Kibir nedir?
Yazar: Alev Göral
Kendini herkesten üstün tutmadır, büyüklenmektir kibir. İnsanın kendisini başkalarından farklı ve özel görüp, kimseyi beğenmemesidir.
Kibirli insan "kıskanç " olur. Başkalarının kendisine rakip olmaması için kimsenin başarısını ve mutluluğunu istemez.
Kibirli insan "bencil" olur. Tek olmak için kimseye el uzatmaz, yardım etmez.
Kibirli insan "kinci" olur. Kendinden başka kimseyi düşünmediği için kendisi gibi düşünmeyene, onu desteklemeyene düşman olur. Hatta kin besler. Affetmez, hoşgörüden çok uzaktır.
Bu konuda yazan uzmanlar kibirli insanların aynı zamanda "ahmak" olduğunun altını çiziyor. Ahmak ise sözlüklerde; "aklını gerektiği biçimde kullanma yeteneği olmayan, zekâsı pek gelişmemiş, aptal, bön, budala kimse" olarak tanımlanıyor.
Akıllı insan mütevazı insandır. Akıllı insan kendi meziyetlerinin farkında olup, bunu icraatları ile ortaya koyan, ancak takdiri başkalarından bekleyen, "korku" değil , "saygı toplumu" yaratmaya çalışan kişidir.
Her insanda biraz kendini beğenme, diğerlerinden farklı görme güdüsü vardır. Bu insan olmanın, kendisi ile barışık olmanın, hayata pozitif bakabilmenin bir zaruretidir. Ancak bu his, his olmaktan çıkıp, insanın kendisini dile getirmesi ile sosyal çevreye yansıyacak kadar güçlü hale gelmiş ise, bu büyüklük güdüsü insana zaman içinde büyük zarar verir.
Kibirli insanın gözü kendine olan aşırı ve gereksiz özgüven nedeni ile öylesine kararmıştır ki, kimseyi duymaz, görmez, okuduğunu anlamaz, olayları sadece kendi bakış açısı ile görür. Empati nedir bilmez. Hoşgörüden, birleştirici, dilden, pozitif ilişkilerden uzaktır.
Kibrinin farkında olmayan kimse yanardağ misali zaman içinde yavaş yavaş kendi kendini yer bitirir. Kötü düşünceler ile beslenen kimse, çevresindekilere ettiği kibirli sözler nedeni ile yavaş yavaş saygınlığını kaybeder ve kaderine terk edilir.
Düne kadar şakşakçıları kibrini okşayan kimse, bir süre sonra en yakınındakini bile bulamaz. Yalnızlaşır. Ne özel hayatta ne de sosyal yaşamda giderek aradığını bulamayan kibirli kişi, yalana başvurur, hileye başvurur, ihanet eder. Varlığını sürdürebilmek için yanlış üzerine yanlış yapmaya başlar. Çırpındıkça daha büyük batağa saplanır. Ve gün gelir kibrinin kurbanı olur. Yok olup gider!.
Sevgi dili ile birbirimizi kucaklamak, empati yapmak, hoşgörülü olmak, yardımlaşmak, gülümseyerek mütevazı bir yaşam sürmek varken, şu ölümlü dünyada kibir kime ne kazandırır ki? Hadislerde bile kibir ile ilgili, ayetler yok mudur zaten bu güzel dinimizde?
Lafın güzeli kısa ve öz olanıdır demişler.
Kibirsiz insanlarla dolu mütevazı bir dünya diliyorum.
Sevgi, saygı ve hoşgörü çerçevesinde...