Ne olacak bu İnciraltı’nın hali?

İNCİRALTI… İzmir’in bugüne kadar yeşil kalabilen en büyük bölgesinin adı.
Yaklaşık 5 milyon metrekarelik bu alanın geleceği 8-12 Kasım tarihleri arasında dört günlük “forum”da ele alınacak.
Bu foruma, bölgedeki arazi sahipleri, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, çevreciler ve müteahhitler de katılabilecek.
Evet müteahhitler diyorum…
Çünkü…
Bu devasa alan tıpkı Karşıyaka Mavişehir bölgesindeki gibi çok katlı bina yapmak isteyen yap-satçıların iştahını kabartıyor.
Ama… İmar sorunu olduğu için istediklerini yapamıyorlar.
İnciraltı, İzmir’in gündemini yaklaşık 20 yıldır meşgul ediyor
Halen Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından doğal SİT kararı bulunan bu bölgede yanlış arazi ve su kullanım politikaları yüzünden, tarımsal aktiviteler her geçen yıl giderek azalıyor.
Pek çok arazi sahibi, elindeki arazileri büyük sermaye gruplarına kaptırmamak için direniyor.
Bu direnişin nedeni ise bölge için yeni bir imar planı hazırlanacağı umududur.
Arsa sahiplerinin çoğu büyük rant peşinde koşarken, kimileri ise korumacı, düşük yoğunluklu bir kullanım kararı getirecek plan yaklaşımına razı olduğunu söylüyor.
Bu alanda kimi holdinglerin ve uluslararası sermayenin projeler geliştirmekte olduğunu düşünürsek, yerel beklentilerin sesine de kulak vermek gerekir diye düşünüyorum.
Ama…
Yeşil dokuyu betonlaştırmayacak düşük yoğunluklu, termal, turizm, sağlık ve ticaret merkezi ağırlıklı, rekreasyon alanlarının geniş olduğu bir planlama yapılabilir.
Yıllar önce Kordonboyu ve Güzelyalı sahillerindeki yapılaşmaya sessiz kalındığı için bugünkü Çin Seddi görüntüsü ortaya çıkmadı mı?
Yarın çocuklarımızın, torunlarımızın ‘Bize nefes alacak yer bırakmamış’ demelerini istemiyorsak İnciraltı’ndaki düzenlemeyi ona göre yapmalıyız.
Aksi takdirde ha akciğerimize hançer saplamış, ha İzmir’in yeşil kalan tek bölgesini gökdelenlerle doldurmuşsunuz.
İkisi arasında hiç fark yok.

***

Yazının başına dönecek olursak, Büyükşehir Belediyesi’nin organize ettiği forum, katılımcılık adına örnek bir girişim.
Ancak keşke tıpkı Yeni İzmir Projesi’nde olduğu uluslararası bir yarışma ile bölgeye özel alternatif projeler hazırlansa da ardından kamuoyunun onayına sunulsaydı daha iyi olmaz mıydı?

DSP’nin kapısı fırıldaklara kapalı

GEÇTİĞİMİZ günlerde DSP’nin 81 il başkanı Ankara’da buluştu.
Genel Başkan Zeki Sezer ve partinin üst düzey yöneticilerinin tam kadro hazır bulunduğu toplantıda seçim startı verildi.
Yeni yaklaşımlar ortaya konuldu, stratejiler tartışıldı.
Anketlerde partinin itibarının yükselmeye başlaması DSP’lilere moral verdi.
Ancak…
Bazı il başkanları, partinin kapısının yeni isimlerin yanı sıra daha önce DSP’li olup, ayrılanlara da tekrar açılmasını istedi.
Başka bir grup ise yola yeni isimlerle devam edilmesi gerektiğini savundu.
Ama…
Başkanların çoğu, ayrıldıktan sonra parti aleyhine konuşmayanların kamuoyu önünde özür dileyip, “Biz hata yaptık” demeleri halinde DSP’ye tekrar gelebileceği görüşünü ortaya attı.
Bu görüş, bazı il başkanları tarafından kabul görürken, özellikle şu saptama yapıldı:
“Kapımız,birden fazla parti değiştiren fırıldıklar hariç herkese açık.”

AKP ve CHP’nin İzmir’deki evliliği

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ı Başbakanlık koltuğuna oturtan CHP, bu gidişle Çankaya yolunu da açacak gibi görünüyor.
Gerçi Erdoğan’ın yerine başka bir AKP’linin Çankaya’ya oturmasına sıcak bakan kimi CHP’li yöneticiler nedense Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesi konusunda kıllarını kıpırdatmıyorlar.
Bunun için gerekli olan Anayasa değişikliğini gündeme getirmiyorlar.
Ankara’da “tavşana kaç, tazıya tut” politikası izleyenler, İzmir’de ise kolkola girmekten çekinmiyor.
Nitekim, İzmir İl Genel Meclisi’nde “hizmet” adı altında AKP ile koalisyon yapan CHP’liler, yeni dönemde de “nikah tazeledi”.
Bakalım bu iki partinin birlikte “hizmet üretme aşkı” ne kadar sürecek?
İktidara gelmek isteyen CHP’liler, bunun yolunun AKP ile kolkola girmekten geçtiğini mi sanıyor acaba?
Belki de bu sayede AKP’lilerden iktidar olmanın püf noktalarını öğreniyorlar.
Ama…
Yarın seçim sathına girildiğinde İzmir’de bu “hizmet aşkı” uğruna yapılan “evlilik” ihanet ve aldatmalara ne kadar dayanacak hep birlikte göreceğiz.

6 Kasım ve hatırlattıkları…

1494-Kanuni Sultan Süleyman doğdu.
1913-Hintli lider Mahatma Gandhi tutuklandı.
1918-Çanakkale Boğazı İngiliz ve Fransızlar tarafından işgal edildi.
1956-Dwigt Eisenhower, ikinci kez ABD Başkanı seçildi.
1981-Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK) Yasası yürürlüğe girdi.
1983-12 Eylül ihtilalinden sonra ilk seçim yapıldı. ANAP tek başına iktidar oldu.
1984-Ronald Reagan, ABD Başkanı seçildi.
1991-İlhan Selçuk ve 80 Cumhuriyet çalışanı gazeteyi bıraktı.
2002-Fenerbahçe, Galatasaray’ı 6-0 yendi.

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın