar. Apartman nedir bilmezdik. Semt tek katlı evler ile doluydu. Hala da öyle,…

  • “Çocuk edebiyatımız henüz emekliyor”

    Geçtiğimiz ay İstanbul Kitap Fuarı 33. kez okurlarla buluştu ve yüzlerce etkinliğe ev sahipliği yaptı. Bu etkinliklerin arasında ödül törenleri de vardı. 2005 yılından bu yana dağıtılan ve artık gelenekselleşen yılın en iyi çocuk kitapları ödül töreni de bunlardan biriydi ve Arslan Sayman’ın yazdığı Deniz Üçbaşaran’ın resimlediği Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan “Piraye’nin Bir Günü”…

  • Atina’nın Plaka’sından İzmir’in Kemeraltı’na

    İzmir’in Kemeraltı Çarşısı ile Atina’nın Plaka’sının birbirine pek benzer olduğunu çok duydu, , ama gidip gördüğümde şaşırdım kaldım. Gerçekten de Atina’ya adım attıktan sonra o kadar çok benzerlikler görmeye başladım ki.. Öncelikle hiç olmadık anlarda karşıma çıkan Türkler, caddede yürüyorum biri bana sesleniyor, dönüp bakıyorum, ayakkabı boyacısı bir Türk, “Hoş geldin be delikanlım” diyor. Sonra…

  • Orta Avrupa’da suyun başkenti Viyana

    Viyana Belediyesi’nin davetlisi olarak gittiğimiz Belediye binasında bizi konuk eden Viyana Eyaleti Genel Direktörü Dr.Erich Hechtner’e, “Belediyenize gelen en büyük sorun nedir?” diye soruyorum. Yanıtı oldukça ilginç. Çünkü, Viyana’da; ulaşım, temizlik, su, imar, çevre ve benzeri sorunlar yok. Dr. Hechtner diyor ki:” Araçlar ile bisikletler arasında arada bir sıkıntılar yaşanıyor.” Başkaca sorun yok. Kenti bu…

  • Bisiklet günlüğü: “Notlar”

    Yıllarca bisikletin üstünden inmedim. Çadır kamplarına giderken bile, otomobilimizin arkasına taktığımız aparat ile bisikletimden ayrılmadım. Ne Gökçeada’sı kaldı; ne de Göller Bölgesi…Şehir içinde ise hafta sonları Narlıdere ve Güzelbahçe’nin sahil kesimiyle bahçe araları bisiklet için uygun güzergahlardı. Daha sonra nasıl olduysa bisiklet yaşamımdan çıkıverdi, gözlerimin önünde çürüdü gitti. Engin Yavuz ile birlikte çok pedal çevirdik.…

  • Magnesia

    Hafta sonları pek dolaşma olanağım kalmadı artık, ekonomik nedenlerden dolayı 1992 model otomobilimi satmak zorunda kaldım. Yani anlayacağınız yaklaşık üç aydır hafta sonları bir yerlere gitmek hayal oldu diyebilirim. Otomobili olan arkadaşlarımın peşinden koşamayacağıma göre yürüyüş mesafesinde turlar yapıyoruz Ayşe ile. Hatta eşim ameliyat olmadan önce Metro – İZBAN – aktarma yollarını izleyerek Foça’ya günübirlik…