Bulvar gazeteciliğinde kendini okutmanın başlıca yolu utangaç erotizmdi. İlk sayfadan son sayfaya kadar tiraj kurtarıcısı bu yöntem uzun yıllar kullanıldı. Gazetelerin internet ortamında daha yoğun takip edildiği günümüzde de bu başucu yöntem kullanılmaya devam ediliyor. Ancak erotizm, tiraj veya internet ifadesi ile yüksek hit garantili tek yöntem olmaktan çıktı. Artık erotizm kadar okunan, dikkat çeken farklı konular var. Daha uzun ve sağlıklı yaşam arayışı, gazeteler ve onların internet mecralarında bu amaçla işlenen konuların başında geliyor. "Beş günde iki beden incelme", "15 günde saç çoğaltma, tüy azaltma" benzeri bilimsel olmaktan uzak hap başlıklar, en az erotizm kadar okunuyor, okutturuyor. Gazetecilik denemeyecek bu yayıncılık günlük sosyal ve siyasal gelişmelerin yansıtıldığı haberlerden daha fazla dikkat çekiyor. Sağlığın bugün yayıncılıkta yoğun takip edilip, ilgileniliyor olması bize özel de değil. Ülkemiz dışındaki yayıncılıkta da sağlık, basın tarihinde görülmeyecek derecede sayfa ve ekranlarda geniş yer buluyor.

Terk etmek baskın duygu haline geldikçe...

Dünden bugüne sarkan yüksek tiraj ve hit garantili erotizm, uzun yaşam vaat eden sağlık yayıncılığının dışında son birkaç yılda tamamen bize özgü bir yayıncılık tarzı büyük-küçük tüm haber mecralarının gözdesi haline geldi. Yaşadığı ortamın kendisini mutlu etmediğini düşünen kitleler büyüdükçe dünyada özgürce seyahat edebileceğimiz veya göçüp yeniden başlayabileceğimiz ülke ve coğrafyalara yönelik haberler, röportajlar, sayfa ve ekranlarda daha fazla ilgi görüyor. Gün geçmiyor ki büyük yayın kuruluşlarından birinde veya birkaçında vizesiz gidilebilen ülkeler listesi yayımlanmasın. Düşük bütçeler ile bir süre kalınabilecek veya göç edilebilecek ülke bilgileri de yine aynı anlamda geniş okuyucu kitlesi ile buluşuyor.

Ağırlıklı olarak yüksek eğitimli gençleri, sorgulama kültürüne sahip insanları, en azından dikkate değer bir kitleyi her gün bu tür haber ve araştırmaları okumaya iten şey asla tek başına seyahat veya macera tutkusu değil. Mutsuzuz ve umudumuz hiç olmadığı kadar yaralı. Terk etme, başka bir coğrafyada yeniden başlama isteğimiz, bizleri, her gün gazete ve ekran başında bu tür haberleri okumaya yönlendiriyor. "Yitirdiğimiz mutluluk ve umudu başka bir yerde yakalayabilir miyiz? "dürtüsüdür bu. Masumiyet ile nitelendirilebilecek bu dürtü, haber mecralarında karşılığını, adeta hava durumu, nöbetçi eczane sabit köşeleri gibi yayımlanan "vizesiz gidilebilen ülkeler listesi" ile buluyor.

Gazetelerin, internet yayıncılarının bol fotoğraflar ile süslediği Türklere vize istemeyen ülkeler listesi, Avrupa'ya, özgür dünyaya ulaşmak için kaçak göçmenlerin kullandığı lastik botlara benziyor. Sonucu dram da olsa umut da olsa terk etmek, göç etmek tercih haline gelmeye devam ettikçe "vizesiz gidilebilen ülkeler listesi" dünün 3. sayfa güzelleri gibi tüm haber mecralarının vazgeçilmezi olacak.

Vizesiz ülke listemiz eksik kalmasın

Yazımızı okutmak için bir vizesiz gidilebilen ülkeler listesi de biz verelim: Andorra, Arjantin, Arnavutluk, Bahamalar, Barbados, Belarus, Belize, Bolivya, Bosna-Hersek, Botsvana, Dominik, Ekvator, El Salvador, Fas, Fiji, Filipinler, Filistin, Guatemala, Gürcistan, Honduras, Hong Kong, İran, Jamaika, Japonya, Karadağ, Katar, Kazakistan, Kırgızistan, KKTC, Kolombiya, Güney Kore, Kosova, Kosta Rika, Libya, Lübnan, Makedonya, Maldivler, Malezya, Mauritius, Moğolistan, Moldova, Nikaragua, Palau Cumhuriyeti, Panama, Paraguay, Peru, Seyşeller, Sırbistan, Singapur, Suriye, Svaziland, Şili, Tayland, Trinidad-Tobago, Tunus, Tuvalu, Ukrayna, Uruguay, Ürdün, Venezuela.