Kategori: Duygu Özsuphandağ Yayman
-
Orada hala birileri var mı?
Şu gece denen özgür ülkenin bir hikmeti varmış gerçekten. Adını günlükten bloga devşiren tür, geceleri sufle verir gibi yazdırıyormuş kendini. İnternet servis sağlayıcımı değiştirdiğim için, uzun süren bir geçiş dönemi yaşadım. İnternet kesildi, modemi bekledim; modem geldi, bir gecede kurulamadı. Çoğu gece Çınarı uyuturken nakavt olduğum için ve kurulum da ancak ve ancak Çınar uyuduktan…
-
Annelik gazeteciliği nasıl alt eder?
Çook uzun zaman oldu, buradan konuşmayalı. Kente ve yaşama dair kâh mırıldanmalarımı, kâh haykırışlarımı paylaşmayalı… Kayıp zaman nasıl telafi edilir? Bir zamanlar varsa eğer; derdine tercüman olduğun, kente ve insana dair aynı kaygıları, aynı idealleri paylaştığın birileri, onlara bunca zaman nerelerde olduğuna dair hangi mazereti ileri sürersin? Yazar olmak, karabatak olmamaktır çünkü. Süreklilik ister. Gönül…
-
Sara-Jaki Pardo: Kuşadası ve Şirince turizminde milât
Lucien Arkas turizm sektöründen çekildiğinde onlar işe yeni girişmişti. Daha iskele inşaatı bile bitmemiş Kuşadasına denizden turist getirmeye başladılar. Köyün tüm evlerine girip çıkarak Şirinceyi turizme açtılar. Sara ve Jaki Pardo, 40 yıllık meslek hayatlarıyla birlikte turizm tarihinden bir kesiti anlatıyor. Sara Pardo, bu birikimini şimdi, Efes Antik Kentini çocuklar için anlattığı çizgi romanda paylaşıyor.…
-
Bir gazetecinin kalemi annelikle taçlandı
Adını belki duydunuz, belki duymadınız ama aslında onu iyi tanıyorsunuz. Kaleminden tanıyorsunuz. Çünkü bu sitede olduğunuza ve bu yazıyı okuduğunuza göre siz de İzmir’i anlamak, öğrenmek, kentte neler olup bitiğini bilmek isteyenlerdensiniz ve o, yıllarca kalemiyle sizin bu isteğinizi yerine getirdi. Kâh politikacıların peşinde koştu, onların bir konuda verdiği ilk demeci kayda geçiren oldu, kâh…
-
Edebiyat ve tarih için edebiyata ara verdi *
Henüz gençti. Daha yazılacak hikâyeler, romanlar vardı; öyle demişti üç yıl önce, İzmir’de yaptığımız röportajda. Babası onu, hayranı olduğu “yazarlık” mertebesinde göremese de bir türlü, Demirtaş Ceyhun edebiyatımızın mihenk taşlarındandı. Yaşama veda eden Ceyhun’u bu röportajla, kendi ağzından yeniden dinleyelim istedik. Edebiyat bir okul ise Demirtaş Ceyhun, bu okula Adana’da Orhan Kemal ile girip İstanbul’da…
-
29 Mart Yerel Seçimleri öncesi ufkumuzu genişletelim
Nasıl bir kentte yaşamak istersiniz? Elbette havası ve suyu temiz, çeşmeleri her daim akan, çöpleri toplanan, toplu ulaşım araçları her semte ulaşan, düzenli kaldırımlara ve yaya geçitlerine sahip, yeşil alanlarında, sosyal ve kültürel tesislerinde buluştuğunuz, her semtinde pazaryeri olan, yeni gecekondular üretilmesine izin verilmeyen… bir kentte yaşamak istersiniz, biliyoruz! Ama bunlar zaten belediyelerin bize sağlamakla…
-
Ayşe Kilimci için çocuklara yazmak:
“Bir kere tiyatro görseler, iyi bir kitap okusalar dünyaları değişecek” “Karınca ayağını kaldırmış, gökyüzüne tutmuş. ‘Ne yapıyorsun?’ demişler. ‘Gök gürlüyor da ayağımla destek olacağım’ demiş. ‘Sen ne kadar olabilirsin?’ demişler; ‘Olsun’ demiş, ‘niyet ettim ya!’ ” Ayşe Kilimci’ninki de o hesap. Varoşlarda, köylerde çocuklara olabildiğince ulaşmaya çalışıyor. Onlara ucuz ama nitelikli kitaplar sunulmasını, Devlet Tiyatroları’nın,…
-
Gökçeada organik üretimde Türkiye’ye örnek…
Dünyayı temiz su kaynakları ve kimyasaldan arınmış gıdalar kurtaracak. Ege Denizi’nin en fazla temiz su kaynağına sahip, benzerlerine göre dünyanın dördüncü adası Gökçeada’nın da çorbada tuzu olacak. Zira, zirai ilaç kullanma alışkanlığının yaygın olmadığı ada, organik tarım ve hayvancılıkta ülkeye örnek olma yolunda. Adada zirai ilaç bayisi bile yok, sadece bazı eczanelerde satış yapılıyor. Kaymakamlığın…
-
Kentin kültür kapısı İzmirli Homeros *
Batı edebiyatında yazılı metin dönemini başlatan, dünyada İncil’den sonra en çok okunan kitap İlyada’nın yazarı, batının ilk ozanı Homeros, İzmirli. Ancak bırakın dünyayı, Avrupa’yı, bunu İzmirlilerin dahi çoğu bilmiyor. Oysa Homeros, İzmir’e, onu marka kent yapacak görkemli bir kültür kapısı açıyor. Homeros kimdir? İnsanlar yirmi beş yüzyıldır bu soruyu evirdiler, çevirdiler, araştırdılar durdular, gene de…
-
Yeni misin sahiden?
Yeni bir yıla, yeni bir şehre girer gibi girmek lazım. Aslında orası evvel ezelden bildiğimiz şehir de olsa, ne gam! İşe, eve ya da arkadaş randevusuna koşturduğumuz, alışverişe çıkınca sindire sindire yürüdüğümüz sokaklara, tembellik yaptığımız parklara, kafeteryalara ve tüm kamusal alanlara, yeniden bakmak lazım. Sanki orası, yaşamaya karar verdiğimiz yeni bir şehirmişçesine… Söz misal o…
-
Uzun ömürlü olasın Kemeraltı
Farklı coğrafyalar, birbiriyle alışveriş etmeye başladığından bu yana İzmir ticaretin can damarının attığı şehirlerden. Alıcı ile satıcının bu kadar doğrudan doğruya, bu kadar uzun zamandır ve kesintiye uğramaksızın bir araya geldiği şehirlerden… Çünkü Anadolu’nun verimli topraklarını Batıya bağlayan, Asya’dan Avrupa’ya bir denizlik mesafeyle geçit veren şehir; İzmir. Roma İmparatorluğu bu nedenle, sırf Anadolu’da yetiştirilen ürünlerin,…
-
Oylar Chavez’e!
Seçimin sonucuna dair sarf edilmiş iki cümle var ki ülkeme ilişkin olduğu kadar şiddetle, şehrimin özel durumu nedeniyle de Türkiye genelinde çınlayıp duruyor: “İzmir’i istiyorum!” buyurmuş birisi. İkincisi, “Oyumuzu artırdık” diye savunmuş kendini. Şehrimdeki sonuçların ülkemin tamamıyla ilişkisi; İzmir’in pek çok siyasi tarafından kerteriz alınması. “İzmir’i alırsan, Türkiye’yi alırsın” yaklaşımı. İzmir’in, modern yaşamın aynası olması…