Bir dakika, hemen itiraz etmeyin, "İki günde İzmir olur mu?" diye. Tabii olmaz. İzmir'e iki günde doyulur mu? Bu bizimki İzmir'i tatmak!
İzmir'e, İstanbul, Ankara veya bir başka kentimizden gelip, "İzmir'in şöyle bir tadına bakayım" diyen konuklarımız için turumuz Konak Meydanı'nda başlıyor. Basmane Garı'ndan başlayıp, Tilkilik ve Mezarlıkbaşı üzerinden Kemeraltı'nı bir uçtan bir ucuna kat edip Konak Meydanı'na ulaşan caddenin ismi Anafartalar Caddesi.
![](http://kentyasam.com.tr/wp/wp-content/uploads/images/2017/201705231203103999.jpg)
Herkesin Konak Meydanı diye bildiği İzmir Saat Kulesi'nin de bulunduğu meydanın resmi adı Atatürk Meydanı. Meydanın dikkat çekici yapısı olan Hükümet Konağı'nın yerinde bir zamanlar İzmir Voyvodası Kapanizadeler'in ahşap konağı yükseliyordu. Çeşitli yangınlar ve depremlerle yok olan bu yapının yerine günümüzde orijinaline uygun bu yapı yapılmış.
Meydanın diğer bir ilginç yapısı ise 1748 yılında yapısı da Yalı Camisi ya da Ayşe Hatun Camisi. Kütahya çinileri ile bezeli pencere çevreleri bu minik camiye ayrı bir güzellik katıyor. Bir köşede suskun ama hüzünlü duran Gazeteci Hasan Tahsin Heykeli ise yerinden memnun değilmiş gibi bir görüntü veriyor.
Şu an artık yerinde olmayan, ancak 1950 yılına kadar görkemli cephesi ile meydanı süslemiş olan Sarı Kışla unutulmaz tarihi yapılardan. Yerine güzel bir yapı yapılacağı gerekçesi ile yıkılan bu güzel bina artık sararmış kartpostallarda görülebiliyor.
![](http://kentyasam.com.tr/wp/wp-content/uploads/images/2017/201705231152383999.jpg)
Tabii ki İzmir Saat Kulesi meydanın en görkemli anıtı. 1901 yılında Sultan Abdülhamit'in tahta çıkışının 25 yılı şerefine Vali Kamil Paşa tarafından İzmirliler'den toplanan paralarla Raymond Pere'ye yaptırılmış. Ancak Kamil Paşa, Abdülhamit'in önceden bunu beğeneceğinden emin olmak istemiş. Beyoğlu'nda bir ermeni kuyumcuya yaptırdığı bir metrelik gümüş maketini Yıldız Sarayı'nda padişaha sunmuş. Maketi Abdülhamit'in hoşuna gidince inşaatı için hemen işe koyulmuş. Saat Kulesi'nin maketi bugün Topkapı Sarayı'nda sergilenmektedir.
Saat Kulesi'nin yüksekliği de 25 yıldan esinlenilerek 25 metre olarak yapılmış. Yapıldığı günden bu yana birkaç deprem hariç durmayan saat zaman zaman Vandallar tarafından kısmen tahrip edilmiş. Alman İmparatoru 2. Wilhelm tarafından hediye edilen saatler ise mekanik olarak mükemmel şekilde çalışıyor. Her altı günde bir kurulaması gereken saatlerin bakımını da, meydan saatlerinin aşığı değerli bir saat ustası Feti Pamukoğlu tarafından yapılıyor. İzmir saat kulesi ile birlikte 16 meydan saatinin de bakımını yapan usta, en az saatler kadar ilginç.
![](http://kentyasam.com.tr/wp/wp-content/uploads/images/2017/201705231153053999.jpg)
Gördüğünüz gibi, henüz daha Kemeraltı'na bile giremedik. Ancak kendimizi bu güzel meydandan koparıp, hem tarihin, hem de özel lezzetlerin peşine düşme zamanı geldi.
Konak'ta başlayıp Basmane'ye kadar devam eden Anafartalar caddesinin Hisarönü'ne kadar olan bölümünde gerdanlıktaki değerli taşlar gibi dizilmiş toplam 7 tane cami bulunuyor. İçlerinde 20. Yüzyıl'ın başında Barok stilinde inşa edilen Salepçioğlu Camisi de var, 400 yıllık Hisar Camisi de. Kimi cadde seviyesinde, kimisi de "fevkani"; yani yüksek cami.
![](http://kentyasam.com.tr/wp/wp-content/uploads/images/2017/201705231152543999.jpg)
Bu kadar güzel camilerin, hanların ve hamamların burada birikmiş olması tabii ki rastlantı değil. Yüzyıllardır süren ticaret ve buna bağlı yaşamın açık bir göstergesi. 14 bin 500 dükkanda 85 bin kişinin çalıştığı çarşıda bir milyonun üzerinde ürün sunuluyor gelenlere. Bazı illerimizden büyük olan Kemeraltı'nda sadece çalışanların bile pek çok ihtiyacının giderilmesi gerekiyor.
Tabii bunların başında yeme-içme geliyor. Müşterisi gelip geçici olmayan bir lokantanın lezzetsiz bir yemeği sunması mümkün mü sizce? Hal böyle olunca, aynı anda bir lezzet deryasında buluyorsunuz kendinizi. Üç dört kuşaktan beri işletilen bazı lokantaların ayakta kalabilmelerinin nedeni de bu olsa gerek.
Eh, sadece esnaflar doyacak değil elbet. Her gün Kemeraltı'na gelen yüzbinlerce müşteri de bu lezzetlerden nasibini alıyor. Ege Gastronomi Turizmi Derneği'nin çıkarttığı "Kemeraltı Lezzet Haritası"nda bunların bir kısmı işaretlendi. Ücretsiz olan bu haritalar İl Turizm Müdürlüğü'nden temin edilebilir.
![](http://kentyasam.com.tr/wp/wp-content/uploads/images/2017/201705231153183999.jpg)
Şimdi siz karar verin ; İnsanları para harcamaya özendirmek için binbir takla atan AVM'lere mi gideceksiniz, yoksa kendi öz değerlerinizi bağrında barındıran, gerçek lezzetlerle kendinize ziyafet çekeceğiniz Kemeraltı'nda keşfe mi çıkacaksınız?
Karar sizin!
Bir sonraki yazımızda Kemeraltı lezzet duraklarının peşine düşeceğiz.