Doğal yaşam ve doğal ürünler bu fuarlarda buluştu

Doğal yaşam tutkunlarının, çocuklarına organik ürünler sunarak daha sağlıklı bir gelecek umudunda olanların büyük bir merakla beklediği 5. İzmir Organik Ürünler Fuarı, Olivtech – 4. Zeytin, Zeytinyağı Teknolojileri Fuarı ile birlikte açtı kapılarını. İZFAŞ’ın 10-13 Nisan 2014 tarihleri arasında düzenlediği fuar profesyonel ziyaretçilerin yanı sıra son tüketiciye de açıktı.

İzmir’de düzenlenen bu genç fuarlara ilginin arttığı gözlendi. İZFAŞ’ın gelecek vaat eden fuarlarına son tüketicinin ilgisi de yoğundu. Fuarın ziraat fakültesi öğrencileri için ücretsiz olması güzel bir uygulamaydı. Fuarda sektör temsilcilerinin sorunlarına değinen konferansların yanı sıra, küçük üreticilerin, bitki yetiştirmeye ilgi duyanların merakla izlediği söyleşiler de yer aldı.

Fuarın ikinci günü, Dr. Füsun Tezcan’ın kalabalık bir grup tarafından ilgiyle izlenen “Börtü böcek için ev yapımı ilaçlar” söyleşisi vardı. Doğayla mücadele için doğal yöntemleri kullanmanın gerekliliğine dikkat çeken Dr. Tezcan, deneyimlerini doğa dostu önerilerin yer aldığı kitabında anlatmış.

Mücadele ederken doğaya zarar vermemek

Dr. Füsun Tezcan, söyleşide doğayı yok etmeden, zararlılardan ev yapımı ilaçlarla kurtulmanın yollarını anlattı. İnsanlığın yaklaşık 12 bin yıldır tarımla uğraştığını ve bu süreçte zararlılarla mücadele etmek için çeşitli yöntemlere başvurduğunu belirten Dr. Füsun Tezcan, Çinliler’in depo zararlıları için tebeşir ve odun kömürü kullandığını, Eski Roma’da ve Yunanistan’da tütsülere başvurulduğunu söyledi.

Söyleşiyi dinledikçe acı gerçeği bir kere daha anladık. Son 50-60 yılda kullanılan yeni kimyasallarla yaratılan ve kalıcı etkileri olan çevre kirliliği neredeyse 10-12 bin yıllık tarımsal üretim sürecine eşdeğer olmuş. Kimyasalların bilinçsizce ve yaygın kullanılışı, doğal dengeyi bozarken zararlılarda da dirence yol açmış. İnsanlardaki ani zehirlenmeler, deri reaksiyonları, genetik bozukluklar, çaresi bir türlü bulunamayan hastalıkların en önemli suçlularından biri çevre kirliliği bugün.

Dr. Füsun Tezcan, tarım alanında 1 gram tarımsal zehrin besin zinciri aracılığıyla insanlara ulaştığında 80 kiloya eşdeğer etki yaptığına dikkat çekiyor. Zararlılarla mücadele için elimize kimyasal yok edicileri almadan bir kere daha düşünmemizi öneriyor. Doğanın dengesindeki bozulmalar nedeniyle bazı yerde bu kimyasalların da işe yaramadığını söylüyor.

Doğayı doğayla yenmenin yöntemlerin öğreten ev yapımı ilaçlarda “3 E” kuralı var. “Ekolojik” olacak, “evdeki” malzemelerle üretilecek ve “ekonomik” olacak. Bu ilaçların maliyetleri 10 lira dolayında. Ancak ısırgan otundan yapılacak, sıfır maliyetle elde edilebilen ilaç önerileri de var. Örneğin, bu mevsim sıkça karşılaştığımız karıncalarla mücadele için asit borik,pudra, tarçın, karabiber ve tuzu öneren Dr. Tezcan, hamamböcekleri için asit borik ile toz – şeker karışımını öneriyor.

Dr. Füsun Tezcan, “İlacı hazırlarken biraz zahmetli. Raftan alıp böceğin üstüne sıkmaya benzemiyor. Ama bu bir tercih meselesi, doğaya verilecek zararı düşünürsek zahmete girmeye değer” diyor. Çok farklı ve kolayca yapılabilecek karışımlar Dr. Tezcan’ın “Börtü böcek için doğa dostu öneriler ve ev yapımı ilaçlar” kitabında ayrıntılı şekilde yer alıyor.

Seferipazar’dan bir yağ üreticisi

Organik Fuarı, büyük firmaların, zeytini, zeytinyağı, sabunuyla öne çıkan kurum ve kuruluşların yanı sıra küçük üreticilerin de dikkat çekmeye çalıştığı önemli bir pazar. Firmalar küçük ama organik sertifikalarını alıp markalaşmaya yönelmişler. Onlar için bu fuar oldukça önemli. Bu üreticilerden birisi de “Sakin Şehir” Seferihisar’dan gelmiş. Asuman Irmak, eşiyle katıldıkları fuarda organik olarak üretilen Seferis marka soğuk sıkım zeytinyağlarının yanı sıra ev yapımı reçelleri, organik yumurtaları da getirmiş. Organik yumurtaların, cilt bakımı yapmak isteyen kadınların ilgisini gördüğünü söylüyor.
Asuman Irmak, Seferihisar’da yaşayan kadınların ürünlerini sattığı www.seferipazar.com’da da yer alan bir üretici aynı zamanda.Seferihisar Belediyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İl Tarım Müdürlüğü’nün açtığı organik tarım kursuna gidip altı ay eğitim görmüş. Kurs sonrası markalaşmaya yöneldiklerini anlatan Irmak, “Fuarlarda yer almak kolay değil, oldukça masraflı. Ancak tam organik sertifikamızı alıp markalaşmamızı tamamlamak önemliydi. Bundan sonra daha iyi noktalara erişeceğiz” diyor.

Foça’dan zeytin kurusu

Fuarın ilgi gören ürünlerinden biri de Foça’dan. Fahri Muyooğlu “Sidem” marka yağları ve zeytin kurusuyla dikkatleri çekmiş bu fuarda. 2007 yılında organik sertifikalarını alarak markalaşan firma, üçüncü kez katılmış fuara. Eşi İlknur Hanım’la büyük emek vererek yetiştirdikleri ve özel panellerde kuruttukları zeytinleri sergileyen Fahri Muyooğlu, “Ben bu ürüne zeytin kurusu diyorum. Kuru meyve gibi ama özelliği tuzsuz oluşu” diyor. Ürünleri elde ederken firesinin yüzde 60 olması nedeniyle fiyatların biraz yüksek olduğunu öğreniyoruz. Ama lezzeti gerçekten çok güzel.

Yan ürünler azalan nar üretimine destek olabilir

Fuarda taze sıkılmış organik nar suyu ve geleneksel yöntemlerle üretilmiş organik nar ekşisini tanıtan Nariçe firmasından Mehmet Daldal ile de söyleşiyoruz. Nara olan ilginin geçen yıllara oranla ciddi düşüş yaşandığını, nar bahçelerinin söküldüğünü anlatıyor Daldal. Firma olarak ar-ge çalışmasıyla gerçekleştirilen yeni ürünlere yöneldiklerinden söz ediyor. Fuarda nar çekirdeği yağı, nar çekirdeği ve tozunu da sergileyen Nariçe firmasının da tüm ürünleri organik.

İçinde antioksidan maddeler bulunan nar her derde deva bir meyve olarak biliniyor. Kan dolaşımını dengelediği, kötü kolestrolü azalttığı, karaciğer ve böbrek dostu olduğu, kurdeşen hastalığına iyi geldiği biliniyor. Vücut için gerekli olan mineraller kalsiyum, demir ve potasyum içeriyor. İçindeki E vitaminiyle cilt enfeksiyonlarını da giderip cilde pürüzsüz bir görünüm kazandırıyor.

Bu noktada ürettikleri nar çekirdeği yağının yurt dışında kozmetik ve ilaç endüstrisinde kullanıldığını anlatıyor Mehmet Daldal. 100 kilogram çekirdekten 8 kilogram nar yağı elde edilebildiğini söylüyor. “Üretimi azalan nar pazarına yağ, çekirdek gibi yeni ürünler bir açılım getirebilir mi?” sorumuza ise “Şimdilik zor görünüyor ama çalışmaya, pazar araştırmaya devam” yanıtını veriyor.

Karaot Tohum Derneği’nden doğal fideler

Fuarda görüştüğümüz ve stantları oldukça ilgi gören sivil toplum kuruluşlarından biri de Karaot Tohum Derneği. Derneğin Genel Sekreteri, Peyzaj Mimarı Betül Çavdar, domates, biber fidelerini düzenlerken zaman ayırıyor bize. Fuara her sene katıldıklarını anlatan Betül Çavdar, “Geçen sene bizi ziyaret eden yine geliyor. Domates, salatalık, patlıcan, acur, biber, börülce fideleri var” diyor. Dört bin fide getirmiş dernek bu yıl fuara. Çavdar, “İstiyoruz ki, insanlar toprağa bulaşsın, ne yediklerini bilsin. Kendileri üretebilsin ve bunun zevkini anımsasın” diyor.

Organik sertifikası almaya karşı olduklarını belirten Çavdar, fon almayan bir dernek olduklarına da değiniyor. Zaten doğal üretim yaptıklarını, köyleri dolaşarak takas yöntemiyle sağladıkları yerli tohumlardan üretim yapıldığını belirtiyor. 2006 yılında Torbalı’nın Karaot Köyü’nde çalışmalarına başlayan dernek, kaybolmakta olan yerel sebze ve meyve çeşitlerinin korunması ve tohumlarının çoğaltılarak gelecek kuşaklara aktarılmasını amaçlıyor.

Yaptıkları araştırmalarla bölgeye has yerel tohumları bulup çoğaltan dernek, yetiştirilen fideleri bölge halkına dağıtıyor. Topum alıp satmayan, hiçbir çalışmasında Avrupa Birliği, Dünya Bankası ve bu kuruluşların yerel uzantılarından bağış, hibe sponsorluk kabul etmeyen dernek, tohumların evrensel bir değer olduğuna inanıyor. Tohumun millileştirilmesine, patentlenmesine, tekelleşmesine karşı duruyor.

Stantlarında dağıtılan broşürlerindeki slogan son derece etkili:

“Bu topraklarda neyin ekileceğine biz karar verinceye kadar mücadeleye devam!”

Related Images:


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın