CHP, artık varoşları fethetmeyi amaçlıyor

SON seçimler öncesinde CHP İzmir örgütünün yöneticileri, “Plajlarda şezlongta yatanlardan oy isteyeceğiz” demişti.
Bu kez şimdiki İl Başkanı Kemal Karataş, “Yazı plajlarda değil, varoşlarda geçireceğiz” diyerek partililere hedef gösterdi.
Son seçimde CHP’nin genellikle sahil şeridindeki yerleşim merkezlerinden oy aldığını, buna karşın kenar mahallelerde pek varlık gösteremediğini herkes biliyor. Alınan sonuçlar da CHP’nin bu bölgelerde halkla bütünleşmemesi, inandırıcı olamaması ve tabii ki iktidar partisinin buralarda dağıttığı kömür, erzak ve benzeri yardımların etkisinin olduğu belirtiliyordu.
Zaten CHP İl Başkanı Karataş, son seçimler öncesinde İzmir’in pek çok kenar mahallesine tek bir partilinin, yöneticinin ve milletvekili adayının bile gitmediğini söylüyor.
O dönemde parti yönetiminde bulunan yöneticilerin çalışmadığı anlaşılıyor. Seçim sonuçları da bunu doğrulamıyor mu?
Örneğin; İzmir Karşıyaka’da Cengizhan Mahallesi’nde CHP yüzde 13 oy alırken, AKP yüzde 59 düzeyini yakalamış.
Yine aynı ilçede Muhittin Erener Mahallesi’nde CHP’ye yüzde 19 oranında oy çıkarken, AKP yüzde 52 oy almış. Refik Şevket İnce Mahallesi’nde de CHP yüzde 16’da kalırken, AKP yüzde 57’yi bulmuş.
Aynı şekilde Konak’ta Abdi İpekçi, Ali Fuat Cebesoy, Bahriye Üçok, Bozyaka, Cennetçeşme, Devrim, Gazi, İhsan Alyanak, Refet Bele, Peker, Salih Omurtak, Yüzbaşı Şerafettin gibi “Öteki İzmir” olarak nitelendirilen kenar mahallelerde AKP’nin oyu yüzde 45 ile 61 arasında seyrederken, CHP’nin oy oranı yüzde 7 ile 24 düzeyinde kalmış.
Oysa…
Bugün AKP’nin oy deposu olan bu mahallelerin çoğu 1980 öncesi solun, sosyal demokratların kurtarılmış bölgeleri değil miydi?
Ama… Siz eğer, işçiyi, memuru, küçük esnafı, kısacası bütün ezilen kesimleri yok sayarsanız sonuç işte böyle olur.
CHP yöneticilerinin aklı başına yeni yeni gelmeye başladı. Partinin, her geçen gün küçüldüğünü, halk desteğini kaybettiğini görenler  “Öteki İzmir”i hatırladı.
Büyükşehir Belediyesi’nin son aylarda belediye ekiplerini “Öteki İzmir”e kanalize ederek, yol, kaldırım, park, meydan ve pazaryeri düzenlemelerine ağırlık vermeye başlaması da bu bölgelerin yeniden hatırlandığını göstermiyor mu?
Büyükşehir, bu bölgelerde sosyal belediyeciliğin de gereklerini yerine getirerek, eğitim, sağlık alanında hizmetler vermeye, muhtarlıkların belirlediği yoksul ailelere ayni ve nakdi yardımlar yapmaya başladı.
Bütün bunlar yapılırken, bu bölgelerde oturanlara “Düzen sizi önce yoksullaştırıyor, sonra yardıma muhtaç duruma getiriyor” denilmeli ve “Balık vermek yerine, balık tutmayı öğretmenin erdemi” anlatılmalı.
Haa..´
Bu arada ‘Dimyat’a pirince giderken eldeki bulgurdan da olmamalı.”
Öteki İzmir’e hizmet vereceğiz derken, asıl İzmir unutulmamalı.

Bu kafayla Karşıyaka’da yüzde 65 oy alınabilir mi?

İZMİR Karşıyaka’da belediyenin yaptırdığı ankete göre CHP’nin oy oranı yüzde 62 çıkmış.
Ardından ilçe başkanı Ertam Özen yaptığı açıklamada diyor ki:
“Az bile çıkmış. Bizim yaptığımız anketlerde partinin oyu yüzde 65’in altında değil.”
Başkan Özen’e “Ufak at da civcivler yesin” diyeceğim.
Ama… Dilim varmıyor.
Sadece “Eğer siz böyle birbirinizin kuyusunu kazmaya, birbirinizin paçasından çekmeye, birbirinizi yemeye devam ederseniz yerel seçimde değil yüzde 65 oy, onun yarısını bile zor alırsınız. Böyle birbirinize tuzak kurmaya devam ederseniz, gün gelir o tuzağa kendiniz düşersiniz” diyorum.
Çünkü, Gaziemir’de, Konak’ta, Menemen’de yaşananlar partililerin yüzünü kızartıyor.
Benden söylemesi.

CHP’de gölge il başkanı mı var?

CHP’de parti içindeki ayrışmaların, gruplaşmaların önüne geçilemiyor.
Kurultay sona ermesine karşın, İzmir’de hala eski tas eski hamam devam ediyor. Bir yandan Baykalcılar, diğer yanda Savcılar.
İl başkanı Kemal Karataş’ın kellesini isteyen Konak, Karşıyaka, Buca, Gaziemir, Balçova ve Narlıdere ilçe başkanları adına Konak İl (pardon) İlçe Başkanı Sıtkı Kürüm, “CHP Siyasal Gelişim Akademisi” adı altındaki “Siyaset Okulu”nu hizmete soktu.
23 Haziran’a kadar sürecek olan okulda partililere eğitim verilecek. Ama, sadece bu altı ilçeye üye partililer eğitim alacak. Oysa…
 İzmir 28 ilçeden oluşuyor. Bırakın hepsine eğitim vermeyi metropoldeki diğer ilçeler (Bornova, Çiğli ve Güzelbahçe) nerede? Bu ayrımcılığı yapanlara yazıklar olsun!..

Her köşe yazarı, gazeteci mi?

HERKESİN yerini ve ilkesini şaşırdığı ülkemizde son yılların garabetlerden biri de önüne gelenin gazetelerde köşe yazısı yazması…
Kendisini ‘Köşe yazarı’ ilan edip, gazeteciliğe soyunması.
Oysa…
Gazetecilikten gelmeyen, ekmeğini yazarak kazanmayan köşe yazarları, öncelikle kim olduklarını (kanaat önderi, meslek odası başkanı, akademisyen, avukat, doktor, hemşehri derneği yöneticisi, meclis üyesi ve benzerleri) köşelerinde açıklamalıdır.
Kuşkusuz gazeteci olmayanlar, uzmanlıkları ve birikimleriyle ilgili yazıp çizebilirler.
Sözüm, asıl işini gizleyip başımıza gazeteci – yazar kesilenleredir… Çünkü, daha iki çift lafı bir araya getiremeyen bu “sözde köşe yazarları” ahbap çavuş ilişkileriyle kaptıkları köşelerini, genel veya yerel iktidara yalakalık, tetikçilik, tehdit ve şantaj için kullanmaktan çekinmiyorlar.
(Gerçi bizim meslektaşlar arasında da böyleleri az değil hani…)
Köşelerinde özel işlerini bitiriyorlar.
Ayıp değil mi?
Bu nasıl bir anlayıştır?
Hiç etikle bağdaşır mı?
Buna birilerinin dur demesi gerekmez mi?

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın